Ankara Bahçelievler'deki model yeni bir umut olabilir

Ufuk GERGERLİOĞLU

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İstanbul'un lüks semtleri veya caddeleri deyince aklımıza hemen Nişantaşı, Etiler, İstiklal Caddesi, Bağdat Caddesi gibi yerler gelir. Ankara'nın da bu tarzda semtleri ve caddeleri vardır. Bahçelievler semtindeki 7. Cadde lüks kesime hitap eden önemli caddelerden biri. Bu caddedeki esnaflarımızdan bazılarının görüş ve önerilerini yine farklı ve ilginç örneklerle sizlerle paylaşacağım.

Esnaf görüşlerine başlamadan önce sizlere 7. Cadde'deki genel havayı aktarmak isterim. Bugünlerde cadde esnafı, az hareket ve fazla işletme gideri dengesizliği ile karşı karşıya. Kiralar alabildiğine yüksek. Bu bölgedeki ortalama kira bedelleri 15-20 milyar arası değişiyor. Kira bedeline bir o kadar da işletme gideri eklediğimizde 40 milyara yakın sabit gider ortaya çıkıyor. Bunun yanında sürekli açılan alışveriş merkezleri de 7. Cadde esnafını zorluyor. Birçok esnafımız, Ankara'da potansiyelin çok çok üzerinde alışveriş merkezi olduğundan şikayet ediyor. Ayrıca memur kesiminin ve öğrencilerin bu bölgede hissedilir derecede etkinliğinin olması da esnaflarımız için dikkate alınması gereken önemli bir konu. Caddeyi besleyen önemli kaynaklardan biri de Milli Kütüphane. Binlerce öğrenci, öğretmen, memur, asker birçok konuda araştırma yapmak için bu kütüphaneye geliyorlar. Bu potansiyel müşteri kitlesi, 7. Cadde esnafının da hedef kitlesi oluşturmuş oluyor.

Bu bölgede dolaşırken dikkatimizi çeken farklı bir oluşum da İstanbul'da pek göremediğimiz Bahçelievler'e has olan Bit Pazarı. İçinde farklı sektörlerden 10'a yakın küçük esnaf gruplarının olduğu büyük bir dükkan düşünün. Kimi hediyelik eşya, kimi kozmetik, kimi de kilim, halı vs. ürünler satıyor. Bu farklı yapılanmanın kısa değerlendirmesini yazımın sonunda bulabilirsiniz.

İlk ziyaret ettiğimiz esnafımız film ve müzik CD'leri sektöründe faaliyet gösteren Denizatı Film&Müzik işletmesinin sahibi Halil Sırt oldu. Çok büyük bir alanda faaliyet gösteren Denizatı Film&Müzik, sektöründe Türkiye'nin ilklerinden. Dükkan atmosferi ve yaklaşım profesyonelce. Buna rağmen firma sahibi Halil Sırt boşa kürek çektiklerini dolaylı yollardan ima ediyor ve ekiliyor: "Sektörümüzün en büyük sıkıntısı korsan. Başa çıkabilmemiz mümkün değil. Mesleğimizi dürüst bir biçimde icra etmeye gayret ediyoruz. Tüketiciler bile 10-15 milyona bir VCD veya DVD'ye para vereceğine korsanını tercih edip 3-5 milyona satın alabiliyor. Bu konuda dürüst esnafları mağdur etmeyecek bir takım düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Aksi halde piyasa şartlarını da göz önüne aldığımızda uzun süre ayakta kalabilmemiz imkansız. Biz, bu sektörde hizmet sunan en profesyonel işletmelerinden biriyiz. Ayrıca son günlerde fiyatlarımızı tüketicilerimizin korsana tenezzül etmeyeceği biçimde indirdik."

Esnafımız haksız bir rekabetle karşı karşıya. Piyasalarda haksız rekabet olduğu zaman işiniz çok zor demektir. Aslında bu sıkıntı sadece bu sektör de değil, birçok sektörde kendini göstermektedir. Bu noktada yapılacak en önemli hareket, resmi kanallardan yetkililere ulaşarak kendimizi sağlıklı bir biçimde ifade etmemizdir. Yapıcı hareket tarzları mutlaka sonuç getirir. Öfkeyle kalkıp panik yapmak gibi yıkıcı davranışlardan kaçınmalıyız. Her başvuru her girişim bizi farklı noktalara götürebilir. Bir çok esnafımıza bağlı bulunduğunuz meslek odalarından veya ticaret odalarından memnun musunuz diye sormuşumdur. Bir çoğu olumsuz cevap vermiştir. Bir kısım esnafımız da "Biz odalara tam olarak ne istediğimizi, hangi noktalarda takıldığımızı, beklentilerimizin ne olduğunu anlatabilirsek cevap ve destek alabiliyoruz" diyor. Aslında birinci yaklaşımda iletişime geçmeden veya gayret sarf etmeden bir şeyler elde edilmeye çalışılıyor havası hakim. İkinci yaklaşım ise daha iyimser ve mantıklı görünüyor. Bu yaklaşımda sağlıklı iletişim ön plana çıkıyor.

