89 raporunun arkasındayız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 1989 yılında hazırladığı raporun son satırına kadar arkasında olduklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BATMAN – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 1989 yılında hazırladığı raporun son satırına kadar arkasında olduklarını belirterek, bu rapordan vazgeçmediklerini söyledi.

Van'dan uçakla Batman'a gelen Kılıçdaroğlu, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kan dökülmeden herkesin barış ve huzur içerisinde yaşamasını istediklerini söyledi.

30 yıldır bu kavganın sürdüğünü, herşeyin askere havale edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Hatta Sayın Başbakan dedi ki, 'Asker ne istediyse verdik ama çözülmüyor' Demek ki olay asker olayı değil. Olay farklı bir olay. Olay siyaset kurumunun çalışmaması. Olay siyaset kurumunun olaya sağlıklı bakmaması. Olay siyaset kurumunun olayı küçümsemesi. Olay siyaset kurumunun 'Her zaman ben bu milletin oyunu alayım, sonrasını boş ver' demesidir. Bunu yıkacağız" dedi.

Özgürlükçü olmadığı, özgürlükleri ve hakları elden aldığı için anayasa değişikliğine "hayır" dediklerini bildiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Diyelim ki referandum da 'evet' çıktı. Bir Adalet Bakanı Batman'a geldi dedi ki 'ben 20 adamı sevmiyorum, hoşuma gitmedi bu adamlar. Sen uyduruk bir imzasız dilekçe yaz. Bu 20 kişiyi alalım götürelim. İçeriye atacağız' Sonra ne olacak, kime şikayet edecekler, Adalet Bakanlığına. Eğer bu anayasa değişikliğine 'evet' derseniz, bu Adalet Bakanı elindeki yetkiyi kullanacak. 'Şikayete gerek yok, savcı güzel yapmış' Danıştay'a başvurma hakkınız yok, elinizden alınıyor. Türkiye'de belki de dünyada ilk kez, bir anayasa değişikliği ile bir vatandaşın şikayet hakkı elinden alınıyor."

Anayasa değişikliğiyle ilgili "Millete yalan söylendiğini" ileri süren Kılıçdaroğlu, "(Özgürlük getirdik) diyorlar, özgürlüğü alıyorlar" dedi.

"Biz yeteri kadar buraya gelmedik"

Kılıçdaroğlu, bölgenin sorunlarını ve dertlerini bildiğini ve bunu çözecek tek partinin CHP olduğunu savunarak, bu konuda iddialı olduklarını söyledi. Diğer partilerin insanların etnik kimliklerini oy deposu olarak gördüğünü, kendilerinin etnik kimliğine ve kültürlerine saygılı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, soy tartışması yapmanın 21. yüzyıl Türkiyesine yakışmadığını ifade etti.

Soy tartışması yapmanın 18. ve 19. yüzyılın politikası olduğunu kaydeden  Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Boy, soy tartışmasını yapan adam Hitlerdir. 2. dünya harbi sırasında milyonlarca insan öldü. Hep o soy tartışması yüzünden. Anadil yasağı varken, 'Anadil yasağı kalksın' diye ilk kanun teklifini veren bu partidir. Bunu da sizin dikkatinize sunmak isterim. Kimliği ne olursa olsun, insan mı, insan. İster düşüncesi, soyu, inancı ne olursa olsun o insan benim insanımdır ve o insana ben hizmet etmek zorundayım. Hizmet götürmek zorundayım. İnançlara, kültürlere, insanlara saygılı olalım ve barış içerisinde yaşayalım. Niye barış içinde yaşamıyoruz? Söyledim kan kanla yıkanmaz. Yanlış mı söylüyorum? 'Hayır efendim sen onu nasıl söylersin' diyorlar. Söylerim. Devlet intikamcı olmaz. Devlet intikam gütmez. Devlet hepimizin devleti. Devlet hepimizin devleti olduğunu göre hepimiz şikayet edersek ortak şikayettir o...

