8 bin 600 mahkum tahliye edildi

 

ANKARA - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "3. Yargı Paketi" olarak bilinen yasanın 5 Temmuz'da yürürlüğe girmesinin ardından Türkiye genelindeki açık cezaevlerinden 8 bin 600 mahkumun tahliye edildiğini bildirdi. Yoğunluğu fazla cezaevlerinden daha rahat cezaevlerine de 10 bin mahkumun naklinin sağlandığını bildiren Ergin, "Şu anda Türkiye genelinde cezaevlerinde önemli bir rahatlama sağlanmış durumda" dedi.

 

Adalet Bakanı Ergin, yürürlüğe giren 3. Yargı Paketi ve hazırlıkları devam eden 4. Yargı Paketi ile ilgili soruları yanıtladı.

 

Kamuoyunda 3. Yargı Paketi olarak bilinen ve 5 Temmuz 2012'de yürürlüğe giren "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"da yer alan düzenlemeler uyarınca cezaevlerinden, mahkumiyetlerinin infazı ertelenebilecek nitelikte bulunan veya yeni düzenleme lehine olan mahkumların tahliye edildiğini hatırlattı.

 

Cezaevlerindeki doluluk oranlarının azaltılması için uzun süredir çalıştıklarını ve Nisan ayında yapılan düzenleme ile açık cezaevlerinden 15 bin kişinin tahliye edilerek, denetimli serbestlik hükümlerine tabi tutulduklarını anlatan Ergin, 3. Yargı Paketi ile de 8 bin 600 kişinin tahliye edildiğini belirtti.

 

Bakan Ergin, iki düzenleme sonrasında toplamda yaklaşık 24 bin kişinin denetimli serbestlik hükümleri uygulanmak suretiyle cezaevinden çıktığını ifade ederek, bu kişilerin kamuya yararlı işlerde çalıştırılarak cezalarının infaz edildiğini hatırlattı.

 

3. Yargı Paketi ile açık cezaevine ayrılma koşullarında da düzenleme yaptıklarını söyleyen Ergin, açık cezaevine ayrılma şartları kolaylaştığı için kapalı cezaevlerinden açık cezaevlerine nakiller yapıldığını, bunun da kapalı cezaevlerinde rahatlamaya neden olduğunu kaydetti.

 

Türkiye genelindeki 377 cezaevindeki mahkum sayısının toplam kapasitenin altında olduğunu, ancak bölgeler arası dağılımda yaşanan sorunlar nedeniyle bazı cezaevlerinde kapasite fazlalılığı yaşandığını anlatan Ergin, "Nakillerle de bunları dengelemeye çalışıyoruz. Şu anda Türkiye genelinde önemli bir rahatlama sağlanmış durumdayız" dedi.

 

Tutuklu ve hükümlü sayısı fazla olan cezaevlerini, mahkumları yakın il ve ilçe cezaevlerine nakilederek rahatlatmayı amaçladıklarını söyleyen Ergin, "Doluluk oranı fazla olan cezaevlerindeki mahkumları, yurdun başka yerlerindeki daha müsait kurumlara göndermek suretiyle mevcutları azaltmaya çalışıyoruz. Bunda da belli bir mesafe katettik. Başka illere 4 bin civarında nakil yaptık, 6 bin de ilçelere nakiller yapıldı. Yaklaşık 10 bin civarında bir rahatlama meydana geldi" diye konuştu.

 

4. Yargı Paketi

Yeni yasama döneminde çıkarılması planlanan 4. Yargı Paketi ile ilgili de bilgi veren Bakan Ergin, 4. Yargı Paketi'nin Bakanlar Kurulu'nda görüşüldüğünü, önemli ölçüde değerlendirmeler yapıldığını, birkaç konuda çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

Bu çalışmaların da son aşamaya geldiğini aktaran Ergin, paketin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği ihlal kararlarının sonuçlarını ortadan kaldırmaya ve yeni ihlaller olmamasına dönük tedbirleri içerdiğini vurguladı. Ergin, "4. Yargı Paketi, AİHM'in 1959 yılından bu yana Türkiye aleyhine verdiği 2 binin üzerindeki ihlal kararının sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir paket olacak ve bir daha bu ihlallerin yaşanmaması için önemli imkanlar sunacak" diye konuştu.

 

Özgürlükler hakimleri

Sadullah Ergin, 3. Yargı Paketi'nin yürürlüğe girmesinin ardından hukuk sistemine yeni giren "Özgürlükler Hakimleri" hakkında da bilgi verdi.

Yeni düzenlemeyle arama, el koyma, yakalama, gözaltına alma, tutuklama ve iletişimin tespiti gibi koruma tedbirlerine ilişkin kararların, özel yetkili ağır ceza mahkemesi üyesi yerine, sadece bu işlere bakmak üzere "özgürlükler hakimleri" görevlendirildiğini anımsatan Ergin, bu kapsamda 26 hakimin atamasının yapıldığını da hatırlattı.

 

Ergin, şunları söyledi:

"Düzenleme öncesinde, mahkemede üye olarak duruşmalara çıkan, müstakil mahkemede çalışan hakimler, iş yoğunluklarının arasında soruşturma savcılarından gelen evraklara bakıp, arama, yakalama, el koyma, tutuklama gibi tedbir kararları veriyorlardı. Burada, dosyaların, eklerin yeterince incelenip incelenemediği konusunda uygulamada ciddi sorunlarla karşılaşılıyordu. Bu nedenle böyle bir tedbir öngörüldü. Bu hakimlerimizin işi sadece bu olacak. Duruşmalara çıkmayacaklar, başka iş yapmayacaklar. Dolayısıyla önlerine gelen ve insanların özgürlüklerini kısıtlayacak tasarruflara ilişkin daha yoğun zaman, mesai harcayabilecekler ve inanıyorum ki daha isabetli sonuçlar ortaya çıkacaktır."