Aksigorta'ya global bir şirket olma havası geldi
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Ageas'den bilgi akışının başladığını ifade ederek bu yıl sektörün üzerinde büyüdüklerini kaydetti.
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden Belçikalı Ageas ile ortak olan Aksigorta, lokal ile globalin birlikteliği ile sektörde daha ileri noktalara çıkmayı amaçlıyor. Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, "Yeni ortağın gelmesi ile birlikte onun bilgi birikiminin Aksigorta'ya akışı başladı. Projeler başladı. Vaktimizin önemli bir kısmını bu projelere ayırıyoruz. Ageas'ın iyi bildiği şeyleri buraya getirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Global bir şirket olma havasının Aksigorta'ya gelmeye başladığını söyleyebilirim" dedi.
Aksigorta'nın hedefleri ve sektörü DÜNYA'ya değerlendiren Uğur Gülen, Aksigorta olarak 2011'de bir çok değişimi ve başlığı olan bir yıl geçirdiklerini söyledi.
"Ortaklık yapımızdan başlarsak 18 Şubat'ta imzalar atıldı. 27 Temmuz'da da Sabancı Holding Aksigorta'daki hisselerinin yarısını Belçikalı Ageas'a satarak ortak oldu" hatırlatmasını yapan Gülen sözlerini şöyle sürdürdü: "Şirket olarak ilk 10 ayda yüzde 30 üretim büyümesi yaptık. Sektörün 10 puan üzerinde büyüme gerçekleştirdik. Hızlı büyüdük. Karlılığa bakarsak ise geçen iki yıldaki karsızlıktan sonra 9 ayda yüksek olmamakla birlikte gelecek için ümit vaad eden 15 milyon TL'lik bir kar açıkladık. Umarım yıl sonunda daha iyi rakamlara ulaşırız. Teknik karda da başa baş gelen bir performansımız var. Büyümeye bütün kanallarımız katkı sağladı. Hem acente hem banka kanalı ciddi katkı sağladı."
Mesainin büyük çoğunluğu yeni projelere
Yeni ortaklığın Aksigorta'da nasıl bir değişim yaşattığını sorduğumuz da Gülen, yeni ortağın gelmesi ile birlikte onun bilgi birikiminin Aksigorta'ya akışının başladığını belirterek: "Projeler başladı. Vaktimizin önemli bir kısmını ilerisi için bu projelere ayırıyoruz. Ageas'ın iyi bildiği şeyleri buraya getirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Global bir şirket olma havasının Aksigorta'ya gelmeye başladığını söyleyebilirim. Bu durum çalışanlarımızın ufkunu açan bir durum. Biz dışarıya gitmeye başladık. Birçok arkadaşımız Ageas'ın dışarıdaki operasyonlarına gitme imkanı buldu. Bilgi kaynaklarına ulaşma imkanımız arttı" diye konuştu.
Depremden sonra ilk mesaj Ageas'ın CEO'sundan
Ageas'a yönelik gözlemlerini anlatmasını istediğimiz Uğur Gülen , "Ageas kendi içinde birkaç önemli özelliği olan bir kurum. Ageas ilk önce çok insancıl bir kurum, insana çok değer veriyor. Van'da deprem oldu, ilk önce bizleri arayan onlar oldu. O telaşın içinde ilk mail Ageas'ın CEO'sundan geldi. Yapabileceğimiz bir şey varsa her türlü desteği verelim diye. Bunlar çok önemli. Çok pragmatikler. Bir şeyde bir fayda varsa hemen faydanın peşinde koşuyorlar. Çabuk olalım ama aceleci olmadan diyorlar. Hep geleceğe bakıyorlar. Zaten sloganlarında da var bu. (We love future) Bunlar çok beni çok etkiledi. Ve bunun etkilerini gördük. Çalışması kolay bir grup. Ageas'ın işlem yapma şekli diğer yabancı sigorta şirketlerden farklı. Bakarsanız diğer yabancı şirketler ismini Türkiye'ye getiriyor ve kullanıyor. Ama Ageas böyle bir tutumu yok. Kendi ismiyle kimse Ageas'ı bilmiyor. Bulundukları ülkelerde büyük ve iyi dağıtım kanalı olan şirketlere ortak oluyorlar. Tüm yatırımlarında böyle davranıyorlar. Bakarsanız Malezya'da, İtalya'da, Portekiz'de hep bu böyle. Türkiye'de de aynısını yapıyor" şeklinde konuştu.
Yoğun bir mesai içindeyiz
Ageas'ın Avrupa'da ve Asya'da büyümek istediğini belirten Uğur Gülen, " Yoğunlukla Asya'da büyümek isteyeceklerdir, çünkü Avrupa'daki durum ortada. Banka sigortacılığında uzmanlıkları var ve iş modelleri bunun üzerine kurulmuş. Belçika'da ve Portekiz'de sağlık tarafında çok iyi bir modelleri var. Hasar ise herkesin iyi bilmesi gereken bir konu. Hasar tarafında herkesten farklı bir yöntemleri yok belki ama hasar süreçleri var. Banka sigortacılığı ve sağlık ile acentelerin geliştirilmesi konusunda oldukça ilerde olduklarını söylememiz lazım. Know how'da da bunların aktarılmasına çalışıyoruz. Banka sigortacılığı, sağlık, hasar süreçleri ve acentelerin geliştirilmesi konusunda yoğun bir mesai harcıyoruz" dedi.
