AİFD, ilaçta yerelleştirme programına karşı Danıştay’da dava açtı

SGK'nın ilaçta yerelleşme programına katılmayan ithal ürünlerin bedelini ödememesi üzerine AİFD, kararı Danıştay’a taşıdı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA

ANKARA - Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü ithal ilaçların Türkiye’de üretilmesine yönelik çalışmalarda, programa katılmayan ürünlerin SGK tarafından bedelinin ödenmemesi uygulamasına karşı Danıştay’da dava açıldı. Davayı, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) açtı. Toplamda 6.1 milyar TL’lik ithal ilacın Türkiye'de üretilmesini hedefleyen programda kamu tarafı rekabeti güçlendirici bir tavır izlendiği görüşünü savunurken, ilaç geliştirme niteliği bulunan küresel firmalar, kamu alım kuruluşu olan ve gerçekte ilaçların çok büyük bir kısmının satışının gerçekleştiği sistemden ilacın çıkarılmasının hukuki dayanağının bulunmadığını ileri sürdü.

Yerelleşme programı

Hükümet, patent koruması kalkmış, eşdeğerleri bulunan ve göreli olarak kolay üretilebilir olmasına karşılık Türkiye’de üretilmeyerek ithal edilen ilaçların yerli üretimi için bir program başlattı. İlaçta Yerelleşme olarak adlandırılan program çerçevesinde firmalara 'Bu ilaçları Türkiye’de üretin' çağrısı yapıldı. Çok sayıda firma buna ilgi gösterdi. Programda firmaları karar almaya zorlamak için de yerelleşme programında ilan edilip katılmayan ilaçların SGK’nın alım kapsamından çıkarılmasına yönelik bir karar yayınlandı. İthal ürünlerin yerli olarak üretilmesi süreci, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı temsilcilerinden oluşan İthalden İmale Geçiş Komisyonu ile yürütülüyor.

6.1 milyar TL hedef

Program kapsamında 2 ayrı grupta ilan edilen ilaçlar için yerlileşme süreci başladı. Firmalardan taahhüt alındı. Programın yürütücüsü durumundaki Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu TİTCK verilerine göre toplamda 230 ilaç için yerelleşme isteniyor. Bu ilaçların toplam Pazar büyüklüğünün yıllık 6.1 milyar TL’ye kadar ulaşabildiği belirtildi. Program kapsamında yerelleşme uygulamasının fiilen başlatıldığı 2 grupta (3 eşdeğeri bulunan ve 2 eşdeğeri bulunan ilaçlar) 92 ilacın yerli üretim varyasyonu için başvuru alındı, 42’sinin ruhsatı verildi.

Kamu tarafı: Rekabet ve hukuka uygun

DÜNYA’nın görüştüğü TİTCK yetkilileri, açılan davadaki gerekçeleri reddetti. Yetkililer, 'İlaç üretiminde 'ithalden imale geçiş” amacı doğrultusundaki hedef uygulamalar Türkiye’nin uluslararası hukuk kuralları altında üstlendiği yükümlülüklerle uyumludur. SGK ve TEB (eczaneler) arasında yapılan protokol düzenlemelerine göre, vatandaşın eczanelerden reçete karşılığı ilaç alması Türk hukukunda bir 'kamu satın alması' olarak nitelendirilmektedir. Dolayısıyla yerelleşemeyen ithal ürünlerin geri ödeme listesinde pasifl enmesi uluslararası hukuk düzenlemelerine aykırı değildir. İlgili dernek, pasiflenme durumunu 'listeden çıkartma” olarak yansıtmakta ancak süreç (listede pasife alma) şeklinde yürütülmektedir. Geri Ödeme Listesi’nde ilaçların pasif konuma alınması ise ürünlerin ruhsatlandırılarak pazarda bulunmasına engel teşkil etmemekte olup rekabete de aykırı değildir” görüşünü vurguladı. TİTCK yetkilileri ayrıca, rekabeti bozucu etki iddiasını da reddederek, “Yerelleşme için iki farklı firmaya ait en az iki imal ürün olmasını şart koşmuş; bir imali bulunan eşdeğer ilaçları ise izlemeye almıştır. Bu gruba ikinci bir imal girdiği anda yerelleşme kapsamına girecekleri hususu ithal ürün ruhsat sahiplerine iletilmiştir. Yerelleşme politikasını sürdüren diğer ülkelerin aksine Ülkemizdeki bu süreç yerli ve yabancı firma ayrımı yapılmaksızın şeff af ve adaletli bir şekilde yürütülmektedir” bilgisini verdiler. Sürecin tarafların görüşü alınarak yürütüldüğünü belirten TİTCK yetkilileri, istemesine rağmen herhangi özel bir sebepten dolayı yerelleşme programına giremeyen firmalara çözüm fırsatı da sağlandığını belirttiler. TİTCK yetkilileri, “İddiaların aksine global ilaç üreticileri Türkiye’de yerelleşme sürecine oldukça sıcak bakmaktadır. Türkiye’yi Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi’ne açılan bir kapı olarak görmekte, yatırımlarını buna göre yeniden planlamaktadırlar. Yerelleşme sürecinin hiçbir aşamasında zorlama olmayıp süreç, halk sağlığı ve tedavide erişimi sıkıntıya sokmayacak şekilde yürütülmektedir” görüşünü öne çıkardı.

AİFD: Açılan dava zorlayıcı karara karşı

Davaya ilişkin DÜNYA’ya AİFD’den verilen bilgide ise açılan davanın yerelleşme programına karşı olmadığı, derneğin yerelleşme çabalarının tümüne mümkün olduğunca olumlu katkı verdiği hatırlatılarak, iptali istenen kararın programa girmeyen ilaçların SGK tarafından bedelinin ödenmemesi kararı olduğunun altı çizildi. AİFD’den verilen bilgide, “Süreç içerisinde, SGK Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürlüğünün 8/2/2017 tarihli ‘Yerelleşme Sürecine İlişkin’ duyuru kapsamında kurumun internet sitesinde yayımladığı, bir takım ithal ilaçların bedeli ödenecek ilaçlar listesinden (geri ödeme listesi) çıkartılması (pasiflenmesi) kararının hukuki dayanağının olmadığı düşünülerek mezkur idari kararın iptali için AİFD tarafından 8 Haziran'da Danıştay’da dava açıldı” denildi.