Ar-Ge yatırımları Türkiye’ye yönelir
Sektör temsilcilerinin genel olarak olumlu bulduğu strateji belgesinin içerdiği 200’ü aşkın eylemin 2016 yılına kadar sonuçlandırılması hedefleniyor. Sektör kuruluşları, görüşlerinin ve vizyonlarının belgeye yansıtıldığını ifade ediyor.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Canan SAKARYA
Özüm ÖRS
ANKARA - Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın önderliğinde hazırlanan Türkiye İlaç Sektörü Strateji Belgesi ve
Eylem Planı halen 3’üncü taslak aşamasında sektör bileşenleri ile bakanlık düzeyinde değerlendiriliyor. Belge ve plan, Türkiye’yi ilaç sektöründe bölgesinde Ar-Ge, üretim ve yönetim merkezine dönüştürmeyi ve sektörü uluslararası rekabet gücüne sahip, dünya ihracatından daha fazla pay alan küresel bir oyuncu haline getirmeyi hedefliyor.
Bu hedef doğrultusunda, sektörün öncelikli sorun alanları olarak belirlenen hukuki ve idari düzenlemeler, nitelikli insan gücü, kamu üniversite-özel sektör işbirliği ve koordinasyonu, tüketim boyutunda akılcı ilaç kullanımı, katma değeri yüksek üretim için Ar-Ge destekleri ve finansman konularında 200’ü aşkın eylemin ilgili kurum ve kuruluşlarca
2016 yılına kadar sonuçlandırılması öngörülüyor. İlaç sanayi sadece sağlık açısından değil ekonomik ve ticari önemi açısından da önemli bir sektör. Türkiye, ilaçta 2011 yılı verilerine göre, 11.2 milyar dolara erişen pazar hacmiyle Avrupa’da 6’ıncı, dünyada 16’ncı sırada; Çin, Brezilya, Rusya ve Hindistan ile birlikte gelişmekte olan pazarlar listesinde yer alıyor.
Yakın zamanda Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na sunulması beklenen belge ve planda öngörülen hedef ve eylemlerin gerçekleştirilmesi, sektörün taşıdığı özellik ve nitelikler dikkate alındığında, en az, strateji belgesinin
hazırlanması kadar önemli.
DÜNYA Mikro Politika, bu önemden hareketle sektör kuruluşlarına sordu:
Belge ve plan, ilaç sanayinin mevcut ve gelişmeye ilişkin sorunlarını ne ölçüde çözebilir? İlaç sanayine egemen
özel sektörün sorun, talep ve önerileri strateji ve plana ne ölçüde yansıyor? Eylem planının içeriği bu açıdan yeterli midir? Değilse, yeterlilik ne tür düzenlemelerle sağlanabilir?
Plandaki eylemler çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun görev ve yetki alanına giriyor. Bürokratik yapının işleyiş şartları dikkate alındığında hedef ve eylemler ne ölçüde gerçekleştirilebilir?
Strateji ve plan süreçlerini yönetim ve yönlendirilmesinde, diğer Sektör stratejilerinden farklı, çok kademeli bir yapı öngörülüyor. Bu yapı özel sektörün yönetime katılması ve etkilemesi açısından yeterli mi? Belge ile planı sektörün önde gelen iki meslek kuruluşu değerlendirdi.
İlaç sektörünün görüşleri belgeye yansıdı
İlaç sektörünün görüşleri belgeye yansıdı
Turgut TOKGÖZ
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası/ İEİS/ Genel Sekreteri
İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası olarak 2023 yılı için Türkiye ilaç endüstrisinin hedefini dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi konumuna gelmek olarak belirledik. Bu hedefimiz doğrultusunda hazırladığımız “Türkiye İlaç Endüstrisi’nin Küreselleşmesi İçin Devlet İle Ortak Yol Haritası” başlıklı raporla, stratejik bir yaklaşımla yakalayabileceğimiz küresel rolü tarif ettik.
Raporumuzda yer alan temel çıktılardan birisi; o güne değin ilaç endüstrisinin farklı dinamiklere sahip kimya sanayinin bir alt kolu olarak görülmekte olduğu, oysa ayrı bir strateji oluşturulması gerektiğiydi. Endüstrimizin bu ülke için stratejik ve sosyal öneme sahip olduğu ve politikaların bu yönde kurgulanmasının gerekliliği resmi otoritelerimiz tarafından da kabul gördü.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ilaç sektörünü stratejik sektörlerden biri olarak belirledi ve bu kapsamda sendikamızın da aktif katılımıyla Sektör Strateji Belgesi çalışmalarını titizlikle yürüttü. Kamu ve özel sektörden tüm ilgili tarafların görüşleri alınarak, ortak fikirler ve eylem planları oluşturmak için çalıştay ve toplantılar düzenlenerek yoğun bir çalışma sonucu hazırlanan belge Ekonomi Koordinasyon Kurulu’na sunulma aşamasında.
Söz konusu belgede, endüstrimiz için Ar-Ge, üretim ve yönetim merkezi haline gelerek küresel bir oyuncu olma vizyonu ortaya konurken, ilaç üretimi ve ihracatının artırılması için kamu, üniversite ve endüstri işbirliğinin geliştirilmesi yönünde politika ve stratejiler ile bunların gerçekleştirilmesine yönelik eylem planları yer almaktadır.