Batman'da bizim oyumuz az ben biliyorum. Ama ben Batman'a yine de geldim. Bizim oyumuzun azlığı Batmanlıların Cumhuriyet Halk Partisi'ne tepki göstermeleri değil. Bunun sebebi biziz. Biz yeteri kadar buraya gelmedik, vatandaşı dinlemedik, derdimizi anlatmadık, onların derdini dinlemedik. Şimdi geldik, ayağınıza geldim. Dertlerinizi biliyorum, dertlerinizi dinliyorum."

"Kardeşliği sağlayacağız"

Sözlerini, "Bu toprakların sorununu sizin kardeşiniz memur Kemal çözer. Hiç endişe etmeyin" diye sürdüren Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman "ya sev ya terk et" demediğini, intikamcı olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, konuşmasında, Nazım Hikmet'in bir şiirinden alıntı yaparak, şunları kaydetti:

"Nazım'ın güzel bir şiiri var. Ne güzel söylemiş, 'Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine' Bu talebi, isteği ve daveti kim reddedebilir? Niye bir ağaç gibi tek ve hür olmuyoruz? Niye bir orman gibi kardeşçe yaşamıyoruz? Nedir önümüzdeki engel? Alıp veremeyeceğimiz bir şey yok. Oturup konuşacağız. Sizin sorununu çözeceğiz. Bize diyorlar ki 'Siz 89'da rapor yazdınız. O raporun arkasında durmadınız' Batman'dan söylüyorum. 89 raporunun son satırına kadar arkasındayız. Hiç kimse bundan vazgeçmedi. Sorun Ankara'da masa başında oturmakla çözülmez. Sorun birisi kulağa bir şey söylesin, ben bunu millete dayatayım. Öyle olmaz. Halkla oturacaksınız, onunla konuşacaksınız. 'Derdin ne kardeşim, ne istiyorsun' diyeceksin. Size gelip bugüne kadar bir devletin yetkilisi Allah aşkına 'siz ne istiyorsunuz, siz de derdinizi anlatın' dedi mi? Niye demiyorlar. Çünkü onlar Ankara'da oturuyor. Ceplerini düşünüyor, milleti düşünmüyorlar. Kardeş kavgasını düşünmüyorlar. Kardeş kavgasını oya tabi etmek istiyorlar. Buna karşıyız biz. Kardeşliği sağlayacağız. Oya tabi etmeyeceğiz, hiçbir zaman."

Yüzde 10 barajı

Yüzde 10 seçim barajının kaldırılmasını istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu,

"Barajı indir kardeşim. Barajı indir, milletin özgür iradesi ortaya çıksın. Hangi partiye istiyorsa oy versin. Demokrasi değil mi? Demokrasi de herkes bana oy verecek diye bir kural yok ki. Sen barajı yüzde 10'a çekmişsin, milletvekillerini topluyorsun. Olmaz. Doğru değil, demokratik değildir. Özel yetkili mahkemelerin de kaldırılmasını istedik. Adamları toplayacaksın, atacaksın hapse, aylarca tutacaksın, kimse bir şey sormayacak. Bunun adı hukuk mu? Özel yetkili mahkemeleri kaldırmak bizim boynumuzun borcudur. Yolsuzluk yapan, cebini dolduranlara, tüyü bitmemiş  yetimin hakkını yiyenlere biz 'evet' mi diyeceğiz? 'Evet' dersek nedir biliyor musunuz? 'Sen zaten malı götürdün, istediğin kadar götür. Ben de sana 'evet' diyorum' Niye bu anayasa değişikliğinde dokunulmazlık yok. Neden korkuyor Recep Bey? Haram lokma yemediysen, bir şeyden korkmuyorsan, fakir fukaranın hakkını yemediyse neden korkuyorsun arkadaş. Kaldır dokunulmazlığı. Milletin önüne çık, 'Ben de millet gibi olacağım' de. Onun için bu anayasaya 'hayır' diyoruz. Özgürlüğü kısıtladığı, haklarımızı elimizden aldığı, yolsuzluk yapanları koruduğu, kul hakkı yediği için 'hayır' diyoruz. Bizim 'hayır' gerekçemiz bu. Milletin takdiri tabii bu."

Kılıçdaroğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iki yüzlü bir politika sergilediğini iddia ederek, "alta din iman politikası, üste han hamam politikası yaptıklarını" savundu.

