Adım adım subprime dehşeti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Levent ALKAN / DenizPortföy Yönetimi AŞ Araştırma Bölüm Müdürü

Konfiçyus "başarı, her şeye hazırlıklı olmaktır" demişti. Hazırlıksızsanız başarısızlığın kaçınılmazlığı ifadesi,  2000 yılından başlayarak adım-adım gelen, kaşık-kaşık beslenen içinde bulunduğumuz krizin ardında neler olduğunu, nasıl başladığını, nasıl geliştiğini ve çözümün zorluğundaki gizemle birebir örtüşmektedir. ABD'de 2000 teknoloji krizi ve Enron skandalı oldukça kısa sürmüştü. Piyasalarda ekonomideki büyümenin bilinen ikiz açıklara ve denetimsizliğe rağmen dönmekte olan çarkına olağanüstü  bir güven yerleşmişti. Öyle böyle de olsa işleyen mekanizma, olası ataklara karşı hazırlıkları sürekli erteletmekteydi. Yani, maliye ve para politikaları bizim kendi ekonomi politikalarımızdan oldukça aşina olduğumuz halının altına süpürme mantığından farklı değildi. Politikalar, sorunları çözmek yerine ötelemek, orta-uzun vadeli düşünmek yerine kısa vadede günü kurtarmak üzerine kurulu çözümlerle örülmekteydi.  Kırılganlığa rağmen, üretmek ve herkesin gözleri önünde oluşan balona göz yummak dünyanın dört ekonomi kutbundan biri olan ABD ekonomisini 2007 yılına kadar taşımıştı. 

İlk kıvılcım 2007'nin ilk aylarında parlamıştı. Şubat 2007'de yaygın hizmet ağına sahip global ölçekli bir bankanın subprime kayıpları olduğunu açıklaması ABD'de piyasaları pek fazla tedirgin etmemişti. Piyasalardaki volatilitenin göstergesi olan VIX endeksi Şubat ayında stabil seyrettiği 10 seviyelerinden ilk sert tepkisini vermişti. VIX endeksindeki artış yüzde72.7 ile günlük bazda 2000'deki ".com" krizinde  yaşanan en hızlı yükselişten sonraki en hızlı artışa karşılık gelmekteydi. VIX endeksi için 30 seviyesi ve üzerinin kriz algılamasının piyasalara ve ekonomilere artık yerleşmiş olduğunu ve bu dönemin başlangıcının ifadesi olduğunu kabul edildiği bilinmektedir. Krizi tetikleyen ev kredilerindeki hızlı artış trendi 2007'nin ilk çeyreğine gelindiğinde doyum noktasındadır artık. Bu aşamada, toplam mortgage kredileri içinde "jumbo", "alt-A" ve "subprime"  kredilerinin payı yüzde 35'e kadar tırmanmıştır artık. Subprime kredileri "2000 - 2007Q1" döneminde 81 milyar USD'den 730 milyar USD'ye yüzde 800 artış kaydetmişti. Artan taleple aşırı yükselen ev fiyatları krizin temel çatısını oluşturmuştu. Bu oluşum, ekonomik oyunculara da pek fazla gecikmeden yansıyacaktı. Böylece kriz, Şubat 2007'de HSBC'nin subprime kayıpları olduğunu açıklaması ile dünya gündemine girmişti. Subprime krizinin taşıdığı risk boyutunun olgunlaştığı dönem olan "2000-2007Q1" arasındaki süreçte, FED'in gecelik borçlanma faizleri başlangıçtaki yüzde 1.25 düzeyinden adım adım kararlı bir artış trendi içine girmişti. Para politikası denetimsizlikle artan risk gerçeğine uzunca bir süre müdahale etmemişti. Krizde gayrimenkul yatırımcısını nefessiz bırakacak sürece girilmişti: FED, politika faizlerini "2006 - 2007" arasında uzunca bir süre yüzde5.25 seviyesinde sabit tutmayı uygun görmüştü.