Bu vizyon, sendikamızın, küresel bir oyuncu olması için gerekli stratejik destek sağlanması ile endüstrimizin global üretim merkezi konumunda, daha fazla ihracat yapabilen, uluslararası standartlardaki yüksek teknolojisini Ar-Ge ile bütünleştirmiş, daha yüksek katma değerli ürün geliştirebilen bir yapıya kavuşacağı düşüncesiyle örtüşmektedir.
Belge, bütün ilgili kurum ve kuruluşların görüşünü ve vizyonunu yansıtmakta. İlaç sektörünün tüm taraflarının hedefleri, ortak akıl süzgecinden geçirilerek ve uygulanabilirliği değerlendirilerek belgeye yansıtılmıştır. Plandaki eylemlerin uygulanabilirliği, eylemler belirlendikten sonra sorumlu ve yetkili kamu kurum ve kuruluşlarına sorulmuş ve uygulanamaz eylemler plandan çıkarılmıştır. Sektör stratejisinin hayata geçirilmesi, uzun dönemli ve yoğun çaba gerektiren bir yolculuk olacak. İlgili tüm tarafların endüstriyi küresel bir konuma getirme heyecanı içinde olduğu açık. Rasyonel politikalar, kararlılık ve işbirliğiyle bu hedefin hayata geçirileceğine içtenlikle inanıyoruz. Sendika olarak kendimizi bu sürecin temel aktörlerinden birisi olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede, bugüne kadar olduğu gibi, endüstrimizin dünyada hak ettiği konuma gelebilmesi için var gücümüzle çaba göstereceğiz.
PLANLANAN BAŞLICA EYLEMLER
PLANLANAN BAŞLICA EYLEMLER
Sektörün bölgede Ar-Ge, üretim ve yönetim merkezi olabilmesi için destekleyici hukuksal ve idari düzenlemeler. Yeni ilaç moleküllerinin bulunması ve biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi alanlarda ilgili çalışmalara ağırlık verilmesi.
Mevzuat uyumu, gerçekleştirilirken sektörün görüşlerinin daha fazla dikkate alınması sağlanacak ve düzenlemelerde ülke ve sektör ihtiyaçları gözetilecek.
Yaşam bilimlerindeki öncelikli alanlar belirlenerek bu alanlarda Ar-Ge ve üretim-yatırım destekleri yoğunlaştırılacak.
Tamamlayıcı sağlık sigortasının geliştirilmesi desteklenecek.
Özellikle Ar-Ge faaliyetleri için gereken teknolojiyi kullanabilecek insan gücünü yetiştirmek amacıyla üniversitelerin ilgili fakültelerine (Eczacılık, tıp, fen, veterinerlik, mühendislik) ve meslek yüksekokullarına bağlı bölümlerinde lisans ve lisansüstü düzeylerde bölü açılması ve müfredat düzenlemeleri yapılacak.
Yurt dışındaki nitelikli Türk bilim adamlarının sektöre kazandırılacak, yabancı uzmanların çalışma ortamlarının iyileştirilecek.
İlaç Sanayi Teknik Komitesi oluşturulacak.
Ürün bazında üretim, tüketim, ihracat ve ithalatına yönelik durum analizi yapılacak, ortak veri tabanı oluşturulacak.
İhtisaslaşmış sağlık serbest bölgeleriyle, altyapı ve ulaşım kolaylığı olan bölgelerde kurulması sağlanacak.
Üniversite ve sanayi işbirliğinin güçlendirilmesi için gerekli ve kalıcı platformlar yaratılacak. - Akademik ilaç Ar-Ge çalışmalarının ticarileştirilmesini sağlayacak yeni teknoloji transfer ofisleri kurulacak.
Teknoloji geliştirme bölgelerine ilişkin mevzuatta sektör ihtiyaçlarına cevap verecek düzenlemeler yapılacak.
İlaç atıklarının çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde yönetilmesi sağlanacak.
İlacın taşınması, saklanması, eşdeğer ilaç kullanımı, bitkisel ürünlerin kullanımı, sahte ilaç ve yeni tedavi seçeneklerinde eğitim faaliyetleri düzenlenecek.
Ar-Ge faaliyetlerinin yeterli düzeye getirilmesi için alt yapı oluşturulacak.
Üniversitelerde ürüne yönelik Ar-Ge çalışmaları kayda alınarak üretim aşamasına kadar korunacak.
Klinik ilaç ve araştırma merkezleri kurulacak ve merkezlerin faaliyetleri desteklenecek.
Sektör eylem planı küresel eğilimlerle uyumlu olmalı
Sektör eylem planı küresel eğilimlerle uyumlu olmalı
Güldem BERKMAN
Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Yönetim Kurulu Başkanı
İlaç sektörünün daha fazla Ar-Ge yatırımı çekmesi ve katma değeri daha yüksek ürünlerle ihracat kapasitesini artırması konusunda hükümet son derece olumlu bir yaklaşım içinde. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun (BTYK) 15 Ocak 2013’te yaptığı 25’inci toplantıda “sağlık” alanını ‘Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011- 2016’ kapsamında ivme kazandırılması gereken öncelikli bir alan
olarak belirlemesi bu yönde önemli bir adım oldu. Strateji Belgesi Eylem Planı ikinci önemli adım olacak. AİFD bu çalışmaları olumlu karşılamakta ve desteklemekte.
