Artık, sahte faturaya hapis cezası yok!
Şenol KOCAER / Hesap Uzmanı, Rekabet Uzmanı, LLM
Anayasa’nın 148’inci maddesinde 2010 yılı referandumu ile yapılan değişiklikle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kabul edilmiştir. Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünde düzenlenerek bireysel başvuru uygulaması, 23/09/2012 tarihinde başlamıştır. Vergi işlem ve davalarında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolu, AİHM’in vergilendirme alanında verdiği emsal ihlal kararlarını dikkate alarak Vergi Dünyası dergisinin Mayıs 2014 sayısında ayrıntılı olarak ele almıştım. Bu makalemin özet hali, http://www.vergialgi.net internet adresinde de yayınlanmıştı.
Vergi Usul Kanunu’nun 344 ve 359’uncu maddelerinde; Vergi kaçakçılığı suçu bakımından hem üç kat vergi ziyaı cezası kesilmekte hem de hapis cezası yaptırımı bakımından Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurulmaktadır. Yani, daha genel ifade etmek gerekirse vergi kaçakçılığı suçlarında hem üç kat vergi ziyaı cezası hem de hapis cezası yaptırımları öngörülmüştür. Cumhuriyet Savcısı’nın Vergi Suçu Raporu’ndan sonra iddianame düzenleyip dava açması ve vergi dairelerinin de Vergi/Ceza ihbarnamelerini tebliğ etmesi sonrasında; Mükellefler ile bunların kanuni temsilcisi ve yöneticileri bakımından zorlu, sıkıntılı ve genellikle eş zamanlı olarak yürüten bir davalar süreci başlayabilmektedir.
Hukukun evrensel ilkelerinden birisi, “ne bis in idem” ilkesi yani bir kişinin aynı fiilden dolayı ancak bir kez yargılanıp bir kez cezalandırılmasıdır. Ne bis in idem ilkesi, gerek ceza muhakemesi gerekse hukuk muhakemesinin temel ilkelerinden birisidir. Ne bis in idem ilkesinin temel amacı, kesin bir hükümle sonuçlanmış bir cezai yargılamanın tekrarlanmasını yasaklamaktır. AİHM, Ruotsalainen/Finlandiya kararında, mükellefin kamyonetinde motorin yerine daha düşük oranda vergiye tabi yakıt yağı kullanması nedeniyle, iki ayrı kanuna göre ilk olarak hafif bir vergi cezası daha sonra mükellefin ödediği vergi ile ödemesi gereken vergi arasındaki farkın üç katı tutarında yakıt bedeli istenmesi; aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlali olarak kabul etmiştir.
AİHM, Glantz/Finlandiya kararında ise örtülü kar dağıtımı nedeniyle hem vergi cezası hem de aynı gelirin beyan dışı bırakılması nedeniyle ağırlaştırılmış vergi kaçakçılığı kapsamında hapis cezası uygulanmasını aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkının ihlali olarak kabul etmiştir.
AİHM’nin, ne bis in idem ilkesine vücut veren ve AİHS’nin 7 numaralı ek protokolün 4’üncü maddesinde düzenlenen “aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı” kapsamında ihlal kararı verdiği Ruotsalainen/Finlandiya kararı ile Glantz/Finlandiya Kararları hem üç kat vergi ziyaı cezası hem de hapis cezası uygulanan vergi kaçakçılığı suçları için emsal kararlar niteliğindedir. AİHM’in Glantz/Finlandiya kararının, vergi kaçakçılığı suçları için Finlandiya sistemi ile aynı şekilde eş zamanlı olarak yürütülen ve fakat birbirinden bağımsız yargılamalarla hem üç kat vergi ziyaı cezası hem de hapis cezası uygulanmasını kabul eden Ülkemiz vergi sisteminde de derin etkileri olmasını beklemekteyiz.
Ceza veya vergi davasından hangisi önce kesinleşirse onun hükmünün uygulanması diğerinin reddedilmesi gerekir. Yani, vergi suçlarında hem üç kat vergi ziyaı cezası hem de hapis cezası uygulanması mümkün değildir; bunlardan sadece birisi uygulanabilir. Vergi mahkemesinin mükellef lehine veya aleyhine verdiği hükmün kesinleşmesi üzerine, artık ceza mahkemesinde dava reddedilecek hapis cezasına hükmedilmesi mümkün olmayacaktır. Bu durumda, ilk hükmün kesinleşmesi ile birlikte diğer mahkemeye başvurup davanın reddedilmesini talep etmek veya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmak gerekebilir.
Son söz, vergi kaçakçılığı suçlarına üç kat vergi ziyaı cezası ve hapis cezası uygulanması sistemi bakımından yepyeni bir döneme girebiliriz.