'Süreci bozan, tarihe hesap veremez'

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' ded

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' dedi. 

Akdoğan, Neşet Ertaş Kongre Merkezi'nde düzenlenen  AK Parti Keçiören İlçe Başkanlığı Ekim ayı Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'de değişim, dönüşüm, büyük demokratikleşme hamlesinin mimarı olan AK Parti'nin ''Yeni Türkiye'nin öncü aktörü" olduğunu söyledi.

Türkiye'de üç büyük demokratikleşme dalgası yaşandığını anlatan Akdoğan, bunlardan birisinin Menderes dönemi olduğunu, bu dönemde Türkiye'nin çok farklı hayata geçtiğini, ikinci büyük demokratikleşme döneminin de Özal döneminde olduğunu, Türkiye'nin dünyaya açıldığını kaydetti.

Akdoğan, ''Üçüncü büyük demokratikleşme dalgası aslında buna dalga değil tsunami demek lazım Erdoğan döneminde yaşandı. Siyasi hareketimizin lideri Tayyip Erdoğan, hayata geçirdiği reformlarla, ezber bozan, tabuları yıkan bir lider olarak tarihe geçti. Bugün onun liderliğinde ve Sayın Davutoğlu'nun genel başkanlığında aziz millete hizmet davasında yol yürümeye devam ediyoruz’’ diye konuştu.

AK Parti'nin farklı toplum kesimlerine lokomotiflik yaptığına işaret eden Akdoğan, partinin çok farklı düşünceden insanları bir araya getirerek, büyük değişim, dönüşüm projesini gerçekleştirmek için öncü bir rol oynadığını söyledi.

Siyasetin her zaman kolay bir iş olmadığını, zor zamanda konuşmanın, zor zamanda siyaset yapmanın, mücadele etmenin bir fedakarlık gerektirdiğini ifade eden Akdoğan, parti üyelerinin de bu hareketin bir parçası, bir neferi olarak bu kutsal yürüyüşün bir parçası olduğunu kaydetti.

AK Parti'nin bu büyük Türkiye ideali için çalışırken, bu demokrasi dalgalarını tersine çevirmek isteyen vesayet odaklarının da boş durmadığını anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:

''Kimi zaman bildirilerle, kimi zaman darbe girişimleriyle, kimi zaman parti kapatma davalarıyla, kimi zaman terör olaylarıyla, hükümetin iradesi ezilmek, milletin iradesi bastırılmak istendi. AK Parti bunların hepsini püskürtmeyi, milletin emanetine sahip çıkmayı başardı. Gezi olaylarıyla muradına eremeyenler ikinci dalga olarak 17 ve 25 Aralık operasyonlarından medet umdular. Yeni vesayet odakları bu kez devlet gücünü kullanarak, devlete operasyon çekmek istediler. Bu kumpas ve şantaj çetesi ülkeyi kendi kontrollerinde bir esaret rejimine çevirmek istediler. Ama olmadı. 30 Mart'ta millet oyunu bozdu, 10 Ağustos'ta bir kez daha bozdu. AK Parti dik durdu, Tayyip Erdoğan dik durdu ve bütün oyunları bozdu.’’

''Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi önemli bir kilometre taşı''

Bugüne kadar hangi oyun oynandıysa, hangi tuzak kurulduysa, hepsinin, tuzak kuranların başına geçirildiğini, bütün oyunların tersine çevrildiğini ifade eden Akdoğan, AK Parti'nin milletin emanetine sahip çıktığını söyledi.

Siyasetin sadece hizmet etmek değil, bir mücadele gerektirdiğini vurgulayan Akdoğan, "Bu yüzden zor iş siyaset yapmak. Hem hizmet edeceksiniz hem hizmet yaparken işte bu vesayet odaklarıyla, çetelerle, mafyayla mücadele edeceksiniz. AK Parti bunu da başardı ve yeni demokrasi yolunda Türkiye'ye çok büyük kazanımlar getirdi'' diye konuştu.

Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin yeni Türkiye'nin inşasında önemli bir kilometre taşı olduğunu ve sembolik  öneminin yüksek bir olay olduğuna dikkati çeken Akdoğan, ''Bu siyasi hareket köksüz bir siyasi hareket değildir. Ta İttihat Terakki'den bu yana devam eden iki büyük akım arasındaki mücadele zaman zaman işte Menderes’te ortaya çıkmıştır. Zaman zaman Özal'la ama son dönemde bütün bu siyasi hareketlerin, akımların birleşkesi olarak Tayyip Erdoğan’ın, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olması çok önemli bir gelişmedir'' değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'nin Genel Başkan ve Başbakan değişimini başarıyla tamamlamasının geçiş sürecini sorunsuz atlatmasının birilerini rahatsız ettiğini ifade eden Akdoğan, şöyle devam etti:

''Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olursa üzerine bir takım olumsuz senaryolar geliştirenler oldu, ' AK Parti bölünür, parçalanır'. Genel başkanlık sürecinde türlü türlü oyunları devreye soktular, 'acaba bir nifak oluşturabilir miyiz? Bir bölünme meydana getirebilir miyiz?' Cumhurbaşkanlık sürecinde de oyunlar tutmadı, genel başkanlık sürecinde de tutmadı. Yeni hükümet kuruluşundan sonra da tutmadı ve baktılar ki Ak Parti bu süreci başarıyla tamamladı. AK Parti ailesi, bu büyük camia, büyük bir ahlaki duruş sergilendi. Yeni genel başkanın arkasında dimdik durdu. Bunu da gören çevreler farklı planları devreye almaya çalıştılar. Bu sefer terör üzerinden bir oyun başlatıldı. Zaten eskiden beri siyaseti baskı altına almak isteyen vesayet odakları hep terörü kullanmıştır. Terör üzerinden sivil siyaset etkisizleştirilmeye çalışılmıştır. AK Parti geçmişte de bu oyunu bozdu. Ama son dönemde başka tutunacak dal kalmayınca tekrar terör olaylarına sarıldılar. Bunun bahanesi de Kobani oldu.''

