”AB üyeliği, Cumhuriyet'ten sonraki en önemli çağdaş proje”
Bakan Bağış, "Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği ve Beklentiler" konulu panelin açış konuşmasını yaptı
ESKİŞEHİR - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB üyeliğini, "Türkiye'nin Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesi" olarak nitelendirdi.
Bağış, Eskişehir Genç İşadamları Derneği tarafından Anadolu Üniversitesinde düzenlenen "Türkiye-AB İlişkilerinin Geleceği ve Beklentiler" konulu panelin açış konuşmasında, Eskişehir'in farklı etnik kimlikleri, siyasi düşünceleri ve dinleri içinde barındırdığını, ülkenin hoşgörü şehri durumunda olduğunu belirtti.
Türkiye'nin AB üyeliği hedefine değinen Bağış, şöyle konuştu:
"AB, Türkiye'nin Cumhuriyetin ilanından sonraki en önemli çağdaşlaşma projesidir. Türkiye'nin AB sürecine girdiği yolda Sayın Başbakanımızın 17 Aralık 2004'te Brüksel'de yumruğunu masaya vurduğu günü unutamayız. Türkiye'nin AB sürecine başlaması Adnan Menderes'in 1959 yılında ilk başvuruyu yapmasıyla başladı. Ancak, bu sürenin ilk 45 yılı müzakere tarihi bile alamadan geçti. Bütün suçu Avrupalılara atmak haksızlık olur. Bizde yaşanan askeri darbelerin ve olumsuzlukların etkisi var. Bugün çok şükür müzakereler başlamış, 33 müzakere başlığının 11'ini açmış, azim ve kararlıkla AB yolunda ilerleyen bir ülkeyiz. Türkiye'de AB yolunda çok önemli değişiklikler yaşanıyor. Bu ülkede 5 yıl önce insanlar 'Kürdüm' demeye korkardı. Bugün devletin televizyonda 24 saat Kürtçe yayın var. 10 yıl önce bu ülkede en büyük ilimizin belediye başkanı ders kitaplarındaki şiiri okuduğu için hapsedilmişti. Bu ülkede kitaplar yakıldı. Eskiden ilerleme raporlarından insan hakları ihlallerinden bahsedilirdi. Bu ilerleme raporunda çok şükür böyle şeyler yok. Çünkü, Türkiye çok daha demokratik, çok daha şeffaf, çok daha özgür, çok daha müreffeh ve çok daha zengin bir ülke haline geldi. Bugün her zamankinden daha çok Avrupalıyız."
"Çevre faslını açacağız"
Bağış, AB yolundaki en önemli ögenin Türkiye'nin kararlılığı ve isteği olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aralık ayında en zor ve teknik konulardan biri olan olan Çevre faslını açacağız. Çevre faslını açmak için 1500 sayfalık çevre strateji belgesi hazırladık. Farklı yakıtların havayı kirletmesini önlemek için yönetmelikler hazırladık. Bunun sonucunda çocuklarımız daha temiz havayı teneffüs edecek. Bu, ülkeye artı bir değer getirecek. AB'de bugün birey ve insan önemli. AB süreci Türkiye'nin standartlarını yükseltmektedir. Bu ilerlemeyi ayırımcılık yapmadan el ele vererek başarabiliriz. AB'yi gençlere ve öğrencilere her platformda daha iyi tanıtmalıyız."
Bu arada, Bağış'ın konuşması öncesinde M.D. adlı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencisi genç kız, slogan atarak protesto gösterisinde bulunmak istedi. Polislerin müdahale ettiği M.D, Bağış'ın "Bırakın konuşsun, AB standartlarında herkesin üç dakika konuşma hakkı var. Neymiş isteği öğrenelim" demesi üzerine polisler öğrenciyi etkisiz hale getirmekten vazgeçti. Öğrenci, daha sonra polislerin nezaretinde salondan çıkarıldı.
"Milli Birlik Projesi"
Bağış, demokratik açılımda, "bireylerin karşısındaki engelleri nasıl kaldırabiliriz, ülkedeki herkes 'bu ülke benim' deme aşamasına nasıl ulaşabilir' düşünceleriyle yola çıkıldığını, o nedenle sürecin adına "Milli Birlik Projesi" dediklerini söyledi.
Bakan Bağış, Eskişehir Genç İşadamları Derneği tarafından Anadolu Üniversitesi Salon Anadolu'da düzenlenen "Türkiye AB İlişkilerinin Geleceği ve Beklentiler" konulu panelde yaptığı konuşmada, Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türk vatandaşının yaşadığını, bu nüfusun 1 milyonunun Alman vatandaşı olduğunu kaydetti.