2012'de belirsizlik çok, agresif bütçe yaptık
2012 yılına yönelik beklentilerini sorduğumuz Gülen, Aksigorta olarak agresif bir bütçe yaptıklarını söyledi. "Fakat 2012 çok belirsizliklerle kol kola bir yıl gibi geliyor" diyen Gülen sözlerini şöyle sürdürdü: " Avrupa'da ne olacak, kur ortada, faizler yukarı gidiyor 11'ler seviyesine geldi. Yılın başında 1.50'yi konuştuğumuz kurda 1.85'lere gelindi ve 2'ler konuşuluyor. Tabiî ki ümidimizi kaybetmemiz lazım. Belirsizliği bir kenara koyarsak sektörün büyüyeceğini düşünüyoruz.
Bu seneki gibi büyüyeceğini, belki bu seneki kadar hızlı olmasa da bir iki puan altında büyüyeceğini, bizde bunun birkaç puan üstünde büyüyerek, pazar payımızı artırmayı hedefliyoruz. Karlılıkta da daha yüksek rakamları hedefliyoruz. Hedefimiz sektörün en değerli ve en karlı lider şirketi olmak. Ama bunu kısa vadeli bir hedef olarak koymuyoruz. Yatırımlarımız var, Türkiye'nin geleceğine, ekonomimize, sigortacılığın geleceğine, buna ortaklarımızda ciddi şekilde inanıyor ve sektörde büyük bir değişim bekliyoruz."
Sektöre yönelik beklentiler
Sektöre yönelik beklentilerinde ümidinin motor dışındaki düşük penetrasyonlu ürünlerin artması yönünde olduğunu söyleyen Gülen, "Banka tarafında herkes büyüyor. Buradaki büyüme sektörün çok üstünde. Banka sigortacısız sektör 16-17 büyürken, banka sigortası ile yüzde 27 büyümüş. Önümüzdeki dönem bankacılık için zor bir dönem, belirsizliği çok seven bir sektör değildir bankacılık, bankacılık sakin limanlar arar. Dalgalı piyasada kenara çekilecektir. Bu kenara çekilmede para kazanmak için, bankacılık dışı komisyon kazandırıcı ürün ve hizmetlere önem vereceklerdir. Bunların içinde sigortacılıkta var. Tüm bankaların sigortacılık tarafında daha aktif olacağını düşünüyorum. Sektör bankaların daha rahat satabildiği ürün gruplarında daha ciddi büyüme yaşanacaktır. Bankalar müşterinin bugüne kadar kullanmadığı yeri ürünleri satacaktır.
Kaza branşının altı, genel zararlar branşının altındaki ürünlerin büyüyeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan sağlığın da büyüyeceğini düşünüyorum. Bu alana herkes büyük yatırım yapıyor. Özellikle ilk 10'daki şirketler bazında. Kasko ve trafik bu işin lokomotifi, burada biraz duraklama olabilir. Yeni araç satışlarının azalması ile birlikte, ticaretin düşmesi ağır vasıta tarafını azaltacaktır. Motor branşları sektör büyümesine paralel, genel zarar, sağlık, kaza gibi branşlar biraz daha iyi performans gösterecektir. Konut tarafında da devlet destekli bir seferberlik yapılması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Son olarak Van depremleri ve sonrasında yaşananlara yönelik DASK'ı sorduğumuz Uğur Gülen, "DASK Türkiye'nin yarattığı en önemli markadır ve bunun üzerinden yola çıkılmalı. Sigorta sempozyumlarında konuşulmaktan çıkararak halka daha fazla anlatılmalı.Kamunun, yerel yönetimlerin desteği daha çok istenilmeli. Onların imkanları daha çok kullanılmalı. Daha kolay ulaşılmalı ve satılmalı" diye konuştu.
Bir branştan çıkmak gibi lüksümüz yok
Sektördeki sorunlu branşlara yönelik Aksigorta'nın büyüklüğü açısından bir branştan çıkmak gibi bir lüksü olamayacağını belirten Uğur Gülen, "Biz nasıl karlı oluruz onun çalışmasını yapıyoruz ve bu konuda lokal ve global deneyime sahibiz. Bir alandan çekilmek gibi planımız yok. Belki daha lokalde, daha bölgesel daha alt taraflarda az istekli olduğumuz konular var ama büyük resimde çekilmek gibi bir planımız yok" diye konuştu.
Balık çokken herkes balık tutar
Rekabete yönelik görüşlerini sorduğumuz Uğur Gülen, rekabetin branştan branşa değiştiğinin altını çizerek şunları söyledi: "Genel kaskoya baktığımızda bir fiyat artışı var. Rekabet var ama bu yıl kaskoyu azaltan yeni araç satışlarıydı. Yeni araçlar oto plazalarında olduğundan burada yerleşik şirketler ve büyük kurumlar aslan payını aldı. Büyürken, rekabet kendini çok fazla hissettirmedi.
