'Zekeriya Öz, savcılık vasfını yitirmiştir'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Savcı Öz, bu noktada savcılık vasfını yitirmiştir; HSYK'nın bu konuda adım atmamış olması da bu gerçeği değiştirmez" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat Dernekler Federasyonu ve Keçiören Belediyesi tarafından Neşet Ertaş Kültür Merkezinde düzenlenen program öncesi gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. 

Bir gazetecinin "Zekeriya Öz bir suç duyurusunda bulundu, çıkışta da bir açıklaması oldu sizin ve Başbakan hakkında da suç duyurusunda bulunduğu konuşuldu. Siz nasıl değerlendirirsiniz" şeklindeki sorusuna Bozdağ, "Yargı görevi yapan hakim ve savcılar, görevlerini büyük bir tarafsızlık ve hukuk devletine büyük bir bağlılık içinde yapmalıdırlar. Yargı görevi yapanlar kararlarıyla konuşmalıdırlar. Kararlarının gerekçeleri, o karara itiraz edenleri ikna edecek şekilde güçlü olmalıdır. Gerekçeyi yazdıktan sonra artık dosyayla ilgili konuşmamalı ve adli kararlarla ilgili müdafaalar yapmamalıdır" yanıtını verdi. 

Bozdağ, Türkiye'nin gündemine ilişkin konularda yargı görevi yapanların, siyasi partilerin genel başkanları gibi konuşmalarının, Türkiye'nin başbakanına ve bakanlarına, diğer kamuda görev yapan insanlara karşı tehdit içeren açıklamalar yapmalarının yargı göreviyle bağdaşmadığına dikkati çekerek dünyanın hiçbir yerinde cumhuriyet savcısının, o ülkenin başbakanını tehdit etmeyeceğini söyledi.

"Yargı görevi yapanlar politize olamaz"

Bakan Bozdağ, savcı Zekeriya Öz'ün kini, nefreti, öfkesi ve düşmanlığının kendisini teslim aldığını savunarak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sayın Başbakanımıza ve hükümete karşı büyük bir kin, öfke, nefret ve düşmanlık duyguları beslediği çok açık. Bu hür değildir, esirdir tarafsız olma şansı yoktur artık bir taraftır. Öfkesinden, kininden, nefretinden düşmanlığından taraftır. Böylesi bir noktada tabii ki yargı görevini bağımsız ve tarafsız yerine getirme vasfını da kaybetmiştir. Bağımsız, tarafsız yargı görevi yapan olarak faaliyette bulunma imkanı yoktur. Adının cumhuriyet savcısı olması onun tarafsızlığını ortaya koymuyor, icraatları ortada, sanal medyada veya başka usullerle bir hakim savcı, anamuhalefet liderinden daha ileri açıklamalar yapıyorsa Türkiye'de herkesin oturup, bunu sorgulaması lazım. Başbakana veya hükümete çatıyor, 'oh ne iyi oldu' diye bizim buna çanak tutacağımıza hep beraber Türkiye bir hukuk devletidir, hukuk devletinde yargı görevi yapanlar böylesine politize olamazlar. Başka yerlerle bağlılıkla hareket edemezler, hukuku çiğneyemezler, tarafsızlığına böylesine gölge düşürecek ve taraf olduğunu ilan edecek yaklaşımlar içinde bulunamaz diye esasında Türkiye'de hukuk devletine inanan herkesin bu keyfiliğe, hukuk tanımazlığa, kanunların, anayasanın kendisine verdiği sıfatı anayasa ve yasaları çiğnemek için kullanan kişilere karşı Türkiye'de herkesin sesini yükseltmesi lazım."

Bozdağ, HSYK'nın hukukun dışına çıkan, kendini kanun ve hukuk yerine koyan, hukuka ve kanuna meydan okuyan yargı görevi yapanlarla ilgili anayasa ve yasanın gereklerini yapmak zorunda olduklarını kaydetti.

Bozdağ, "Savcı Öz, bu noktada savcılık vasfını yitirmiştir, adının savcı olması bu gerçeği değiştirmez, HSYK'nın bu konuda adım atmamış olması da bu gerçeği değiştirmez. Ama ben yine de HSYK 3. Dairesinin hukuka, anayasaya, hukuk devletine sahip çıkmaya davet ediyorum" dedi.

"Kanuna meydan okuyor ve kalkıp Adana'dan gelip, arama yapıyor"

Başbakan Erdoğan'ın Adana'da MİT tırlarıyla ilgili savcıya yönelik "vatan haini" nitelemesinde bulunduğu hatırlatılarak ve bu konu hakkındaki görüşü sorulan Bozdağ, "Hepimiz biliyoruz oradaki tırların MİT tırı olduğunu, Adana'nın Başsavcısı da soruşturmayı yürüten savcı da biliyor. MİT ile ilgili bir konu olduğu zaman soruşturmanın nasıl olduğu yasalarımızda çok açık bellidir, ona göre yapılması lazım. Savcının biri çıkıyor, Vali diyor, 'Bu araç MİT'e aittir, herkes 'bu araç MİT'e aittir' diyor. Bütün bunlara rağmen bunları çiğniyor, kanunu tanımıyor, kanuna meydan okuyor ve kalkıp Adana'dan gelip, arama yapıyor" değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Bozdağ, bugüne kadar cumhuriyet savcılarının doğrudan arama yaptığı olayın çok az olduğuna değinerek şöyle devam etti:

