2'nci albümünü çıkaran işadamı

Afyonlu işadamı Şükrü Demirayak, Gentleman Dergisi'nin temmuz sayısında dünyada bir eşi olmayan klavye ve hi-fi koleksiyonunu anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Demirayak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Demirayak'ı pek çok işadamından ayıran bir özelliği var: Müzik tutkusu. Gentleman Dergisi'nin temmuz sayısında yer alan röportaj, bir işadamının işinde çok başarılı olurken tutkularının da peşinden gidebileceğini gösteriyor. Dünyada bir eşi daha olmayan klavye ve hi-fi koleksiyonu olan Demirayak, ikinci albümünü yayınlamak için de gün sayıyor. Şükrü Demirayak, Gentleman Dergisi'nde müzik tutkusunu şöyle anlattı:

"Benim vazgeçemeyeceğim en önemli şey müziktir. 1975 senesinde 11 yaşındayken ilk plağımı satın almıştım. Kiss Grubu'nun bir plağıydı. Müzik dinlerken sadece rock değil, elektronik müzik, funk, soul gibi müziklerin de kulağa hoş gelebildiğini keşfettim. Sonra bir taraftan da kayıt yapmaya başladım. O kayıt yapma yetmedi 70'lerin sonunda müzik setimi değiştirdim. Mixer aldım. Çok genç yaşta başlarına efektler koyarak değişik mixler yapmaya başladım. O da yetmedi 80'lerin başında müziğe yön verebilmek için synthesizer aldım. Çünkü elektronik müziğe de çok odaklanmaya başlamıştım. Synthesizer'la ilk yaptığım mixin yanında klavyeyle hiçbir ders almadan kendim eşlik etmeye başladım.

İlk besteyi 1986'da yaptım

Askerde de görevim dj'likti. İşim bu olduğu için orada bunu çok geliştirdim. Askerden sonra da evlenirken bir tane de müzik odası olsun dedim. Hiç unutmam, 95'ten sonra Rıza Silahlıpoda ile tanışmıştım. Önemli bir klavye mağazasında. Ondan sonra samimi olduk. Ona ben beste yapmak istiyorum dedim, kullandığım aletleri söyleyince, şunları şunları alman lazım dedi. Ondan da yardım alarak değişik ekipmanlarla bir home stüdyo oluşturdum. Amatör kayıtlarımı yapmaya başladım.

İlk bestem 1986 yılındadır. Çok sevdiğim eşim için yapmıştım. O dönemde o ailesiyle bir yere gitmek durumundaydı. Ben de yalnız kalmıştım. Onun için bir besteye başladım. Sonra da devamı geldi. Bir baktım neredeyse bir albüm olacak. Bunlar için de artık evdeki odaya sığamaz duruma gelmiştim ve kendime şirketin sosyal tesisi olan bir binada bir stüdyo kurmaya karar verdim. Burada da artık bestelerimi profesyonel anlamda aranje etmeye başladım. 90'larda da deneysel albüm olarak adlandırdığım Mesaj albümümü yayınlattık. New Age enstrümantal. İddialı piyasa müziği yapmadığımız, sadece içimizden geleni yaptığımız için 10 bin tane tüketti pazar. Şimdi ikinci baskıyı da yaptırdım eşe dosta da hediye ediyorum. İkinci albüm de çıkmak üzere. Çok zamanım olmadığı için bir yardımcı müzisyen arkadaşım var. Aranjör aynı zamanda. Burada birlikte çalışıyoruz. Şimdi new age, içinde caz, funk ve yerel enstrümanların da olduğu fusion mutfak gibi karışımdan meydana gelen bir albüm olacak. Mesaj 2 diye adlandıracağız ismi değişmezse."

Demirayak'ın klavye koleksiyonunda yer alan 700'e yakın klavye ve koleksiyonun Pink Floyd'un bir albümünde kullanılan synthesizer gibi özel parçaları ile ilgili

bilgiler Gentleman Dergisi'nin temmuz sayısında yer alan röportajda yer alıyor.

'Bayram şekeri mi paketleyeceksin' diye dalga geçtiler şimdi günlük üretim kapasitemiz 300 tonu geçti

ABC markası ile üretim yapan Demirayak Grubu bugün gıdanın pek çok alanında faaliyet gösteriyor. Şükrü Demirayak geldikleri noktayı ve hedeflerini şöyle anlatıyor: "Ben üçüncü kuşağım. 1924'te dedem Afyon'da küçük bir bakkal dükkanıyla başlıyor iş hayatına. Babam çok çalışkan, vizyonu geniş, ufku olan bir insan. Bakkal dükkanını yarı perakende yarı toptancı haline getiriyor. 1968'de de Afyon ve diğer illere de hizmet veren ilk soğuk satış sistemini getiriyor. 1979'da anonim şirket olup tüm Türkiye'ye mal pazarlayabilen, lojistik depoları Avrupa ayarında olan bir altyapıyla, yaklaşık 70-80 çalışan 30 küsur servis aracıyla hizmet veren bir şirket durumuna geliyor.

Yılmadık, devam ettik

Anadolu'da yaşayan bir insan olarak hububatı da iyi biliyoruz. Ben de Türkiye'de bir ilk olarak jelatin ambalajlı bakliyat yapalım dedim. Benim jelatin ambalaj yaptığımı görünce epey dalga geçmişlerdi. 'Bayram şekeri mi paketleyeceksin, alt tarafı bakliyat yapacaksın' diye. Biz yılmadık. Kendi markamızın tescilini alarak üretime günlük beş ton kapasiteyle başladık. Şu anda günlük 300 tondan fazla kapasitesi olan bakliyat, pirinç, küp şeker üretimimiz var. Ayrıca aylık 3 bin 200 ton ürün yapabildiğimiz bir yağ fabrikamız var. Bursa Orhangazi ve Manisa Akhisar'da tesislerimiz var. ABC markamızın portföyünü genişletmiş olduk."

TV'mizi kurduk, 2 butik otel açacağız, havayolu işine girebiliriz Afyon'u daha da geliştirmek için Mega Birlik'i kuran isimlerden Şükrü Demirayak bu oluşumla medya sektörünün de içinde: "Uluslararası yayın yapabilen bir uydu kanalımız var. Kanal 3 diye. Gazete 3 diye bir yerel gazetemiz var. Matbaamızı kurduk, ajansımızı kurduk. Turizm için de Afyon'un en büyük tarihi konaklarını aldık. İki tane. Büyütüp butik otel yapmayı planlıyoruz Mega Birlik olarak. Bunun dışında o şirketimizin başkanı aynı zamanda Afyon Ticaret ve Sanayi Odası'nın da başkanı. Hüsnü Serteser Bey. Müsait oldukça özel havacılıkla ilgili çalışmaları var. İleriki günlerde oybirliğiyle eğer geçerse bunun da çalışmasına başlayacağız. Afyon'a uluslararası bir hava limanı inşaatı başladı. Eğer oybirliğiyle karar verirsek, belki bir basamağından özel hava yolu işine gireceğiz."

'7-8 yaşındayken sesinden otomobilin modelini anlardım'

"İlkokula gidip gelirken yanımdan bir otomobil geçince sesini duyduğum anda şu model otomobil şu marka derdim herkes şaşırırdı. Özellikle 8 silindir bir Amerikan yaklaştığı zaman onun motorundan ve egzozundan çıkan ses adeta beni büyülerdi. İlk aracıma gelecek olursak 80'lerin sonunda bir Chevrolet Capris Classic'ti. Şimdi koleksiyonumda 20'nin üzerinde araba var."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir