'Türkiye AB'ye alınmış olsaydı...'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Fransa'daki kanlı saldırıları protesto amacıyla Paris’te düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü sonrası açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, "Türkiye AB'ye entegre olmuş olsaydı bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başbakan Davutoğlu, "Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine dünyada nerede olursa olsun, devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin'de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye'de veya Filistin'de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı, insanın değeri söz konusu olduğunda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan onuruna, insani değerleri aynı saygıyı beklediğimizi vurgulamak istiyoruz" dedi.

"Türkiye AB'ye alınmış olsaydı..."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer Türkiye AB'ye, engel çıkarılmamış ve 2004'te Kıbrıs referandumu sonrasında AB'ye entegre olmuş olsaydı emin olunuz, bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde, bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak Avrupa'da prim yapar hale geldi. Problemin kaynağı burada" dedi.

"Mevcudiyetimiz bir teminat"

Avrupa'daki Müslümanlar ve Türkler açısından da Paris'te bulunmasının önemli olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: 

"Biz burada bulunmakla bu terör saldırısını istismar ederek Müslümanlara yönelecek saldırılar karşısında da bütün Avrupalılara şu mesajı vermek istedik: Avrupa asırlar boyu çok kültürlü, çok dinli bir kıtadır. Endülüs'ten Osmanlı'ya kadar da İslam, Avrupa kıtasının en asli unsurudur. Avrupa'da İslam-Hristiyanlık çatışması üzerinden herhangi bir şekilde gerginlik çıkarmak isteyenler Avrupa kültürüne ihanet etmektedirler. Bu ister bu olayda, terör saldırısında olduğu gibi İslam adına İslam'ın değerlerini çiğneyen bazı terör grupları tarafından olsun isterse yine bu süreç içinde onlarca camiye saldırıda bulunan Avrupa'daki ırkçılar adına olsun, kim olursa olsun Avrupa kültürüne bu anlamda darbe vurmaktadır.

Bugün burada sergilediğimiz tablo, Avrupa kıtası açısından da bir birlik, bütünlük tablosudur ama aynı zamanda da bizim vatandaşlarımız, Avrupa'daki Müslümanlar açısından da mevcudiyetimiz bir teminat mahiyetindedir. Bugün burada bulunmakla aslında aynı kararlı dayanışma bilincinin Avrupa'da da ortaya çıkmasını istiyoruz. İslamofobik tarzda yapılan saldırılar, camilere yönelik eylemler konusunda da bütün Avrupa'dan aynı hassasiyeti beklemek her zamankinden daha çok hakkımızdır."

"Türkiye'nin tutumu ilkesel"

Türkiye'nin, Avrupa ve insanlığın ortak değerlerini savunmak gerektiğinde bugüne kadar sürdürdüğü ilkesel tutumu burada da yürüyüşe katılarak gösterdiğini dile getiren Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Geçmişte terörden çok acı çekmiş bir ülke olarak bundan sonra da dünyanın neresinde olursa olsun terör faaliyetine karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yine dünyada nerede olursa olsun, devlet terörü anlamında, kendi halkına veya Filistin'de olduğu gibi Filistinlilere yönelik baskı ve zulüm uygulayanlara karşı da Suriye'de veya Filistin'de veya diğer ülkelerde, sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İnsan canı, eşrefimahlukat olan insanın değeri söz konusu olduğunda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da etnik ve mezhebi kökene, dini arka plana bakmadan insan onuruna, insani değerleri aynı saygıyı beklediğimizi vurgulamak istiyoruz."  

Başbakan Davutoğlu, yürüyüş öncesinde birçok liderle görüşme imkanı bulduğunu da aktardı. Alana hareket için bekledikleri salonda Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile görüştüğünü belirten Davutoğlu, Avrupa ile ilgili konuları, son gelişmeleri istişare ettiklerini dile getirdi. 

Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras ile uzun bir görüşme yaptıklarını kaydeden Davutoğlu, Yunanistan'daki son gelişmeleri, Türk-Yunan ilişkileri konusunda Atina'da alınan kararlar çerçevesinde istişarede bulunduklarını bildirdi. Başbakan Davutoğlu, Ürdün Kralı Abdullah ve İslam dünyasından gelen birçok liderle de yürüyüş öncesinde görüştüğünü ifade etti. 

