Avrupalı rakibi almak için tam masadaydık, doğalgaza zam geldi
Kısa süre önce İtalyan rakiplerinden birisini satın alan Form Düğme'nin sahibi Mustafa Oktay'ın bu sözleri çok anlamlı.
Bu sözler, Form Düğme'nin sahibi Mustafa Oktay'dan... Oktay'ın sözleri boş değil, zira şirketi geçen yıl ünlü bir İtalyan düğme üreticisini satın aldı, fabrikayı İstanbul'a taşıdı. Oktay, maliyetlerini tutturamayan diğer Avrupalı üreticilerin "Bizi de alın" diye kapılarında olduğunu ancak son doğalgaz ve elektrik zamlarının ardından kendisinin "Biz de maliyet baskısıyla imalattan çıkan Avrupa gibi mi olacağız" endişesi taşıdığını anlatıyor.
Özlem ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL - Yabancı şirketlerin Türk firmalarını satın aldığı haberlerini vermeye alışkın biz gazeteciler için yazması en keyifli haberlerden birinin kahramanı Mustafa Oktay. Kurduğu düğme firmasını hızla geliştirdi ve 2011'de ünlü İtalyan düğme üreticisi Battonificio Fossanese'nin fabrikasını satın alarak İstanbul'a taşıdı. Mustafa Oktay, maliyetlerini tutturamayarak Uzakdoğulu üreticilerle rekabet edemeyen Avrupalı birkaç firmanın daha kendilerine gelerek "Bizi satın alın" talebinde bulunduğunu anlatıyor. Ancak Oktay endişeli... Bunun nedeni üreticilerin maliyetlerini önemli oranda artıran son doğalgaz ve elektrik zamları. Oktay, "Masadaydık, doğalgaz ve elektriğe zam haberi geldi. Endişe ediyorum acaba biz de yüksek maliyetleri nedeniyle üretimden çıkan Avrupalı ülkeler gibi mi olacağız" diye soruyor. Oktay, "Keşke sanayiyi ayrı tutsalardı, bizim için büyük bir maliyet artışı oldu" vurgusu yapıyor.
Form Düğme, Mustafa Oktay ve kardeşi tarafından kurulmuş. Babaları Kapalıçarşı'da çanta satan bir çanta ustası. Mustafa Oktay da çocukluğundan itibaren dükkanda çalışıyor, Kapalıçarşı esnaflığının bütün sırlarını öğreniyor. Mustafa Oktay da kardeşi de Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme'yi bitiriyor. Oktay, "Şimdi babamın en doğrusunu yaptığını anlıyorum. Hem eğitimimizi tamamladık hem de Kapalıçarşı tecrübesi ile kişisel ilişkiler kurmayı öğrendik" diyor. Master ve profesyonel tecrübelerin ardından iki kardeş babalarından aldıkları 10 bin dolarlık sermaye ile çıtçıt ithalatına başlıyor. Çıtçıt sattıkları firmalar kendilerinden düğme de istemeye başlayınca bu kez ürünleri düğme haline geliyor.
Malını ithal ettiği İtalyan üreticiyi satın aldı
Şirket, İtalya'nın Bari kenti yakınlarındaki Brindisi'deki dünyaca ünlü Bottonificio Fossanese firmasından düğme alarak Türkiye'deki pek çok önemli markaya satmaya başlıyor. Bir süre sonra kendi üretim tesisini de kuruyor. Bu arada Avrupa'da kriz süreci başlıyor. Hammadde ve işgücü maliyetlerindeki yükseklik, pek çok imalatçıyı olduğu gibi Bottonificio Fossanese'yi de 2009 yılında zorlamaya başlıyor. Firma iflas sürecine giriyor. Mustafa Oktay o süreçte Kapalıçarşı tecrübesinin çok faydalı olduğunu anlatıyor, çünkü pazarlık tam 1 yıl sürüyor. Pazarlıklar mutlu sonla bitiyor ve İtalyan firmanın know-how'ı Türk şirketin oluyor. Oktay, İtalyan üreticinin tüm makinelerinin ve kalıp-düğme formüllerinin İstanbul'a getirildiğini ve sürecin tamamlandığını anlatıyor. İtalyanlardan teknik destek alınmaya devam ediyor.
Şimdi Form Düğme'nin hedefi İtalyanların çok güçlü olduğu ve Türkiye'de üretilemeyen Bakalit Düğme versiyonunun üretimine de başlamak. Böylece halen ithal edilen, gerçek boynuzdan yapılmış düğmeye çok benzeyen bu versiyon da yerli üretim listesine eklenecek. Bu hedef doğrultusunda İtalyanlardan alınan know-how kullanılacak. Marka ise İtalyanlarda kalmaya devam edecek, firmanın sahibi artık tüm ürünleri Türkiye'den alıp Avrupa'daki müşterilerine temin edecek. Form Düğme ise aynı teknolojiyi kullanarak kendi markası ile ihracatta 'sınıf atlayacak'.