Ben Bernanke'den Mayıs 2007 'de subprime krizi ile ilgili ilk resmi açıklamaları; bu olgunun ABD ekonomisini çok derinden etkilemeyeceğine yönelikti. Bunun hemen ardından piyasalar Temmuz sonuna kadar sürecek bir ralliyi yaşacaklardı. Temmuz'a gelindiğinde Bear Stearns'un hedge fonları içinde yer alan subprime yatırımları nedeniyle oluşan kayıplarını telafi etmek için aktiflerini elden çıkarmak zorunda kalmıştı. İşte bu ilk zararlar subprime sorununu tüm dünya ekonomilerinin yerel gündemlerine kadar taşımıştı. Ancak su yüzüne çıkan bu subprime krizinin ulusların para ve maliye politikalarında doğrudan müdahale yönündeki değişikliğe dönüşmesi zaman alacaktı. Dünya gayrisafi milli hasılasının yaklaşık 10 katı büyüklüğe ulaşan 600 trilyon USD düzeyindeki türev ürünler piyasasının ürkütücü boyutu bir yana, mortgage kredilerinin ilişkili olduğu kurum ve kuruluşların kimler olduğunun bilinmemesi, hasarın boyutunun belirsizliği, müdahalelerdeki gecikmenin temel nedenlerini oluşturmaktaydı.

Tabii bu arada toplam mortgage kredilerinin büyüklüğü 3,003 milyar USD 'den 6,000 milyar USD'ye çıkmıştı bile. Krizin olgunlaşma dönemi bitip, olgunluk süreci başladığında VIX endeksi de artık kriz kriteri olan 30 düzeyinin çok üzerinde 88'e kadar tırmanmıştı. VIX endeksi ABD seçimlerine dek 65-75 arasındaki yüksek seyrini sürdürecekti.  Ancak, piyasaların tansiyonu seçimin hemen ardından kaldığı yerden yükselmeye devam edecekti. Toplam ihraç büyüklüğü incelendiğinde subprim kredilerdeki ihraç yığılmanın "2005-2006" döneminde yoğunlaştığı görülmektedir.

Kriz neden ortaya çıkmıştı?

Hibrid olarak adlandırılan bu mortgage kredileri hem sabit, hem de değişken faiz içermekteydi. Bu krediler anlaşmanın yapıldığı konjonktürde faiz oranı düşük olmasından ötürü cazipti. Bu şekilde vadeler arasında sabit değişken ayarlaması yapılabilen "teaser mortgage kredisi" ulusal ekonomimizde de benzer bir formda denenmekteydi. Bu mortgage kredi türlerini bir örnek üzerinde açıklamak gerekirse;  2006 yılı  2/28 mortgage kredisi için başlangıçta yüzde 8.64 şeklinde sabit bir faizi işaret etmektedir. Başlangıcı 2 yıl sabit faizle ödenecek bu örnek kredide, 2 yıl sonra değişken faizin başlangıcında faiz oranının LİBOR + yüzde 6.22 olacağı taraflarca onaylanmaktadır. 2006 tarihi için yüzde 5.4 olan Libor toplam faizi bir anda yüzde 11.62'e kadar yükselebilmektedir.

Öyle bir sistemik altyapı oluşturulmuştu ki; borçlunun evine yönelik uzun pozisyonda olması gerekiyordu. Diğer bir fade ile fiyatlarda sürekli bir artış beklentisini içeren yatırıma dönüşmüştü. Bu durumda da yatırımcının zarar etmemesi ve ev fiyatlarının sürekli yükselmesi gerekiyordu. FED faizleri yüzde5.25'e kadar yükseltip orada sabitleyince aşırı yüksek fiyatlı evlere talepte keskin bir düşüş başladı. Ev fiyatları sıkı para politikasının hakim olduğu o konjonktürde aşırı bulunmuştu. Çok geçmeden büyük depremi başlatacak adım gelmiş, fiyatlar sert bir şekilde sorgulanmaya başlanmıştı. Sonuçta, ev fiyatlarındaki aşırı artışların sonuna gelinmişti. Çanlar, uzun pozisyondaki mortgage borçluları için çalmaya başlamıştı. Mortgage borçluları için ödeme de gecikmeler, iflaslar, zararına satışlar şekillenmekte fazla gecikmemişti.