Türkiye'nin teröre karşı ilkesel bir tutumu olduğunun altını çizen Davutoğlu, "Bu ilkesel tutumu, dünyanın her yerinde tekrar etme ve mevcudiyetimizle değerlerimizi ayakta tutmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"Ümit ederiz ki bu sorunlar, barışçıl yollarla çözülebilsin"

Davutoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarını sorularını da yanıtladı. Bir basın mensubunun, Avrupa'da teröre karşı bir duyarlılığın oluşmasının etkilerinin ne olacağı yönündeki bir soru üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sayın Hollande'ın terör saldırısı sonrası yaptığı açıklama son derece önemlidir. Bu terörün İslam ile ilişkilendirilemeyeceği yönündeki açıklaması gerçekten bu olayı islamofobik bazı faaliyetler için Müslümanlara karşı saldırı amacıyla kullanmak isteyenlere en güzel cevabı teşkil etmiştir. Yine Fransa'nın ve birçok Avrupa ülkesinin son dönemde Filistin'i devlet olarak tanıma yönünde bir çabaya yöneldiklerini de görmek memnuniyet verici. Çünkü İslam dünyasındaki bu gerilimin sadece İslam dünyasıyla ilgili bir gerilim olmadığını, İslam dünyasında yaşanan insanlık trajedilerine sessiz kalınmasının da doğurduğu bir yeni durum olduğunu artık dünya çok daha fark ediyor. Bu anlamda bugün Sayın Mahmud Abbas ile merasimde görüştük. Ümit ederiz ki bu sorunlar, barışçıl yollarla çözülebilsin. Avrupa'da bu anlamda daha fazla duyarlılığın oluşmakta olduğunu görüyoruz. Ancak aynı şekilde Avrupa'da ırkçı temayüllerin de büyük bir ivme kazandığını, birçok ülkede seçimlerde ırkçı partilerin oylarında önemli artışlar sağladığını gördüğümüzde çok daha fazla duyarlılık içinde olunması gerektiği kanaatindeyiz."

"Her yerdeki kayıplara aynı sesle karşılık vermemiz insanlık vazifesi"

Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip edip, muhataplarıyla bundan sonra da aynı çerçevede görüşmelerinin devam edeceğini anlatan Davutoğlu, "Bizim bugün burada, vatandaşlarımızın da Türk bayraklarıyla meydanda oluşu, çok açık bir şekilde şu mesajı vermiştir: Biz buradayız, burada olacağız ve Paris, Londra, Berlin aynen diğer şehirler gibi birçok farklı dinden, farklı kültürden insan iç içe yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanamayacağı çok kültürlü ortamlar gibi varlıklarını sürdürecekler" değerlendirmesini yaptı.

Davutoğlu, özellikle ekonomik krizin de ivme katmasıyla Avrupa'da aşırı akımlara dönük ciddi bir kaymanın yaşandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Açık söyleyeyim, tehdit büyük. Buna karşın, bu konuya duyarlı olan kesimlerde olumlu yönde bir duyarlılık oluştuğunu görmek de memnuniyet verici. Nihayetinde, hepimizin dünyanın her yerindeki insan kayıplarına aynı güçlü sesle karşılık vermemiz bir insanlık vazifesi. Bugün Paris'te bu görevi yerine getirdik, yarın Şam'da ya da Gazze'de insanlar, masumlar katledildiğinde aynı dayanışma bilinci bütün dünya liderlerinden beklemek bizim hakkımız."

"Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor"

Bugünlerde Paris'te ortaya konan resmin geleceğe dönük neler yapılabileceğinin ilk mesajlarını da verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti.

"Eğer Türkiye, Avrupa Birliği'ne engel çıkartılmamış ve 2004 Kıbrıs referandumu sonrasında süretle Avrupa Birliğine entegre olmuş olsaydı, emin olun bu kültürel gerilimler bu ölçüde olmazdı. Maalesef son dönemde bu karşıtlıklar üzerinden siyaset yapmak prim yapar hale geldi. Sıkıntının esası, problemin kaynağı burada. popülist tavırlar ve doğrudan karşı kültürleri tahrik edici tutumların getirdiği tepkiler, bugün böyle bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor. Bu saldırıları yapanlarda bir Arap ülkesinde ya da bir Müslüman ülkesinde yetişmiş değiller, Paris'te doğmuş ve yetişmiş gençler bunlar. Dolayısıyla bu saldırıyı yapan teröristlerin bu ortama sürüklenmesinin önüne geçmekte hepimiz için önemli. Bu kapsamlı bir yüzleşme gerektiriyor."

Türkiye'nin her zaman ilkeli davrandığını ifade eden Davutoğlu, yarın Almanya Başbakanı Angela Merkel, gelecek hafta İngiltere Başbakanı David Cameron ve  Perşembe günü Brüksel'de bütün Avrupalı yetkililerle de konuyu tekrar ele alacaklarını bildirdi.

Davutoğlu, "Şu anda hepimizin üzerinde titizlikle durması gereken konu insani değerler ve Avrupa'nın bu insani değerler içindeki yerini doğru tanımlamak ve Avrupa'nın çok kültürlü kimliğini korumak. Hepimizin üzerine düşen en önemli vazife bu. Dünyada her türlü haksızlığa, her türlü baskı karşı aynı ölçü ve kararlı tavrı göstermek" dedi.