Anonim şirketlerde murahhas üyelik

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Soner ALTAS / Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi

Bilindiği üzere, anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 317'nci maddesi ile getirilen genel kural budur. Bu genel kural gereği, yönetim kurulu, yönetim ve temsil yetkisi ile görevini "kurul" halinde yerine getirir. Buna karşılık, özellikle büyük anonim şirketlerde, kurumsallaşmış aile şirketlerinde ve halka açık anonim ortaklıklarda murahhas üyelik (CEO) uygulamasına da rastlanılmaktadır. Bu uygulama kaynağını yine Türk Ticaret Kanunu'ndan almakla birlikte, zaman zaman bazı anonim şirketlerin murahhas üyeyi "yönetim kurulunca alınan kararlarla" belirlediği gözlenmektedir. Oysa, TTK, murahhas üyelik konusunda bazı şartlar öngörmektedir. Bu şartlar yerine getirilmeden yapılacak murahhas üyelik görevlendirmesi hukuken geçerlik kazanmayacağı gibi, murahhas üye sıfatıyla şirket adına yapılan işlemlerin sıhhatini de olumsuz yönde etkileyebilecektir. İşte bu yazımızda, anonim şirketlerde murahhas üye görevlendirilmesine ilişkin usul ve esaslar kısaca izah edilecektir.

TTK'nın 317'nci maddesinde "Anonim şirket idare meclisi tarafından idare ve temsil olunur." hükmüne yer verilmekle birlikte, 319'uncu maddesinde, yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı hususu düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, idare ve temsil işlerinin yönetim kurulu üyeleri arasında taksim edilip edilmeyeceği, taksim edilecekse bunun nasıl yapılacağı, şirket esas sözleşmesinde belirtilir. Ayrıca, yönetim kurulu üyelerinden en az birine şirketi temsil yetkisi verilir(TTK, m.319/f.1).

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Esas mukavele ile temsil salahiyetinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını idare meclisi azası olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilmek için umumi heyete veya idare meclisine salahiyet verilebilir. Bu gibi kayıtlar bulunmadığı takdirde 317nci madde hükmü tatbik olunur" denilmiştir(TTK, m.319/f.2). Yani, TTK'nın 319'uncu maddesinin ikinci fıkrası, murahhas üyelik (azalık) ve murahhas müdürlük müessesesini düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, şirketi temsil ve idare yetkisinin tamamı veya bir kısmı, yönetim kurulu üyelerinden birisine "murahhas üye" sıfatıyla ya da şirkette pay sahibi olmayan bir müdüre (murahhas müdür) bırakılabilir. Ancak, bunu temin için şirket esas sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerekmektedir.

Ayrıca, TTK.ya göre, murahhas üye ve müdürleri görevlendirme yetkisi esas sözleşmede  genel kurul ve yönetim kurulundan hangisine bırakılmış ise, bu organ murahhas üyeyi seçmelidir. Eğer, bu yetki sadece genel kurula bırakılmış ise, murahhas üyenin bizzat genel kurul tarafından seçilmesi gerekir, yönetim kurulu bu yetkiyi kullanamaz, kullanması durumunda şirket esas sözleşmesine aykırı hareket etmiş olur. Buna karşılık, esas sözleşmedeki hüküm TTK m.319/f.2 hükmü ile paralel şekilde düzenlenmişse, yani bu konuda hem genel kurula hem de yönetim kuruluna yetki verilmişse, genel kurul yanında yönetim kurulu da bu yetkiyi doğrudan kullanabilir.

Öte yandan, şirket esas sözleşmesinde bu yetkinin genel kurula ait olduğu, ancak yönetim kuruluna devredilebileceği yönünde bit hükme de yer verilmiş olabilir. Örneğin, şirket esas sözleşmesinin bu konudaki maddesi "Genel kurul, şirketi temsil yetkisinin ve idare işlerinin hepsini veya bazılarını yönetim kurulu üyesi olan murahhaslara veya pay sahibi olmaları zaruri bulunmayan müdürlere bırakabilir. Genel kurul, bu konudaki yetkisini yönetim kuruluna da devredebilir." şeklinde ise, yönetim kurulu, genel kuruldan açık bir izin -genel kurul kararı- almak sureti ile murahhas üye tayin edebilir. Böyle bir yetki devrinin söz konusu olmadığı durumlarda da, murahhas üye ancak genel kurul tarafından atanabilir.

Şirket esas sözleşmesinde, murahhas aza veya müdür atanabileceğine dair bir hükmün bulunmaması durumunda ise, şirketi temsil ve idare yetkisi, yönetim kurulu tarafından, kurul halinde kullanılır.

Bu çerçevede, murahhas üye atamak isteyen anonim şirketlerin bu konuda esas sözleşmelerinde açık bir hüküm bulunmasına dikkat etmeleri gerekir. Böyle bir hüküm, kuruluş esas sözleşmesinde yer alabileceği gibi, sonradan esas sözleşme değişikliğine gitmek suretiyle de tesis edilebilir.