”Asıl eksen değiştiren Avrupa”
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye'nin "eksen değiştirdiği"ne yönelik eleştirileri "objektif ve iyi niyetli bulmadığını belirtti
WASHINGTON - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "eksen değiştirdiği"ne yönelik eleştirileri "objektif ve iyi niyetli bulmadığını belirterek, "Eksen nerede, eksen Ankara'da" dedi.
Davutoğlu, bu iddialarda bulunanların Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunması gerektiğini ifade ederek, "Asıl eksen değiştiren Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini, adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar" diye konuştu.
Davutoğlu, Mayflower Otel'de, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın (SETA) düzenlediği "Türk Siyasetinin İlkeleri" konulu konferansta konuştu.
Türkiye'nin dış politikası için "eksen değişikliği" ya da "Yeni Osmanlıcılık" gibi nitelemelerin kullanılmasını eleştiren Davutoğlu, ülkelerin dış politikalarının, uluslararası alanda değişen koşullara ayak uydurulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin NATO'daki rolünün AK Parti döneminde genişlediğine ve geliştiğine, AB sürecinde de önemli mesafe alındığına dikkati çeken Davutoğlu, AB ile ilişkilerde son 1963-2003 yılları arası ve 2003'ten günümüze kadar gelen dönemin karşılaştırılması gerektiğini kaydetti. Davutoğlu, "AB sürecinde 6 yılda, 40 yılda yapılamayan birçok şey yaptık" dedi.
Türkiye'nin NATO'ya son 6 yılda, Soğuk Savaş döneminde olduğundan daha fazla katkı sağladığını ifade eden Davutoğlu, "Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini sosyalist aday kazansaydı, Kıbrıs'ta Annan planı kabul edilseydi ve planı kabul etmeyen Rumlar cezalandırılsaydı şu anda Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin çok daha farklı olacağını" bildirdi.
Davutoğlu, "Asıl eksen değiştiren Avrupa. Oyunun kurallarını, Avrupa'nın kurallarının eksenini, adalet konseptinin eksenini değiştirmeye çalışıyorlar. Barışa 'evet' deyip de cezalandırılan Kıbrıslı Türkler dışında başka bir toplum var mı? Nerede adalet ekseni?" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'deki gelişmeler görülmeden suçlamalar yapıldığını ve yanlış algılamalar yaratılmaya çalışıldığını belirterek, "Burada siyaset ekseni değişikliği tartışmaları konusunda iyi niyet görmüyorum, objektif bulmuyorum. Türkiye'nin AB ve NATO'yu görmezden geldiğine dair nesnel, akademik, bilimsel veriler sunmalılar, mevcut Türk dış politikasının AB ve transatlantik hedeflerle uyumlu olmadığını göstermeliler" diye konuştu.
"İslamcı politika iddiası"
Davutoğlu, ABD'deki bazı çevrelerin "Türk dış politikasının İslamcı bir politika yürüttüğü, komşularla sıfır sorun ilkesini de bu politikayı gizlemek için kullandığı" şeklinde yaklaşım üretenlerin "coğrafya bilmediğini" belirterek, Türkiye'nin komşularından sadece 4'ünün Müslüman olduğuna dikkati çekti. Davutoğlu, "Suriye ve İran ile ilişkilerimiz gelişiyor, Yunanistan ve Gürcistan'la azalıyorsa, o zaman bir gerekçeniz olabilir. Tutarlılık ilkesini dini ve etnik kökenlerine bakmadan tüm komşularımıza uyguluyorsak, o zaman kimse bizi eleştiremez" dedi.