Sektör kuruluşları olarak, bakanlık bünyesinde yürütülen bu çalışmalara katılma ve görüşlerimizi iletme fırsatı buluyoruz. Belgeye son şekli verilmeden önce görüşlerimizin dikkate alınacağına inanıyoruz. Öngörülen hedef ve eylemlerin gelişmeye yönelik sorunları nasıl çözebileceği konusunda bir yanıt vermeden önce, ilaç sektöründeki küresel eğilimleri iyi anlamak ve Ar-Ge’de ortaya çıkan yeni iş modellerini analiz etmek gerekiyor. Önerilen eylemler varolan eğilimlerle uyumlu oldukları ölçüde sonuç verecek. Dünyada ilaç sektörünün gelişme eğilimlerini belirleyen dinamiklerin başında nüfus yapısındaki değişim geliyor. 2005’te 6.5 milyar olan dünya nüfusunun 2020’de 7.6 milyara çıkması, 65 yaş ve üzeri insan sayısının 242 milyon artarak toplamdaki payının yüzde 9.4’e ulaşması bekleniyor.
2012 itibarıyla 972 milyar dolar olan küresel toplam ilaç pazarının büyümeye devam etmesi bekleniyor. Bu talebi en etkin şekilde yenilikçi ilaç ve tedaviler karşılayacağı için ilaç Ar-Ge’si ve üretimi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde, öncelikli yatırım alanlarından biri olarak kabul ediliyor. İlaç sektörü, cirosunun ortalama yüzde 15.3 ünü Ar-Ge yatırımlarına ayırarak, bilişim sektörü dahil, diğer sektörleri geride bırakıyor. Bilimin gelişmesi ve maliyetlerin yükselmesi yenilikçi ilaç firmalarının Ar-Ge modellerini de değiştirdi. Modelin değişmesi ve alışmaların dış kaynak kullanılarak devam edecek olması, henüz büyük ilaç firmalarının Ar-Ge merkezlerini çekememiş, Ar-Ge yetkinliğini tam kanıtlayamamış ülkelere fırsat yaratıyor. Türkiye tam da bu kategoride. Üniversite, teknokent ve kümelerde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli araştırma firmalarını destekleyerek büyük firmaların Ar-Ge yatırımlarını Türkiye’ye çekme imkanı doğuyor. Bu süreç önce klinik araştırmaları daha sonra moleküler araştırmaları kapsayabilir.
Bu fırsatları kullanabilmek ve Ar-Ge kümelenmelerini hayata geçirebilmek için Türkiye’de yenilikçiliği teşvik eden ve yatırım ortamının sürekli geliştirilmesini sağlayan uzun vadeli politikalar gerekiyor. Bu kapsamda, ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Health Institute) benzeri bir kurum oluşturulması düşünülebilir. Mevcut taslakta sektörün stratejik değerlendirilmesi, Ar-Ge’nin ve katma değeri yüksek üretimin öneminin vurgulanması olumlu. Ancak bizce, yenilikçiliği desteklemek ve daha iyi yatırım ortamı açısından eklenecek konular da mevcut.
Başta fikri mülkiyet hakları geliyor. Bu konuya belgede daha kapsamlı yer verilmeli ve eylemler planlanmalı.Yenilikçiliğin ve katma değerli üretim yapısının gücünü belirleyen en önemli unsurlar arasında fikri mülkiyet haklarının uluslararası standartlarda desteklenmesi geliyor. Fikri mülkiyet haklarının güçlü şekilde korunmasıyla, uluslararası şirketlerin o ülkede yatırım yapmaya karar vermesi arasında yakın ilişki var. Yine fikri mülkiyetle ilgili olarak, veri münhasıriyeti alanında iyileştirme gerekiyor. Belgede vurgulanması gereken bir başka nokta, sektörün gelişimi ve hastaların ilaca erişimi açısından sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğu.
Yaşlanan nüfus ve artan kronik hasta sayısının yanı sıra, nüfusun hemen tamamına sağlık güvencesi sağlanması nedeniyle sağlık hizmetlerine talep ve erişim güçlendi, ihtiyaçlar arttı. Bu ihtiyaçlara yanıt verecek gerçekçi ilaç bütçeleri hazırlanmadığı takdirde sektörün gelişmesi ve sağlık hizmet kalitesinin sürdürülebilir yükseltilmesi çok zorlaşacak. Eylem planı sürecini yönetmek üzere taslakta bir takım grup ve kurullar öngörülüyor. Kademeli görünmekle birlikte, bu yapılanmanın etkin işletildiği takdirde sonuç vereceğini ve özel sektörün sürece dahil edilmesiyle sektör için gerekli ve olumlu adımların hayata geçirilebileceğini düşünüyoruz