"Birisi Sayın Merve Kavakçı'nın evine o dönemin savcılarından yanılmıyorsam Sayın Nuh Mete Yüksel'di, sabahın köründe aramaya gitti. Birisi de MİT tırlarına giden savcıdır. Bu Türkiye'yi uluslararası alanda teröre destek vermek görüntüsüne mahkum etmek isteyen bir anlayışın ürünüdür. Bir kez daha söylüyorum: internet sitelerinde var açın, o görüntüleri lütfen izleyin. Hukuk bu kadar ayaklar altına alınamaz, savcı da alamaz hakim de alamaz. Alıyorsa o zaman biz, bu hukuku tanımayanların niyetini elbette sorgularız. Ne zamandan beri yargı, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin icraatlarda belirleyici oluyor."

Şu anda yargı üzerinden bir yapılanmanın Türkiye'de "istihbarat örgütü kurmuş" gibi olduğunu ifade eden Bozdağ, aylarca, yıllarca insanların dinlendiğini aktardı. 

Bozdağ, hakim ve savcıların büyük bir özveriyle görev yaptığını fakat çok az bir grubun Türk yargısını, cemaatin yargısına dönüştürme gayretinde olduğunu, buna izin vermeyeceklerini dile getirdi.

"Pazar günü akşamına mazeret hazırlıyorlar"

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yaklaşık 18 milyon boş oy pusulasının basıldığı yönünde iddiası sorulan Bozdağ, şunları söyledi:

"Çatı adayı ve onu destekleyen çevreler, pazar günü seçimi kaybettiğini şimdiden anlamış durumdalar, onun için pazar günü akşamına mazeret hazırlıyorlar. Kahir ekseriyet bir çoğunlukla Genel Başkanımız Başbakanımızın, cumhurbaşkanlığını destekleyeceğini ifade ediyorlar. Çok net söylüyorum: Türkiye'nin çok iyi yaptığı işlerden birisi seçim işidir. Yüksek Seçim Kurulu, bugüne kadar pek çok seçim yapmıştır, görevini başarıyla yürütmüştür. Sadece çatı aday değil AGİT'e baktığınızda daha seçim bitmeden, seçime dair rapor hazırlıyor. Belli ki belli çevreler özellikle AGİT nezdinde, Türkiye'nin seçimlerine ilişkin olumsuz raporlar çıkması için büyük gayretler sarf ediyor. Bugüne kadar Türkiye'nin bütün seçimlerini öven AGİT, daha şimdi daha seçim olmadan, seçimlerle ilgili birtakım eleştiriler Türkiye'ye getiriyor. Bu bir önyargının örneği. Seçime ilişkin bizim de itirazlarımız var, yurt dışından vatandaşların oy kullanmamasına ilişkin ama bu seçimin dürüstlüğüne bir şey getirmiyor. Fazla pusula basılması kanunun emridir, her seçimde bu yapılır, ihtiyaç olur diye yapılır. Bu kirli ve kara bir propagandadır, seçime şaibe düşürme türküsüdür."

"HSYK, kimseye sopa göstermez"

Sabah gazetesinin muhabirini Twitter'dan engellediği kendisine sorulan Bakan Bozdağ, "Hakaret, küfür, çirkin şeyler söyleyen insanlar oluyor. Herkesin görüşüne saygım var ama kimsenin küfretme hakkı yok, hakaret etme hakkı yok. Bu tür fikirden ziyade ahlaksızlık yapanlar var. Ben, onları tanımam etmem ama kim küfrediyor, hakaret ediyor, onların hakaretlerini, küfürlerini ben dinlemem gerek de yok. Biz fikrini, aklını söyleyen herkesin aklına, fikrine değer vermeye önem gösteriyoruz. Ama küfür yapanların küfrüne değer vermemiz beklenemez. O kişiyi ben tanımıyorum, bu ona mahsus bir cevap da değil, benim genel yaklaşımım" diye konuştu.

HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin "korsan bildiri" eleştirisi ve açıklamaları da hatırlatılan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"HSYK adına basın açıklaması yapma yetkisi kanunen HSYK Başkanına aittir. Kurul üyelerinden herhangi birisi başkan vekili veya kurul üyesi sıfatını kullanarak bir açıklama yapma yetkisine haiz değildir. Bu, şahsi görüştür. Sayın Hamsici, şahsi görüşünü açıklamıştır. Bu korsan bir açıklamadır, daha önce de bazı konularda benzer açıklamalar yapmıştır, kendisini bağlar. Benim söylediklerimi doğrulayan bir yaklaşım vardır, o açıklamayı okursanız aba altından soruşturma yürüten savcılara sopa gösteren bir yaklaşım var. Halbuki HSYK, kimseye sopa göstermez." 

Açıklamalarının ardından Bozdağ, Yozgat Dernekler Federasyonu ve Keçiören Belediyesi tarafından düzenlenen programa katıldı.

Programda konuşan Yozgat Dernekler Federasyonu Başkanı Ahmet Koç, Federasyon'un başkentteki Yozgatlıların kurduğu birçok derneği temsil ettiğini bildirdi.

Dernek faaliyetleri hakkında bilgi veren Koç, cumhurbaşkanı seçiminde Federasyon olarak cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklediklerini açıkladı.