Türkiye'nin riskli ve krizlerle dolu bir coğrafyada yaşadığına değinen Davutoğlu, ABD'deyken bile bölgedeki krizlerle uğraştıklarını, bölge liderlerinden telefonlar aldıklarını anlatarak, "Cep telefonunuzun neredeyse ofisiniz de orada. Krizlerden kaçamazsınız. Sizi nerede olursanız olun bulurlar. Uzaktan komşularınızla ilişkilerinizi kesin demesi kolay. Kusura bakmayın, bu bizim komşularımızla olan geleceğimiz, bu dış politikaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Ermenistan ile protokol
Konuşmasında, Türkiye'nin bölgesindeki ağırlığını, sahip olduğu ekonomik gücü, barışı sağlama gayretlerinde oynadığı rolü anlatan Davutoğlu, Ermenistan ile imzalanan protokollerden de bahsederek, "3-4 yıl önce böyle bir şey olabileceğini düşünür müydünüz? Bu AB'ye uyumlu mu değil mi? Bu bir eksen değişikliği mi?" ifadesini kullandı. Ermenistan'ın Azeri topraklarını işgalinin "uluslararası kriterlere aykırı" olduğunu belirten Davutoğlu, "hiçbir sınırın kapalı olmadığı yeni bir Kafkasya istiyoruz" dedi.
Davutoğlu, Gümrük Birliği gereği AB'nin Türk iş adamlarına pazarlarını açması gerektiğini belirterek, Sırbistan, Hırvatistan ve Makedonya ile vize serbestliği getirirken, katılım müzakerelerini yürüten, dinamik bir ekonomiye sahip Türkiye'ye bu hakkın tanınmamış olmasını eleştirdi.
Vizyonlarının, "herkes için güvenlik, ekonomik entegrasyon ve çok kültürlülük" yönünde olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Eğer bir kriz varsa, bu kriz artık kaçınılamaz hale gelene kadar beklememeliyiz" dedi.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin "vizyona, yumuşak güce, tutarlı bir dış politikaya, evrensel bir dili temel alan ve hem doğu, hem batı, hem kuzey, hem güneyde bölgesel ve küresel barış ekseni yaratmaya çalışan bir anlayışı geliştirme çabası içinde olduğuna" işaret ederek, "Eksen nerede. Eksen Ankara'da" dedi.
"Obama'nın yaklaşımı bölge için kazanç"
Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni yaklaşımının bölge için büyük kazanç olduğunu da dile getirerek, "Umarım herkes bunu anlar ve bu doğrultuda çalışır" diye konuştu.
Türkiye ile ABD arasında, hem İsrail-Suriye hem de İsrail-Filistin konularında tam bir işbirliği olduğunu belirten Davutoğlu, "Bölgemizin gelecekte yeni gerginliklere ve insani trajedilere sahne olmaması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Türkiye'nin arabuluculuğunda İsrail-Suriye görüşmelerinin yeniden başlaması için her iki tarafın hazır olmasını umduğunu ifade eden Davutoğlu, Filistin'de de Hamas ve El Fetih arasındaki uzlaşının sağlanması için çabalarının sürdüğünü bildirdi. Davutoğlu, "Onlar arasında uzlaşı olmadan, İsrail-Filistin arasında gerçek bir barış olamaz" ifadesini kullandı.
"Nükleer İran da, nükleer İsrail de istemiyoruz"
Orta Doğu'nun zaten gerilimlerle ve anlaşmazlıklarla dolu bir bölge olduğuna, nükleer gerilimin bu anlaşmazlıklara bir yenisini ekleyeceğine işaret eden Davutoğlu, "Nükleer İran istemiyoruz, nükleer İsrail de istemiyoruz. Hangisinin daha kötü olduğuna dair seçenek sunulmamalı. Neden daha iyi bir seçeneğimiz olmasın? O da hiçbir yerde nükleer silah olmaması, barışçıl ilişkilerin hüküm sürmesi" dedi.
Davutoğlu, Türkiye olarak, nükleer silahlardan arınmış bir bölgenin yaratılması yolunda ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.
Sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile şeffaf olmasını istediklerini kaydetti. Davutoğlu, İran'a olası yaptırımlar konusunda da, Irak'taki deneyimlerini hatırlatarak, Irak'a uygulanan yaptırımların Saddam Hüseyin'i vurmadığını, Türkiye'yi ve insanları daha fazla vurduğunu kaydetti.