''Kobani olayları bir kaldıraç olarak kullanılmak istendi''

Kobani olaylarının bir kaldıraç olarak kullanılmak istendiğini anlatan Akdoğan, şunları kaydetti:

''Türkiye'yi Suriye bataklığına çekmek isteyen bir takım güçler, Kobani'yi kaldıraç olarak kullanarak, bu olayları provake ederek acaba Türkiye'yi Suriye'ye sokup birileriyle bazı örgütlerle savaştırabilir miyiz...? Ama hükümetin basiretli tavrı, bunu da boşa çıkardı. Sonra da birileri de tıkaç olarak kullanmak istedi bu Kobani'yi. Çözüm sürecinin önünü tıkamak için, çözüm sürecinde hükümetin kararlılığını görenler, örgüt yandaşları adeta bir panik atak geçirdiler. Amiyane tabirle su kaynattılar, baktılar ki hükümet bu sorunu çözmekte kararlı, ne yapacağını biliyor. Acaba bunun üzerinden yeni bir hadiseler meydana getirip, bunun önünü tıkayabiliriz miyiz, bunun çabası içerisine girdiler. Ama bu da ters tepti. Türkiye toplumu bir bütün olarak bu yaşanan şiddete ve Vandalizme karşı çıktı. Hem toplumsal tepkiden korktular hem hükümetin kararlı duruşundan bir şekilde geri adım atmak, U dönüşü yapmak zorunda kaldılar.''

'Bu süreci bozan tarihe de millete de hesap veremez''

 ''Bu süreci bozan, sabote eden, bu sürecin altında kalır. Tarihe de millete de hesap veremez'' diyen Akdoğan, bu sürecin sahibinin, mimarının AK Parti iktidarı olduğunu söyledi.

Akdoğan, ''AK Parti bu süreci devam ettirecektir, millet için devam ettirecektir, Türkiye'nin bekası için, birlik ve bütünlüğü için devam ettirecektir. Ama bunu devam ettirirken, kamu düzeninden ve güvenliğinden asla feragat etmeyecektir, taviz vermeyecektir. Öncelikli zemin kamu düzeni ve güvenliğidir. Ondan sonra herşey bunun üzerine minare edilecektir. Bu konuda asla geri adım atmayız, asla taviz vermeyiz. Bu olayları çıkaranların yanına da kar bırakmayız'' ifadelerini kullandı.

 Hükümetin ne yapılması gerekiyorsa, kamu düzenini korumak, sağlamak ve güvenliği tesis etmek için üzerine düşen herşeyi yapacağını vurgulayan Akdoğan, şöyle devam etti:

''Burada kendi üzerine düşeni yapmayanlar, hükümete ev ödevi veremezler. Sürecin öncelikli maddesi şiddeti ve asayiş olaylarını durdurmaktır. Önce bunu göreceğiz. Bu olaylar duruyor mu? Yol kesmeler, adam kaçırmalar, iş makinesi yakmalar, esnafın işyerini yakmalar bunlar duracak, ondan sonra yol yürüyeceğiz. Ve bunların durması için ne gerekiyorsa hükümet gereken adımı atacaktır. Yasal düzenleme gerekiyorsa onu da çıkaracaktır. Hangi idari tedbir gerekiyorsa, o adımları atacaktır.''

Bölge halkının bugün devletten güvenlik ve düzen istediğini anlatan Akdoğan, bunun önemli bir kırılma noktası olduğunu söyledi.

Devletin baskı yapan, zulüm eden değil, şefkat gösteren, hizmet eden olduğunu belirten Akdoğan, ''Bugün bölgede zulüm eden tek aktör terör örgütüdür ve onun yandaşlarıdır. Yol kesen, adam kaçıran, makine yakan, hizmetleri engelleyen terör örgütüdür ve bu zulüm kime yapılmaktadır? Kürt vatandaşa yapılmaktadır. İşyeri yakılan esnaf Kürttür, iş makinesi yakılan iş adamı Kürttür, haraç alınan iş adamları Kürttür, oy kullanmaya giderken, yolu kesilen seçmen Kürttür. Kürde zülm eden bir örgüt var. Biz vatandaşı kesinlikle yalnız bırakmayacağız. Bunu herkesin çok iyi bilmesi ve anlaması gerekiyor'' diye konuştu.

Bölgede halkın, terör örgütünün zulmünden bıkmış, yaka silkmiş durumda olduğunu belirten Akdoğan, ''Tüm bu bölgedeki aktörler önce kamu düzeni ve güvenliği diyorsa, devletten medet umuyorsa, ve örgüte karşı bir şikayet içerisindeyse bu önemli bir kırılma noktasıdır. Devlet vatandaşını yalnız bırakmayacaktır. Çözüm süreci kararlılıkla sürdürülecektir ancak güvenlik tedbirleri ve kamu düzeni en üst düzeyde tesis edilerek devam edilecektir'' ifadelerini kullandı.