"Hiç bir sektörde vergi muafiyeti yok"
Bağış, Atatürk'ün kurduğu ilk Meclisteki kadın milletvekili sayısının üzerine çıkan parlamentonun bu dönemdi Meclis olduğuna dikkati çekerek, "İlk Meclisten bu yana ilk defa yüzde 9,5 oranında kadın temsilci var, ancak, bu sayı yeterli değil. En çok kadın milletvekili seçtiren bir partinin mensubu olmaktan da gurur duyuyorum" dedi.
"Değişiklikler takdir ediliyor"
Ülkede yapılan birçok değişikliğin takdir edildiğini belirten Bağış, şunları kaydetti:
"Bunlardan biri de Ceza Yasası'ndaki değişikliklerdir. Ülkemizde de Avrupa'daki gibi Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasına yol açan Ceza Yasası'ndaki değişiklikler Avrupa Komisyonu tarafından takdir edildi. Ülkede bir yargı reformu strateji belgesinin ortaya çıkması, yargı zihniyetinin çağdaşlaşması konusunda el ele verilmesi Avrupa'nın takdirini kazandı.
Bu süreçte ülkede Gümrük Yasası değişti. Türkiye'de vergilendirmeden çevreye kadar çok farklı konularda adımlar atıldı. Sadece son bir yıl içinde birçok kanun ve yönetmelik çıktı."
"Açılım"
Bağış, "demokratik açılım konusunun altını çizmek istediğini" ifade ederek, bunun AB'ye pozitif etkilere olacağını, ancak, açılımın AB ile ilgili değil, Türkiye'nin kendi meselesi olduğunu söyledi.
"Bu açılım ülkedeki belirli bir kesime yönelik bir açılım değildir" diyen Bağış, Türkiye'de yaşayan herkes bir şekilde demokratik haklarının kısıtlandığı inancını taşıdığını ifade ederek, "bireylerin karşısındaki engelleri nasıl kaldırabiliriz, ülkedeki herkes 'bu ülke benim' deme aşamasına nasıl ulaşabilir, 'Türkiye Cumhuriyeti benim vatanım' deme noktasına nasıl gelebilir? Bu düşüncelerle yola çıkıldı. O yüzden adına Milli Birlik Projesi diyoruz" dedi.
Suriye ile vize meselesi
Türkiye'nin dış ilişkileriyle ilgili bir soruyu yanıtlayan Bakan Bağış, Türkiye'nin, 10 yıl önce ile kıyaslandığında çok büyük gelişmeler içinde olduğunun görüldüğünü kaydetti.
"Bebek katilini barındırdığı için 10 yıl önce Suriye sınırına 300 bin askerimizi yığmıştık, bugün ise bu ülkeyle karşılıklı vizeleri kaldırma noktasına geldik" diyen Bağış, şöyle konuştu:
"Bu ülkeyle 200 milyon dolar olan dış ticaretimiz iki milyar doların üzerine çıktı. Demek ki isteyince oluyor. Her şey değişiyor. Fortune dergisi 1954'de ilk defa ABD'nin ve dünyanın en büyük 500 şirketini sıraladı. Bugün dönüp baktığımızda 400'ünün o listede olmadığını görüyoruz. Teknoloji değişiyor, firmalar değişiyor, kazanan sektörler değişiyor, hiçbir şey aynı kalmıyor. Türkiye'nin ne iç dinamiklerinin ne dış dinamiklerinin aynı kalmasını beklemek sadece başımızı kuma gömmek olur. Bilinçli bir şekilde ülkenin yarınlarını düşünerek hep beraber nasıl el ele veririz, nasıl ortak yarınlara kavuşabiliriz, bunu bilmemiz gerekir diye düşünüyoruz."
"Türkiye, AB için önemli"
Vize kolaylığı konusunda yeni kurulan AB Hukuk Başkanlının çalıştığını ifade eden Bağış, şöyle devam etti:
"Kalıcı kısıtlamalara karşıyız, geçici kısıtlamalar konusunda müzakere ederiz. Geçtiğimiz günlerde sohbet ettiğim İspanya'nın bir eski Dışişleri Bakanı, (müzakereler bittikten yıllar sonra bir Alman meslektaşım bana 'teklif ettiğimiz o zor koşulları reddedip masadan kalkmanızı bekledik ama siz İspanyollar azmettiniz, bugün AB içinde etkin bir ülke durumuna geldiniz, sakın pes etmeyin' dedi) diye konuştu. Ben de eski Bakana (gözümün içine bakın bizde pes edecek şey var mı) dedim. Biz 45 yıl müzakere tarihi almak için sabretmiş bir milletiz. Biz, müzakere masasına oturduğumuz zaman, sadece 70 milyon vatandaşımızı, 1,5 milyar İslam alemini değil, Afrika'dan Hindistan'a, Çin'den Malezya'ya kadar her coğrafyadaki kendini batıdan, batı değerlerinden ve zenginliğinden izole edilmiş hisseden insanların da beklentilerini temsil ettiğimizin farkındayız. Çünkü, onlar da bu süreci yakından takip ediyorlar."