1993 Ölümleri'ni araştırın
Tuğrul Türkeş'ten Cumhurbaşkanı Gül'e gönderdiği mektupla Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis ve Cem Ersever'in ölümlerinin incelenmesini istedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den aralarında Uğur Mumcu, Adnan Kahveci, Eşref Bitlis ve Cem Ersever'in hayatlarını kaybettiği olayların bulunduğu ölümlerin, "1993 Ölümleri" başlığı altında araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK) görevlendirmesini istedi.
MHP'den yapılan açıklamaya göre Türkeş'in, "Ankara Milletvekili" olarak gönderdiği mektup, bugün Cumhurbaşkanı Gül'e iletildi.
Mektupta, kamuoyunda "1993 ölümleri" olarak da adlandırılan olayların bugüne kadar aydınlatılamamış ve gerçek faillerinin de bulunamamış olmasının kamuoyunun vicdanında kanayan bir yara ve derin bir travma olarak durduğunu vurgulandı.
Mektubunda, gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993'te öldürüldüğünü, 5 Şubat 1993'te ANAP Milletvekili ve Maliye Bakanı Adnan Kahveci'nin eşi ve çocuklarıyla birlikte trafik kazasından hayatlarını kaybettiğini, 17 Şubat 1993'te Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in uçağının düşmesi sonucu yaşamını yitirdiğini hatırlatan Türkeş, 17 Nisan 1993'te 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal vefat ettiğini anlattı.
Terör örgütü PKK'nın ateşkes ilan ettiği dönemde, 25 Mayıs 1993'te silahsız 33 askeri taşıyan otobüsün Bingöl'de taranmasıyla terörün yeniden tırmanmaya başladığına işaret eden Türkeş, iki ay sonra Sivas'ta Madımak Oteli'nin yakılmasıyla mezhep çatışması yaratılmak istendiğini kaydetti.
Başbağlar'da, 5 Temmuz 1993'te 33 kişinin katledildiğini, 4 Eylül 1993'te HEP kurucularından Mardin Milletvekili Mehmet Sincar'ın, 22 Ekim 1993'te Jandarma Tugay Komutanı Bahtiyar Aydın'ın ve 24 Ekim 1993'te Emekli Binbaşı Ahmet Cem Ersever'in öldürüldüğünü ifade eden Türkeş, mektubunda, "Basınımızda Orgeneral Eşref Bitlis'in ekibinden son temsilci olduğu vurgulanan Albay Rıdvan Özden'in 1995 yılında öldürülmesi ise 1993'te yarım kalan suikastın tamamlanması olarak değerlendirilmiştir" ifadesine yer verdi.
Devlete inanç ve güven olumsuz etkileniyor
Cumhuriyetin kuruluşundan beri siyasete ve ülkeye yön vermek, ülkede istikrarsızlık oluşturmak isteyen güçlerce gerçekleştirilen bazı olaylar ve suikastların önemli siyasi sonuçlar doğurduğunun altını çizen Türkeş, mektubunda şunları kaydetti:
"Türk kamuoyunda bugün '1993'te yaşananlar birbiriyle ilişkiliydi ve aslında bir proje dahilindeydi. Siyaseti enterne eden, adı konmamış bir darbeydi. Hepsi büyük bir siyaset içindi. Suikastların ardında uluslararası bir örgüt veya yabancı devlet(ler) vardı' gibi çok sayıda değerlendirme ve yorum bulunmaktadır. Bu durumun yarattığı zihin karışıklığı ve belirsizlik de devlete olan inancı ve güveni de olumsuz etkileyebilecek niteliktedir.
Bir yandan 1993 suikastlarının toplumda yarattığı kanayan yara ve derin travma, diğer yandan zihinlerde yer alan belirsizlik ve karışıklığın devlete olan inanç ve güveni olumsuz etkileme niteliği, 1993 ölümlerinin tüm yönleriyle birlikte bir bütün olarak incelenmesini gerekli ve yararlı kılmaktadır.
Diğer taraftan 2013 yılında bu ölüm olaylarının hukuki/cezai davaları için 'zamanaşımı' nedeniyle takipsizliğe uğrama ihtimalleri gündeme gelecektir. Sırf 'zamanaşımı' gerekçesiyle bu suikastların aydınlatılamaması da Türk kamuoyunu inciten, vicdanları sızlatacak yeni bir gelişme olacaktır. Bu nedenle '1993 ölümlerinin' aydınlatılması için zaman artık gelmiş ve hatta geçmektedir."
Cumhurbaşkanı Gül'ün, Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği kaza ve Sivas'ta Madımak Oteli'nde 37 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili DDK'yı görevlendirmesinin kamuoyunda büyük memnuniyet yarattığına vurgu yapan Türkeş, mektubuna şu ifadelerle son verdi:
"Yukarıda arz edilen 'Sayın Uğur Mumcu, Sayın Adnan Kahveci, Sayın Eşref Bitlis, Sayın Turgut Özal, Sayın Mehmet Sincar, Sayın Bahtiyar Aydın, Sayın Cem Ersever ve Sayın Rıdvan Özden suikast ve ölüm olaylarını' bir bütün olarak '1993 Ölümleri' konu başlığıyla araştırmak üzere Devlet Denetleme Kurulu'nun talimatlandırılması ve keza bu olayların davalarıyla bağlantılı 'zamanaşımı' hassasiyetine bir şekilde çözüm bulunması yönünde ilgili kurum ve kuruluşlarımızın görevlendirilmesi hususunu yüksek tensiplerinize en derin saygılarımla arz ederim."