Bir başka ziyaret noktamız da emlak sektöründe yaklaşık 10 senedir faaliyet gösteren Reha Medin Emlak Hizmetleri firma sahibi Osman H. Kılıçaslan oldu. Geçen seneye kadar kendi adına hizmet sunmaya çalışan Kılıçaslan, 4-5 ay önce emlak sektöründe marka olmuş bir işletmenin bayiliğini almış. Sektördeki büyük daralmaya rağmen bu marka sayesinde en azından günü kurtardığını ifade eden Kılıçaslan, "keşke daha evvel franchise alsaydım" diyor. Bu ikilem bir çok esnafımızın kafasını özellikle bugünlerde çok meşgul ediyor. Acaba iyi bir markadan bayilik veya franchise mı alsam? sorusu bugün için çok popüler. Fakat bu süreç yanlış hareket edildiğinde birçok işletmeyi daha zor durumlara sokabiliyor. Diyelim ki senelerdir mobilya sektöründe faaliyet gösteriyorsunuz. Fakat piyasadaki tıkanma ve sermaye yetersizliğiniz sizi yeni arayışlara itiyor. Derken gıda sektöründe marka olmuş bir firmadan franchise alıyorsunuz ve kısa bir süre sonra iflas ediyorsunuz...

Bugünlerde 10 binlerce işletmemiz yeni arayışlar içersinde. Birçoğu sektör değiştirmek istiyor. Daha iyi olacak, rahatlayacağız diye düşünülürken büyük zararlarla karşılaşılıyor. Bunun birinci nedeni işin gerektirdiği detayları bilememek, ikinci nedeni ise kısa vadeli düşünmek ve bayilik alınacak işletmenin iyi araştırılamaması. Eğer altyapınız gıda ise siz bir pide veya çiğköfte sektöründe marka olmuş bir işletmeden franchise alırsanız, kesinlikle kazanırsınız. Aksi halde büyük zarar edersiniz. Eğer ki bayilik aldığınız işletmenin marka itibarı tüketiciler nazarında zayıf ise siz de bunu bilmiyorsanız yine büyük zarardasınız demektir. Bayilik veya franchise aldınız fakat "Hemen bir şeyler olsun, iyi paralar kazanmalıyım" diyorsanız, yanılıyorsunuz.

7. Cadde'de bir başka ziyaret noktamız ise Cemre Kids Fashion işletmesinin yetkilisi Taner Hava oldu. Toplamda 5 mağazaları olan işletmenin 3 mağazası AVM'de konumlanıyor. AVM'lerdeki arz fazlasının işleri olumsuz etkilediğinden yakınan Taner Hava belediyelerin önemli caddelerde daha aktif hareket etmelerinin şart olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: "AVM'ler insanları cezbeden çok önemli merkezler diye düşünüyorum. Ben bile tüm ihtiyaçlarımı karşılamak için hafta sonu eşim ve çocuğumla bu merkezlere gidiyorum. Hepimiz tüm ihtiyaçlarımızı karşılayıp mutlu olmuş bir biçimde evlerimize geliyoruz. Tüm insanların böyle düşündüğünü tahmin ediyorum. Bu noktada esnafların konumlandığı önemli caddelerde hem bizlere hem de yetkililere büyük sorumluluklar düşüyor. Bizler en güzel ürünlerimizi en uygun fiyatlarla müşterilerimize sunarken yetkililerimiz de özellikle belediyeler bu caddelerin cazibesini artırmak için bir şeyler yapmalıdırlar. Bu çalışma cadde esnafından görüşler alınarak başlayabilir. Örneğin; caddelerdeki binalar, müşterileri ilgisini çekecek biçimde boyanabilir, caddeye belirli aralıklarla dikkat çekici aksesuarlar eklenebilir."

7. Cadde'yi gezerken ilginç bir oluşuma tanık olduk. Gerçi bu yapılanma Bahçelievler'deki insanlar için pek de yeni sayılmaz. Bir dükkan içerisinde bir çok sektörden işletmenin bir araya gelerek sinerji oluşturması. Bir tür imece gibi algılayabileceğimiz bu sistem alt yapısı iyi bir biçimde oluşturulduğunda esnaflarımız için iyi bir model olabilir. Bu işletme yapıları içindeki küçük esnaf gruplarından bir kaçı ile detaylı görüştük. Gayet memnun görünüyorlar. Neden memnun olmasınlar ki.. İyi bir yerde büyük bir dükkanın 10 işletmeye eşit bölündüğünü varsayarsak kira, elektrik, su vb. masraflar da 10'a bölünecek.

"Birleşme ruhuna" da uygun olan bu sistemin en kısa zamanda yaygınlaştırılmasının hem esnaflarımız hem de müşteriler için taze bir kan olabileceğine inanıyorum.