”AB'ye katılımda zorlanacağımız konu çevre”
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Okyay, sanayileşme çabalarını sürdürürken çevreyi korumanın ana hedef olması gerektiğini belirtti
İSTANBUL - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı ve Çevre İhtisas Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, farklı kesimler tarafından yürütülen birçok önemli çalışmaya ve alınan yola karşın, AB uyum düzeyi bugün itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye'nin katılım sürecinde en çok zorlanacağı konunun çevre olduğunun görüldüğünü söyledi.
Zeynep Bodur Okyay, İSO 2008 yılı Çevre Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, sürdürülebilir büyüme anlayışı çerçevesinde çevre bilincinin hızla geliştiği, çevreyi korumakla ilgili amaçların uluslararası ve ulusal düzeylerde her geçen gün önem kazandığı bir ortamda, toplumsal sorumluluğun, işletmelerin de gözardı edemeyeceği bir konu durumuna geldiğini vurguladı.
Refahı artırmak için sanayileşme çabalarını sürdürürken çevreyi korumanın ana hedef olması gerektiğinin altını çizen Okyay, çevre ekseninde ulusal çevre mevzuatını, AB müktesebatıyla uyumlaştırılması, çevreyle ilgili uluslararası anlaşmaların imzalanması ve üretime ilişkin stratejilerde çevre dostu teknolojilerin kullanımının öngörülmesinin, önemli fırsatlar olduğunu dile getirdi.
Okyay, "Farklı kesimler tarafından yürütülen birçok önemli çalışmaya ve alınan yola rağmen, AB uyum düzeyi bugün itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye'nin katılım sürecinde en çok zorlanacağı konunun çevre olduğu görülmektedir" diye konuştu.
Çevre başlığı altında yer alan AB direktiflerinin gerek 300'ü bulan sayılarının fazlalığı, gerekse kapsamlarının genişliği açısından AB müktesebatının önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirten Okyay, "Söz konusu direktiflerin ülkemizde uygulanması, çevreyle ilgili tüm kesimlerin bu direktifler bazında uzun süreli işbirliğini gerektirmektedir" dedi.
"Ayrılan kaynağın yetersizliği biliniyor"
Okyay, Türkiye'de çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi konularına ayrılan kaynağın yetersizliğinin bilindiğine işaret ederek, ancak çevre yatırımlarının finansman sorunlarının Türkiye'nin genel ekonomik sorunlarından bağımsız düşünülemeyeceğini söyledi.
Varolan kaynakların akılcı, verimli ve etkin kullanımı için belirgin bir finansman politikasına ihtiyaç duyulduğunu anlatan Okyay, şunları kaydetti:
"İyi bir çevresel finansman politikası, bu alandaki ihtiyaçların ve yatırım önceliklerinin sağlıklı belirlenmesini sağlayarak, kaynakların etkin kullanılmasını da beraberinde getirecektir. Görüyoruz ki çevre sorunlarının çözümünde daha çok mali politikalar etkili olmakta, günübirlik kararlarla kaynaklar tahsis edilmekte, sorunların çözümünde yalnız Çevre ve Orman Bakanlığı bütçesi gözönüne alınmaktadır.
Örneğin 2001 yılına kadar uygulanmış olan çevre kirliliğini önleme fonu uzun vadeli çevre politikalarının uygulanmasını elverecek şekilde kullanılmamıştır. Aslında diğer sektörlerin çevre alanındaki harcamaları, Çevre ve Orman Bakanlığı kadar önem taşımalıdır. Enerji, sanayi, tarım ve turizm sektörlerinin faaliyetlerinin çevre gözönüne alınarak sürdürülmesi, finansman kaynaklarının da bu yönde tahsis edilmesi gerekmektedir."
Okyay, krizin kendini yoğun olarak hissettirdiği dönemde ABD'deki kurtarma paketi incelendiğinde, AR-GE, temiz enerji yatırımları, güneş enerjisi, hibrit otomobiller ve enerji verimliliği gibi çevreci uygulamalara vergi indirimleri ve teşviklerin olduğuna dikkati çekti.
KOBİ Çevre Ödülleri
Toplantıda, İSO 2008 yılı KOBİ Çevre Ödülleri de sahiplerini buldu.
KOBİ Çevre Dostu Uygulama Ödülü, Yapı Merkezi Prefabrikasyon A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Dostu Ürün Ödülü Detakom Telekomünikasyon Gereçleri Ltd. Şti.'ye, KOBİ Çevre Alanında Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülü, Halkalı Kağıt Karton A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Jüri Özendirme Ödülü, Saruhan Kimya ve Temizlik Ürünleri A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Teşvik Ödülü, İreks Gıda Sanayii A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Teşvik Ödülü, Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Teşvik Ödülü, Özyaşar Tel ve Galvanizleme A.Ş.'ye, KOBİ Çevre Ödülü de Halkalı Kağıt Karton A.Ş.'ye verildi.