Hedeflerinin önce halk ve milletin zenginleşmesi olduğunu bildiren, "Bir hedefim, inancım, idealim, rüyam var. Destek verin özgürlüğü sağlayalım, barışı ve kardeşliği getirelim, yolsuzluk yapanlardan hesap soralım. Destek ve güç verin bu ülkeye aydınlığı, özgürlüğü, kardeşliği getirelim" şeklinde konuştu.

"Türban sorununu biz çözeceğiz"

Özgür, bağımsız ve kardeşçe yaşayan bir Türkiye'yi beraber yaratacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Türban sorununu biz çözeceğiz. Recep Bey diyor ki 'Nasıl çözeceksiniz' Sen o koltuktan kalk, kardeşin Kemal oraya oturacak, bak bakalım bu ülkenin sorunları nasıl çözülürmüş. Çünkü bizim yüreğimizde insan sevgisi, insana saygı var. Çünkü bizim hedefimizde halka hizmet etmek var, hükmetmek değil. Ben bunu söz veriyorum yapacağım. Göreceksiniz o yasağı kaldıracağız, göreceksiniz özgür, bağımsız, kardeşçe yaşayan bir Türkiye'yi beraber yaratacağız" dedi.

Hiç kimsenin 'Kemal Kılıçdaroğlu şu yolsuzluğu yaptı, şu kadar malı götürdü" diyemeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tapu'da 27.5 yıl çalıştım, hizmet verdim. Her şey söyleyebilirler bana ancak kimse 'Kemal Kılıçdaroğlu şu yolsuzluğu yaptı, şu kadar malı götürdü' diyemez, derse alnını karışlarım. Yüreği yetemez onu söylemeye. Çünkü bize rahmetli babamızın bir tavsiyesi vardı. 'Oğlum sen doğru dur, eğri belasını bulur' diye. Biz, doğru duracağız, halka doğruları söyleyeceğiz. Ben yurttaşlarımın yanındayım. Beni 'Memur Kemal' diye küçümsemek istedi Başbakan. Ben memur Kemal'im, ben esnaf Kemal'im, ben emekli Kemal'im, ben halkın hizmetinde olan Kemal'im. Ben halk adamıyım. Recep Bey gibi yırtık ayakkabı ile siyasete girip, köşeyi dönen birisi değilim. Dolar milyarderi değilim. Her kazandığım şey alın terimin karşılığıdır. Kimse aksini söyleyemez."

Batman'a daha önce geldiğinde Kazanamayan Öğretmenler Platformu'nu ziyaret ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Onlara bir söz vermiştim. Halkın iktidarında inşallah CHP iktidarında kazanamayan öğretmen sorunu kalmayacak. Bütün öğretmenler atanacak. Çocuklarımız var okullarda öğretmen yok. Öğretmen okulu bitirmiş atama bekliyor. Kopyayı da biliyoruz, haksızlıkları da. Bütün mesele güçlü iradeyle bu sorunları çözmektir. Ben çözmeye söz veriyorum. Benim sözüm Recep Bey'in sözü değildir. Benim sözüm vatandaş Kemal'in sözüdür" diye konuştu.

"Bütün faili meçhullerin üzerine gideceğiz"

"Ben sizlerden yetki istemeye geldim. Haramilerin iktidarını yıkmak için yetki istemeye geldim" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halk için çalışan bir iktidar olsun, halk için çalışan bir siyaset olsun, kardeş kanı dökülmesin, barışı sağlayalım diye geldim. Bunu biz çözeriz. Diyorlardı ki faili meçhuller... Bundan sizde şikayet ediyordunuz. Faili meçhullerle ilgili 2 tane araştırma önergesi verildi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin oylarıyla reddedildi. 'Faili meçhul var, cinayet var, araştır' diyorsun, araştırmıyor. Size söz. Bizim iktidarımızda bütün faili meçhullerin üzerine gideceğiz. İnsanın düşüncesi farklı olabilir, ama o bir insandır, onu yok ederek imha edilemez. Hiç meraklanmayın onu da yapacağız."