2010'da turizme 15 bin yeni yatak

Bakan Günay, 32'si termal, 14'ü kıyı, 2'si de kış turizmi için toplam 48 taşınmazın turizm yatırımlarına tahsis edilmesi amacıyla düzenleme yaptıklarını bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 32'si termal, 14'ü kıyı, 2'si de kış turizmi için toplam 48 taşınmazın turizm yatırımlarına tahsis edilmesi amacıyla düzenleme yaptıklarını, bu çerçevede 2010'da turizme 15 bin yeni yatak kazandırılmasını hedeflediklerini bildirdi.

Günay, bazı kamu taşınmazlarının turizm yatırımlarına tahsisiyle ilgili Opera'daki bakanlık binasında basın toplantısı düzenledi.

Turizmin, istihdam ve döviz girdisi açısından önemine işaret eden Günay, Türkiye'nin bu yıl turizm alanında sezonu ''artıyla'' kapatan ülke olduğunu söyledi.

Günay, ziyaretçi sayısının 24.4 milyona ulaştığını, bu sayıyı daha yukarı çekmek için tanıtım ve teşvik çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirtti.

Enerji desteği, turizm yatırımcılarının ihracatçı kabul edilmesi, turizm işletmelerinin KOBİ desteklerinden yararlandırılması ve KDV indirimi çalışmalarının Türk turizminin daha iyi noktalara taşınması için yapılan çalışmalardan bazıları olduğunu ifade eden Günay, ayrıca bazı kamu taşınmazlarının da turizme kazandırılması çabası içinde olduklarını anlattı.

Ertuğrul Günay, 32'si termal, 14'ü kıyı turizmi, 2'si de kış turizmi için olmak üzere 48 taşınmazın turizm yatırımlarına tahsis edilmesi amacıyla yeni bir düzenleme yaptıklarını, bu çerçevede 2010'da turizme 15 bin yeni yatak kazandırılmasını hedeflediklerini bildirdi.

Günay, bir taraftan yeni tahsisler yapılırken, diğer taraftan yapı yoğunluğunun sınırlı tutulmasını, doğal ve tarihi zenginliklerin korunmasını göz önünde bulundurduklarını dile getirdi.

Tahsislere ilişkin ilanın 2 Aralıkta Resmi Gazetede yayımlanacağını belirten Günay, girişimcilerin en geç 4 Aralık Cuma güne kadar başvuruda bulunmaları gerektiğini kaydetti.

Şaraba ÖTV indirimi

Bakan Günay, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin tahsis yapılan yerler arasında orman alanlarının da bulunduğunu belirterek, ''2B'le ilgili bir yasal düzenlemeye ihtiyaç var mı?'' sorusu üzerine Günay, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığını söyledi.

Günay, ''şarapta ÖTV indirimiyle'' ilgili soruya karşılık, ''Ekonomi Koordinasyon Kurulu sırasında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile bu konuda fikri birliğimiz oluşmuştu. Ama bir ekonomik kriz yılından geçtiğimiz için Maliye'nin buradaki dikkatlerini önemsiyoruz. Sanıyorum önümüzdeki süreçte şarapla ilgili böyle bir maddemiz var bunu gerçekleştireceğiz. Bir indirim olacak'' yanıtını verdi.

''Topkapı Sarayı alanı içindeki askeri depoların boşaltılmasıyla ilgili yeni bir gelişme olup olmadığı'' yönündeki soru üzerine Günay, şöyle konuştu:

''Bir yandan turizm altyapısını geliştirmeye çalışıyoruz, bir yandan da elimizdeki tarihsel kültürel değerleri hak ettiği yere kavuşturmaya çalışıyoruz. Bütün bunların değerini bilirsek turizmimiz bir değer kazanacak, kalite kazanacak, marka konumuna yükselecek.

