'Terör örgütü terör örgütüdür'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, 'DAEŞ, El Nusra ya da YPG gibi terör örgütlerinin çeşitli stratejik analizlere göre tasnif edilmesinden yana değiliz' açıklamasında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin DAEŞ, El Nusra, YPG ya da başka terör örgütünün çeşitli stratejik analizlere göre, sahadaki çeşitli ittifaklara göre tasnif edilmesinden yana olmadığını belirterek, "Terör örgütü terör örgütüdür. Bir terör örgütünün daha yakın tehlike arz eden başka bir terör örgütüyle mücadelesi söz konusuysa batılı ülkeler açısından, buna göre onu meşru kabul ediyorlarsa bu, geçmişte yaptıkları hataların tekrarıdır" şeklinde konuştu.

"Bizim ulusal güvenliğimiz de çok kıymetlidir"

Çelik, "Başka ülkelerin ulusal güvenliği ne kadar kıymetliyse bizim ülkemizin ulusal güvenliği onlardan çok daha kıymetlidir. Ulusal güvenliğimiz konusunda aldığımız bir tedbirin, meşru bir tedbirin, meşru müdafaa anlamında bir tedbirin hiçbir şekilde bunlar tarafından eleştirilmesine doğru gözle bakmayız" ifadelerini kullandı.

"Piri'nin açıklamaları haddini bilmezliktir"

Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Piri'nin açıklamaları ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

"AB gibi, II. Dünya Savaşı'nda birbirine kıymış, birbirini katletmiş devletlerin 'ortak bir barış dünyası kuralım, küresel değerler üzerinden bir entegrasyon sağlayalım, terörü ve şiddeti dışlayalım, şiddetin her türlüsünü kendi siyasal alanımızın dışına atalım' diye kurulmuş bir organizasyonun, bir barış projesinin kurumlarını temsil eden bir raportörün, Türkiye'ye gelip de terör örgütü üyeleriyle vakit harcaması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni suçlaması en hafif tabirle, tarafsızlığını yitirmesinin ötesinde, haddini bilmezliktir."

"Terör örgütünü istisna tutan bir tutum içerisine girilmemeli"

Kimsenin terör örgütleri konusunda herhangi bir terör örgütünü istisna tutan bir tutum içerisine girmemesi gerektiğini belirten Çelik, "Bu çerçevede 'DAEŞ denilen terör örgütüyle mücadele ediyor' diye YPG'nin terör örgütü vasfının dikkate alınmaması, doğrusunu söylemek gerekirse uluslararası toplum için, uluslararası toplumun terörle mücadele kararlılığı için son derece büyük bir kara delik ortaya çıkarmıştır, büyük bir zaaf ortaya çıkarmıştır" şeklinde konuştu.

"Alınan tedbirler savaştan uzak durmaya dönük"

Çelik, büyük bir kara propaganda yürütüldüğünü belirterek, "Özellikle Rusya medyasında çıkıyor. İşte bir üçüncü dünya savaşı ihtimali ya da Türkiye ile başka ülkeler arasında çatışma ihtimali gibi şeyler. Türkiye’nin aldığı bütün bu tedbirler, etrafındaki savaştan uzak durmaya dönük tedbirlerdir"dedi.

Yeni anayasa çalışmaları

Yeni anayasanın Türkiye’nin en önemli meselesi olduğunu dile getiren Ömer Çelik,  "Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi daha da güçlenmesi, temel insan hak ve hürriyetlerinin daha çok garanti altına alınması, yargı bağımsızlığının daha çok garanti altına alınması, kuvvetler ayrılığının daha yerleşik ve güçlü hale getirilmesi için yeni anayasa çalışmalarının sürmesi gerektiğini bir kere daha altını çiziyoruz" şeklinde konuştu.

Çelik, "Yeni anayasa çalışmaları için Komisyon kurulamıyorsa biz partide yaptığımız çalışmaları iki hat üzerinden sürdüreceğiz. Bir tanesi yeni anayasa talebinin toplumda daha da kökleşmesini sağlamak, yeni anayasa talebini Anadolu'da daha çok anlatmak. İkincisi de tabi ki biz Türkiye'nin en büyük siyasi partisiyiz, bizim tabi ki yeni anayasa konusunda söyleyeceğimiz söz sadece gündelik tartışmalarla sınırlı değil, bir anayasa perspektifimiz var" ifadelerini kullandı.

HDP'li milletvekilinin terörist için kurulan taziye çadırını ziyareti

Çelik, HDP'li milletvekilinin terörist için kurulan taziye çadırını ziyaret etmesi ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

"Zannediyorum, herhangi bir şekilde Türkiye’de zaten görülmemiş bir olay ama dünyada böyle bir şeyin görülmüş olabileceğini düşünemiyorum, yani halkın oylarıyla seçilmiş birisinin evrensel değerleri, insan haklarını, hukuk devleti ilkesini koruması gereken birinin, caninin, katilin taziyesine gitmesi kendisini insani değerlerden arındırmak olduğu gibi bütün temel siyasi değerlere, bütün demokratik değerlere karşı tutumdur."