Altın, yaz sonu 1.600 doları görebilir

Fiyatı 1.500 doları aşan altın nereye gidiyor? İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, yaz sonunda 1.600 doların görülebileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

İSTANBUL - Altın fiyatları geçtiğimiz hafta 1.500 dolar seviyesini aşarken İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, "Yaz aylarının sonuna doğru 1600 dolarları görme olasılığı yüksek" dedi.

Saraç, bir dönem altında 2.000 dolar seviyelerinin de konuşulduğuna dikkat çekerek, dünya ekonomilerindeki sorunların daha bir süre altına olan yönelişi sürdüreceği tahmininde bulundu.

İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç ile altın piyasasını, Türkiye'deki yatırım talebini ve borsanın projelerini konuştuk. Dünya ekonomilerinde devam eden sorunlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki siyasi gelişmeler ve derken ABD'nin görünümünün negatife çevrilmesi altının yıldızının daha da parlamasına neden oldu. 1.500 dolar seviyelerini kolaylıkla aşan altında şimdi hedef 1.600 dolar seviyeleri.

Piyasada son yapılan anketlerde 1.700 dolar seviyeleri konuşulurken beklentilerini sorduğumuz İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç, piyasa yapıcısı bankaların sene başında yaptığı tahminlerin 1.600 doları işaret ettiğini kaydetti ve "Yaz aylarının sonuna doğru 1.600 dolarları görme olasılığı yüksek" dedi.

Yaşanan son yükselişin ardından bir geri çekilme olsa da altının kar realizasyonları ile ilerlediğini anlatan Saraç şöyle devam etti: "Banka ve fon hesaplarının hiçbirinde azalma beklentisi görmüyoruz. Dünyadaki büyük fonlar altın biriktirirken varlıklarını küçük küçük artırırlar ve birden boşaltmazlar, yavaş yavaş satarlar. O azaltma trendi henüz görülmüyor. Olsaydı da zaten fiyatlara yansırdı. Piyasa yapıcısı bankaların hedefledikleri rakamlara henüz gelinmedi; 1600 dolar hedefi kendisini koruyor."

Düğün sezonu geliyor, talep artar

Hindistan, Ortadoğu ve Türkiye için geleneksel düğün sezonunun da açıldığını ve bu ülkelerden fiziki altın talebinin de artacağına işaret eden Saraç, bunun da fiyatların tırmanmasına neden olacağını belirtti. Altında yükselişi destekleyen bir başka faktöründe Avrupa ekonomilerindeki gelişmeler, ABD dolarının değeri, durduğu yer ve dünya ekonomilerinin görüntüsü ile ilintili olduğunu ifade eden Saraç, "Kıta Avrupası ciddi bir toparlanmaya işaret etmiyor. Hala krizin ortalarında bir yerde sürükleniyor. Karar alma mekanizmalarında çok ağır aksak bir yapılanma var. Kıtanın motor gücü Almanya ve Fransa'da çok yakında seçimler var.

ABD'de Beyaz Saray'ın bütçesi bile problem oldu ve seçimlere 1 yıl kaldı. Amerika kriz döneminde birçok adım attı. Piyasayı rahatlatmak adına müthiş müdahaleler yaptı. Fakat yeni dönemde Avrupa'yı ve Amerika'yı neler bekleyeceğini bilemiyorsunuz. Küresel kriz nereye giderse emtia fiyatları da ona göre şekil alacak. Bu zayıf görüntü devam ettiği ve Çin kontrol altına alınmadığı sürece, emtiaya talep olacak. Üstelik geçmişe göre daha yüksek fiziki talep olacak" değerlendirmesinde bulundu.

Tüm bu gelişmelerin genelde tüm emtialara ve çok göz önünde bir metal olan altına yaradığını ifade eden Saraç, "Bir dönem 2.000 dolar seviyeleri konuşuldu o seviye olmasa bile altına olan yöneliş sürecek" dedi.

Emtialar hiç olmadıkları kadar gündemde

Sadece altının değil emtialarda top yekûn bir yukarı hareket olduğuna dikkat çeken Saraç, geçen sene altının yüzde 28 kazandırdığını buna karşılık gümüşte artışın yüzde 80'leri bulduğuna dikkat çekerek "2005'in sonlarından beri büyük yatırım fonlarının emtialara gösterdiği talep aralıksız devam ediyor. Son 5-6 yıldır emtialar dünya gündemini hiç olmadıkları kadar meşgul ediyor ve bir süre daha devam edecek gibi görünüyor" diye konuştu.

Altının dönem dönem hedge amaçlı da kullanıldığını kaydeden Saraç, "Altın ayrıca enerji fiyatlarını hedge etmek için kullanılıyor. 80 dolarlara ancak ulaşabilmiş petrol bir anda 120 dolara tırmandı. Onu hedge edebilecek mekanizmalara ihtiyaç var. Altının yerini korumasındaki etkenlerden biri de budur" ifadelerini kullandı.

Türk yatırımcısının 'banka'lardaki altını büyüyor

Kriz döneminde Türklerin mücevher talebinin azaldığını, karşılığında yatırım amaçlı altın talebinin arttığını ve bunun oranının da yüzde 70-30 gibi bir seviyeye geldiğini tahmin ettiklerini kaydeden Saraç, "2008'den önce mücevher kullanımı biraz daha yaygındı. 2008'den beri denge tamamen değişti tasarruf amacıyla altın daha fazla alınmaya başladı" dedi.

Vatandaşın, meskük altının (Cumhuriyet, çeyrek)  yanı sıra rafinerilerin ürettiği gram altın ile banka ve fonlar aracılığı ile kıymetli madene yatırım yaptığına dikkat çeken Saraç, 31 Mart 2011 itibariyle toplam 31 adet fonun 16'sında emtia olduğunu ve bu fonların hesabında 10 ton altın bulunduğunu bildirdi.

Saraç, "Bu fonlarda 472 milyon dolar değerinde 10 ton altın var" dedi. Saraç, söz konusu rakamın Ocak 2009'da 90 milyon dolar düzeyinde olduğunu da kaydederek "Kıymetli maden depo hesaplarında ise 3.13 milyon TL yani yaklaşık 2 milyar dolarlık (44 ton) altın var.

Sektör için bir önemli gösterge de kredi artışı. Kredi hacminde artış varsa üretimde de canlanma var demektir. 2009'dan 2010'a geçilirken sektörün kredi hacminde 150 milyon TL'lik artış var. Bugün kredi hacmi 750 milyon dolar seviyesinde" bilgisini verdi.

İhracatta da artış trendi olduğunu kaydeden Saraç, has altın ihracatının son dört yıl ortalamasının 2.5 milyar dolar düzeyine çıktığını aktardı. Saraç, piyasadaki kıpırdanmanın sektör için pozitif olduğunu ama büyük işletmelerde dahi istihdamın artmadığını; krizle beraber istihdamın küçük işletmelerde toplandığını aktardı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir