Ar-Ge ve şirket faaliyetlerinde deneme ve tanıtım amaçlı ithalat
Hasan AKDOĞAN / Emekli Gümrük Başkontrolörü/YGM
Türkiye'de yerleşik şirketlerin, test, deneme ve tanıtım amacıyla yurtdışından eşya getirmeleri mümkün bulunuyor. Bunun dayanağını; 7/10/2009 tarihli 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2009 / 15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki "4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar oluşturuyor.
Buna göre; ticari amaca yönelik olmayan test, deneme veya tanıtıma tabi tutulmak amacıyla yurtdışından gönderilen eşyanın geçici olarak ithali söz konusu olabiliyor. Doğal olarak, söz konu eşya Türkiye'ye getirildiğinde belirli bir gümrük prosedürünün işletilmesi de kaçınılmaz oluyor.
Burada önemli olan husus, ticari amaca yönelik olmayan bir eşyanın yurda getirilmesidir.Yani, getirilen eşyanın teste tabi tutulması, tanıtımı ve denenmesinin ücret karşılığında yapılmaması esastır.
Gümrük mevzuatı, bu tür eşyanın kat'i olarak ithal edilmesi yerine daha az maliyetli bir yol olan geçici ithalat çerçevesinde ithalatına izin veriyor.
Bu yolun avantajı gümrük idarelerince alınan vergilerin ithalat esnasında ödenmemesidir. Tabiî ki, idare de eşyanın tekrar yurttan çıkarılması koşuluyla böyle bir uygulamaya izin veriyor.
Eşyanın belirlenen amaçlar için kullanılmasından sonra yurtdışı edilmesi için şirketlere, işin özelliğine göre belirli süreler tanınıyor. Bu süreler dolduktan sonra eşyanın ihraç Türkiye'den çıkarılması gerekiyor. İlgili şirket eşyayı normal prosedüre uygun olarak ithal ederse bir sorun olmuyor. Ancak, süresi içinde yurtdışına göndermez ise, kamu alacağının kaybolmaması için başlangıçta vergi ve resimlere denk gelecek bir teminatın alınmış olması gerekiyor. Giriş esnasında tam muafiyet veya kısmi muafiyet şeklinde yapılacak uygulama ile teminat sınırları da belirlenmiş oluyor.
Genel olarak tüm şirketlerin bu haklardan yararlanmaları konusunda bir engel bulunmuyor. Ancak; bazı şirketlere, geçici olarak ithal edilen eşyaları yurtta bırakma sürelerinde avantajlar sağlanabiliyor.
Şöyle ki;
1) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından Ar-Ge Merkezi Belgesi verilen firmalarca test edilmek amacıyla geçici ithal edilen eşyaya 24 aya kadar yurtta kalma süresi veriliyor.
2) A Sınıfı Onaylanmış Kişi Statü Belgesi (Önceki yazılarıma bakınız) sahibi firmalar tarafından geçici ithal edilen söz konusu eşyaya 6 ay süre veriliyor ve süre uzatımı talebi olursa, bunun haklı nedenlerden kaynaklandığının Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirinin düzenleyeceği raporla bunun belgelendirilmesi gerekiyor. Bu rapora dayanılarak konu Gümrük İdaresince değerlendirip ek süre veriliyor.
3) Diğer durumlarda ise; söz konusu eşyaların yurtta kalma süreleri 6 ay olarak belirleniyor. Bu sürenin uzatılmak istenilmesi halinde geçici ithalat beyannamesinin tescil tarihinden başlamak üzere, anılan Gümrük Kanunun 133 üncü maddesi uyarınca kısmi muafiyet kapsamında yurtta kaldığı her ay için eşyanın serbest dolaşıma girmiş olması halinde alınacak vergiler tutarının %3'ü oranında vergi tahsil edilmek suretiyle işlem yapılıyor.
Gümrük mevzuatına göre geçici ithalat rejimi kapsamında teste tabi tutulması sonucunda hasar gören, bozulan veya bir daha kullanılamayacak hale gelen eşyan olur ise, Gümrük Kanununu gereğince, hazineye hiçbir masraf getirmeyecek şekilde gümrük idaresinin gözetiminde bu eşyanın imhası mümkün bulunuyor.
İmha edilmek istenen eşyanın tahrip olmasının veya tekrar yerine konulamaması şeklinde kaybının, eşyanın özelliklerine bağlı bir nedenden veya beklenmeyen hal veya mücbir sebepten ya da gümrük idarelerinin izninden kaynaklandığını kanıtlaması halinde, ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğü doğmuyor. Eşyanın tekrar yerine konulamaz şekilde kaybı, bunun kullanılamaz hale gelmiş olmasını ifade ediyor.
Netice olarak; dünyada yaşanan yeniliklerin şirketlerimiz tarafından algılanması ve yaptıkları faaliyetlerde bu yeniliklerden bünyelerine ve faaliyet alanlarına uygun olanların seçilmesi gerekiyor. Çok para ödeyerek satın alma yerine test ve deneme amaçlı olarak bu tür eşyanın yurda getirilmesi maliyetler açısından da önem taşıyor. Uygun olanların bilahare ithal edilmesi suretiyle randımanlı üretim söz konusu olabiliyor. Dolayısıyla şirketlerimizin uluslararası düzeyde rekabet edebilme olanaklarının yaratılmasına yardımcı olan bu sistemin kullanılmasında tereddüt edilmemesi gerekiyor.