 Topkapı ne yazık ki bu alanda ihmal edilmiş yerlerden biriydi. İsim olarak, simge olarak hepimiz biliyorduk, ama hak ettiği yerde değildi. İçinde çeşitli kamu kurumlarının işgalleri vardı. Kademe kademe bunu sona erdiriyoruz. Son olarak bu depolar kaldı. Darphane'yi tamamen boşalttık. Darphane'de, Arkeoloji Müzesi'yle yeni bir planlama yapıyoruz. Marmara yönündeki tescilli yapıları Bakanlığımıza kazandırabilirsek Topkapı'nın çeşitli hizmetleri için konferans, teşhir, kütüphane için duyulan büyük ihtiyaca cevap vermiş olacağız. Talebimde ısrarlıyım. Prensip olarak konuştuğumuzda kimse bu talebin haksız olduğunu söylemedi, askeri ve sivil bürokrasinin en üst kesimlerinde... Bürokrasinin kendi yazışma çizgisi içinde hemen olumsuz yazılar yazılır. Böyle bir olumsuz yazı geldi. Bu olumsuz yazıyı olumluya çevirene kadar konuyu takip edeceğimi söyledim. Ortada duruyoruz şu anda.''

"Minare referandumu"

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ''İsviçre'deki minare referandumu'' ile ilgili soru üzerine şunları kaydetti:

''Çok talihsiz. Böyle bir referandum olamaz bence 2000'li yıllarda. İsviçre, AB dışında... AB dışında kalınca böyle oluyor galiba. Bir Avrupa ülkesi bile temel insan haklarıyla, inanç özgürlükleriyle ilgili olmaması gereken çağ dışı halk oylamaları yapılabiliyor ve böyle sonuçlar çıkabiliyor. Bu bile çok öğretici. İsviçre, Avrupa içinde ama Avrupa'yı içselleştirememiş bir ülke olduğunu gösterdi. Her inanç yapılanmasının simgesel bazı unsurları vardır. Minare, çan kulesi ve bunun gibi düzenlemeler o yapının ayrılmaz parçasıdır. Böyle bir tartışmayı üzüntü verici, çağ dışı bulduğumu ifade etmek istiyorum. Bu çağda böyle bir referandum olamaz. İnsanları, inanç özgürlüğünü rencide eden bir davranıştır.

Kimsenin kaba, sert bir davranışta bulunacağını temenni etmem, ummam. Ekonomik siyasi bazı karşı duruşlar olabilir elbette. Dünyada düşünce ve inanç özgürlüğü olsun herkesin diye düşünüyoruz. Böyle bir şeyi yapmak politik nedenle midir bilmiyorum. İsviçre'ye, konumuna, tarihsel birikimine daha hoşgörülü bir davranış yakışırdı.''

"Meclisin durumuna üzülüyorum"

Ertuğrul Günay, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun, TBMM Genel Kurul Salonu ile ilgili bugün bazı gazetelerde yer alan sözlerinin hatırlatılarak, bu konudaki düşüncesinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:

''Dünyanın hiçbir parlamentosu kendi geleneksel salonuyla böyle oynamamıştır. Meclisin ben eski halini de biliyorum. Girdiğinizde sükunet telkin eden bir ağırlığı, mehabeti vardı. Fakat 90'lı yıllarda şimdi bir siyasi partinin genel başkanı olan meclis başkanı döneminde, 'İnsan üzerinde baskı yapıcı, faşizan bir görüntüsü olduğu' iddia edildi ve bugünkü konser salonuna dönüştürüldü. Meclisin bugünkü durumundan çok üzüntü duyuyorum. Saygısızlık sayıyorum.

O dönemde bu kararı parlamentonun ilgili komisyonları, öteki birimleri nasıl kabul ettiler bilmiyorum. Meclis salonunun bütün o ciddiyeti, ağırlığı, vakarı gitti. Maalesef bir gösteri salonu halinde. Tekrar eski haline getirilebilir mi? Çok ağır bir maliyet gerektirecektir. Kaldı ki o düzenlemelerin haklı-haksız bazı yolsuzluk tartışmalarına konu olduğunu da biliyorsunuz. Avrupa'da, parlamentosu en köklü ülkelerde geç gelen vekil oturacak yer bulamaz. O parlamentonun tarihsel bir ağırlığı vardır. Geç geldiyseniz ona katlanacaksınız. O parlamentoya dokunulamaz. Bizdeki tarih bilinçsizliği elini parlamentonun içine kadar soktu. Bugünkü Meclisi, ben fiziki konum itibariyle dehşet verici diyorum, üzüntüyle izliyorum.