Ambargo uygulayan ülkelere kamu ihalelerinde engel konulabilir mi, neler yapılmalıdır?

AV. Duygu Kılıç ÇAYLI

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Piyasa ekonomisi gereği, ülkemizde uygulanan ihalelere yabancı istekliler de katılabilmekte veya yabancı ürünler ülkemizdeki birçok kamu kuruluşu tarafından tedarik edilebilmektedir. İhale dokümanlarında belirtilen şartları karşılayan yerli veya yabancı her ürün, ihalede teklif edilebilmektedir. 2015 yılının ilk altı ayında gerçekleşen ihalelerde; 

• Yabancı isteklilerin katılımına açık olan ihale miktarı 11 bin 235 adet, yabancı isteklilerin katılımına açık olan ihale toplam tutarı ise 53 milyar 906 milyon 486 bin TL olmuştur. (Bkz. Kamu İhale Kurumu 2015 Yılı İstatistikleri Tablo:1.19) 

• Yabancı istekliler ile yapılan sözleşme sayısı ise toplam 158 olup, tutarı ise 1 milyar 323 milyon 461 bin TL’dir. (Bkz. Kamu İhale Kurumu 2015 Yılı İstatistikleri Tablo:1.22 ) 

• Kamuya mal alımı olarak yapılan 13 milyar 419 milyon 215 bin TL tutarın, ne kadarının yabancı menşeli ürün olduğu ise net olarak bilinmemekle birlikte, önemli bir tutarda olduğu anlaşılmaktadır. 

Yukarıdaki istatistiki bilgiler kapsamında, ülkemizde piyasa ekonomisine uygun bir ihale sisteminin işlediği değerlendirilebilir. Keza Dünya Bankası ile Avrupa Birliği normlarına uygun hale getirilmiş ihale mevzuatımız bulunmaktadır. 2003 yılından beri uygulanan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu birçok değişikliğe rağmen, halen ülkemizde yapılan ihale işlemlerinde istikrar sağlamış durumdadır.

Ancak son zamanlarda bazı ülkelerin; Türk iş adamları ile Türk ürünlerine uyguladıkları tek tarafl ı ambargonun piyasa ekonomisi ile uyumlu olmadığı da açıktır. Tek tarafl ı olarak uygulanan haksız işlemlere karşı Türkiye Cumhuriyeti olarak da yapılabilecek işlemler bulunmaktadır. 

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 53’ncü maddesinin (b) bendinin 8’nci alt bendi; “Yerli isteklilerin, yabancı ülkelerde açılan ihalelere katılmalarına engel olunduğunun tespit edilmesi halinde, bu uygulamanın yapıldığı ülkenin isteklilerinin de, bu kanun kapsamında yapılan ihalelere katılmalarının önlenmesine yönelik tedbirlerin alınmasını ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak üzere Bakanlar Kurulu’na teklifte bulunmak.“ hükmünde olup, Kamu İhale Kurumu’na bazı görev ve sorumluluklar vermiştir. Yukarıda yer alan hükümden de anlaşılabileceği üzere; 

• Kamu İhale Kurumu; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kişileri ve ürünlerine ambargo koyan tüm yabancı ülkelere karşı, ihaleye katılım veya mal alımına yönelik engel oluşturacak düzenleme yapabilecek, 

• Yapılan düzenlemelerle ilgili Bakanlar Kurulu’na önerilerde bulunabilecek, 

• Bakanlar Kurulu tarafından verilecek karar gereğince de ambargo koyan ülke ürünü ve şirketleri için ihale engeli getirilebilecektir. Kanaatimizce yukarıda sayılan uygulamalara, serbest piyasa ekonomisi içerisinde başvurulması en son düşünülecek yöntem olmalıdır. Çünkü siyasetin ekonomiye yön verdiği dünya düzeni yerini, ekonominin yön verdiği siyasi düzene terk etmiştir. Ekonomisi istikrarlı hukuk düzenine dayalı olan ülkeler için bu tür yaptırımların, o ülkeye uzun vadede zararı olacaktır. Keza petrol de gaz da 50-60 sene sonra yeryüzünde bitecektir. Ancak ülkelerin hukuk sistemleri güçlenerek devam etmek zorundadır. Bu bağlamda Türkiye için uygulanması gerekenler; 

• Serbest piyasa ekonomisi kuralları içerisinde rekabet gücünü artıran milli sermayenin daha da güçlendirilmesi, 

• Milli sermayenin rahatlıkla rekabet edebileceği alternatif piyasaların artırılması, 

• İhale mevzuatının ve de ekonomi alt yapısının daha rekabetçi hale getirilmesi, 

• Evrensel hukuk kurallarından asla vazgeçilmemesidir.