'Sosyal ortam' ve 'yaşam kalitesi' denince

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KAYDERİ'DEN / Mahmut SABAH

[email protected]

Bir grup bilim adamı, MasterCard Woldwide kuruluşu adına "Türkiye'nin Şehirleri Sürdürülebilirlilik" araştırması yapmış. Verilere bakılırsa,  Kayseri "nesnel"de mega kentlerin hayli gerisinde. "Öznel" değerlendirmede ise orta ölçekli kentler, örneğin Bursa, Eskişehir Konya gibi 'yıldızı parlayan' kentler arasında yer alıyor.

"Öznel"e göre, Kayseri 'işçilik maliyeti', 'kültür-sanat-eğlence' ve 'tarım potansiyeli' açısından ülke ortalamasının altında bir seyir izliyor. Buna karşın, 'planlı gelişme', 'sanayi potansiyeli', 'çevre temizliği', 'su ve elektrik altyapısı' gibi alanlarda Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Yine verilere göre, "sürdürülebilirlilikte" 81 il arasında 16'ncı sırada. Çevre performansında 19'uncu, ekonomik performansta 25'inci, sosyal performansta 13'üncü,  yaşam kalitesinde 18'inci sırada yer alıyor.

Umut verici, buna karşın düş kırıklığı yaratan türden görüntüler de var, veri satır aralarında. Örneğin, Kayseri sağlık hizmetleri açısından "performansı en yüksek kentler" arasında ilk sırada olmasına karşın,"sosyal ortam fukarası kent" kimliği taşıyor yakasında. Nitekim Eskişehir örnek gösterilerek; "Üniversitelerinin de katkısıyla kuvvetli bir sosyal ortam sunuyor. Kayseri ise daha çok doğrudan iş yaşamı ortamına kilitlenmiş görünüyor" deniliyor. Yani; "yıldızı parlayan kentler" arasında gösterilmesine rağmen, bilimsel veriler Kayseri'nin henüz o düzeyde olmadığını, özellikle de sosyal ortamın, insanların yaşam kalitesi ve ekonomik gelişiminde emsallerinin gerisinde kaldığını ortaya koyuyor.

Doğrudur… Kayseri, imar uygulamalarında sığ şehircilik anlayışının ezberlerini bozarak bugünlere gelen, ancak buna karşın "yaşam kalitesi"nin önünü tıkayan kısırdöngüyü henüz kıramamış olmanın ezikliğini yaşayan bir kent. Yerel hizmetler yerli yerinde. Caddeler, sokaklar tertemiz… Meydanları parkları iç açıcı… Stadyumu güzel, tramvayı güzel… Kongre Merkezi, Kent Kültür Sitesi de öyle… Dahası; dolmuşu yok, gecekondusu yok. Uluorta bağıran işportacısı, seyyar satıcısı yok. İlginçtir; övünülesi bunca iç açıcı görüntüye karşın, sözünü etmeye değer bir "sosyal duruşu" bir "kaliteli yaşamı" yok!..

Kayseri; adı Eskişehir, Konya ve Gaziantep gibi "Anadolu Kaplanları" ile birlikte anılan ve de geleneksel toplum yaşantısını, tıpkı o kentler gibi "muhafazakar" duruşu ile sanayileşmeyi bir arada götürerek sürdüren bir kent. Peki; Eskişehir'de, Konya'da olan, neden Kayseri'de yok?

Yetkili ağızlar kentin geleceğinden söz ederken, "Kayseri'ye 'model şehir' kimliği kazandıracak 'akılcı projeler' geliştiriyoruz" diyorlar. Oysa, sadece parlak projeler üretmek sorunları çözmeye yetmiyor; çağdaş yaşantıya gölge düşüren çelişkilerin de ortadan kalkması gerekiyor. Bir başka deyişle, 'imaj' projelere, ya da 'prestij' yapılara imza atmak insanları mutlu etmeye yetmiyor. Ekonominin yanı sıra, sosyal ve kültürel dinamiklerin harekete geçirilerek, kent insanına 'kaliteli yaşam' ortamının sunulması da gerekiyor.