Küçülme olduğunda rekabeti hissedeceğiz. Mesela yangın branşında çok fazla hissediliyor. Ama sağlıkta rekabet artık oturdu ve burada azaldı. Büyüme olduğu içinde rekabette bir miktar yumuşama olduğunu söyleyebiliriz. Balık akımı çokken herkes balık tutabiliyor. Ama balık azaldığında daha farklı bir mücadele oluyor. Son iki yıllık süreç sonrasında bu yıl büyümedeki iyi durum rekabeti hissettirmedi. Ama önümüzdeki yıl Avrupa'daki belirsizlik artar ve ekonomide bozulma olursa işler değişebilir."
Acenteler ile bankaların müşterileri çok farklı
Banka sigortacılığının acentelerin işine nasıl bir etkisi olacağına yönelik düşüncelerini paylaşan Uğur Gülen, TÜSAF Başkanı Hüseyin Kasap ile birlikte 4 ayda 3 kentte toplantılar düzenlediklerini belirterek şunları söyledi: "Buralarda acentelerle görüştük. Burada acenteler hep aynı soruları sordu. Bankalar işimizi elimizden mi alıyorlar, işimizi mi paylaşıyorlar diye. Bu doğru algımıdır diye düşündüğümde bu doğru bir algı değil. Bankalar çok ciddi sigorta müşterisi kazandırıyorlar sektöre. Hiç sigorta ile tanışmamız kişileri sigorta ile tanıştırıyorlar. Bu acentelerin işini elinden almak değil. Acentelerin müşteri grupları ile banka müşterileri birbirine çok çakışmıyorlar. Farklı ürün gruplarında çalışıyorlar. Dünya değişiyor, kanallar değişiyor, teknolojinin hızla gelişmesi tüketicinin iş yapma şeklini müthiş değiştirmiş durumda. Bir müşteriye artık birçok kanal aynı anda ulaşabiliyor ve müşteride bu yolla çalışıyor artık.
Acenteden, bankadan, çağrı merkezinden, internetten alınan sigorta ürünleri var. Bu durumdan müşteri mutsuz değil. Her ürünü doğru kanaldan aldığını düşünüyor müşteri. Acenteler engellemek yerine kendilerinin güçlü olduğu alanı ortaya çıkarmalı. Birebir müşteri ile ilişki içinde olmaları, onları yakından tanımaları, hizmet seviyesini müşteriye çok iyi verebilmeleri ki bu bulunmaz bir nimet ve bu başka hiçbir kanalda bulunmayan bir nimet. Bankaların çok satış yapması, gelecekte acentelere fayda yaratacaktır diye düşünüyorum. Biz Aksigorta olarak her kanalda olmak istiyoruz. Ben her kanalın fayda yaratacağını düşünüyorum."
Şu anda satın alınabilecek bir şirket yok
Ageas'ın Türkiye'de başka fırsatlara nasıl baktıklarını sorduğumuz Uğur Gülen, "Fırsat varsa değer yaratacağını düşünüyorsak ilgileneceklerini söylüyorlar. Orası kapalı bir yol değil ve fırsat varsa değerlendiririz diyorlar. Global bir dünyada yaşıyoruz. Sektörün yüzde 75' i yabancı. Öte yandan sektörde yüzde 100'ü yabancı olan şirketlerin durumunu görüyorsunuz. Bizde hem lokali gücü sürüyor, Sabancı Grubu'ndan aldığımız desteğin gücü ve Ageas gibi global bir deneyimin bir araya gelerek iyi bir karışım yaptığını görüyoruz. Ben ise şu anda ülkemizde bir fırsat görmüyorum. Bu pazar şartlarında yok. Zarar sürerse çıkar gibi konuşmalar var ama şu anda satın alınabilecek bir şirket yok" dedi.
Umarım bundan sonra az düzenleme olur
Hazine'nin düzenlemelerine değinen Uğur Gülen, 2007 yılından buyana her çeyrek de bir şeyler yapıldığını hatırlatarak şunları söyledi: "Umarım bundan sonra daha az yapar. Daha az yaptığı da oldu tabiî ki. Son bir yıldır azaldı. İki yıldır zarar yazan bir sektör zamanla sorgulanıyor. Teknik rezervler AB seviyelerine getirilmesiyle sektörün karsızlık sorunu çözülebilir. Biz fark ettik ki teknik karşılık oranları çok yüksek gibi. Sektör olarak çok karşılık taşıyoruz.
Hazine'nin görüşlerinin de bu yönde olduğunu biliyoruz. Bugün baktığımızda çok ayırmışız demeye başladık ve Hazine'de farkında. Bunu olması gereken seviyelere getirmek için düzenleme düşünüyorlar. Sektörde 1.5 milyar TL'ye ulaşan bir karşılık biriktiğini düşünüyoruz. Yeni düzenleme ile bu yönde bir yumuşama, karlılığı artıracaktır. Ortakların, yöneticilerin yüzünü güldürecek bir değişiklik bekliyoruz."