Tekstil çok hızlı yol aldı yan sanayii o hızı bulamadı
Türkiye'nin tekstil ve hazır giyim sektörü global bir güç haline gelmiş durumda. Ancak bu sektöre hizmet veren yan sanayii birebir aynı atılımı gösterebilmiş değil. Bu anlamda da Form Düğme'nin yaptığı bu global atak önemli... "Yan sanayicide yapı mesleğin babadan oğula aktarımı şeklinde tekstilde" diyor Mustafa Oktay. Bu nedenle belirli bir dünya vizyonu ve eğitim eksikliğinin sektörde yan sanayiinin gelişimine ket vurduğunu aktarıyor. Kendilerinin ise aldığı eğitimle global trendleri takip ettiklerini vurguluyor. Oktay, "Biz bu işe ithalatçı olarak başladık. Batılı firmaların iş yapış tarzlarını bildiğimiz için nasıl çalışılması, koleksiyon hazırlanması gerektiğini de biliyoruz" diyor.
Form Düğme'nin en önemli güçlerinden biri de global pazarlarda Kapalıçarşı tecrübesiyle esneklik yakalayabilmesi. 2001 ve 2009 krizlerini ithalatçı iken yaşamışlar. Kurdan çok zarar görmüşler ama yine de büyümüşler. Mustafa Oktay, "Siparişlerimiz, adetlerimiz arttı. İtalyan üretici bunu karşılayamaz duruma geldi. Bu nedenle imalata girdik. Buna biraz da mecbur kaldık. Elbette başta sıkıntılar yaşadık, alıp satarken karınızı biliyorsunuz ama üretirken maliyetlerin ne olacağını bilemiyorsunuz. Bizim üretime girmemiz de İtalyan firmanın iflasını hızlandıran nedenlerden biri oldu" bilgisini veriyor.
Müşteriye özel koleksiyon hazırlıyor, öne geçiyor
Form Düğme fabrikasını İstanbul'a yapmış, çünkü tekstilin kalbi burada. Müşterilerine yakın olması gerekiyor. Türk tekstilinin en önemli avantajı hızlı üretimle değişen koleksiyonlara anında cevap verebilmesi. Form Düğme de buna uyum sağlıyor. "Adetler azaldı, sürekli farklı siparişler geliyor. Bizim müşterilerimize sürekli yenilik sunmamız gerekiyor" diyen Oktay kendilerinin de burada bir farklılık yakaladıklarını anlatıyor: "Bizim avantajımız hızımız ve müşterilere özel koleksiyon yaratabiliyor olmamız. Müşterilerimizi iyi tanıyoruz, ne talep edebileceklerini öngörüp sürekli onlara yeni koleksiyonlar hazırlayıp sunuyoruz. Böyle hazır bir koleksiyonu tepside sunuyor olmamız müşterilerimizin de işini kolaylaştırıyor ve bizi tercih ettiriyor. Böylece siparişler yurtdışına kaçmıyor. Müşterilerimize mal satıyoruz diye düşünmüyoruz, kendimizi onların bir ortağı olarak görüyoruz." Form Düğme bu stratejisi ile Ramsey'den Cacharel'e, Damat'tan Burberry ve Zara'ya kadar birçok firmaya üretim yapıyor.
Mal aldığı firmalara üretim yapıyor, işler tersine döndü
Bugün düğme üretiminde merkez adetsel bazda Çin, kalite ve trend anlamında ise İtalya... Oktay, hedeflerinin 10 yıl sonra parmakla gösterilen, en kaliteli üretim yapan firmalardan biri haline gelmek olduğunu açıklıyor. Tüm fuarları takip ediyorlar, gelişmeleri yakından izliyorlar. Son dönemde Avrupalı pek çok düğme üreticisinin ziyaretlerine geldiğini anlatıyor Oktay. "Çünkü işin içinden çıkamıyorlar, maliyetlerle baş edemiyorlar. Kendilerine bir üretim partneri arıyorlar." Bu hafta İtalya'dan 3 ayrı üreticinin temsilcisi de randevu almış kendilerinden. "Bizi satın alın" diyenler de var. "Avrupalı düğme üreticileri kapımızda, eskiden ürün aldığımız 4 Avrupalı markaya şu anda biz ürün veriyoruz. İşler tersine döndü, onlar bizim müşterimiz oldu" diyor Oktay. Üretimin bu paralelde Türkiye'ye kayma eğilimi olduğunu vurguluyor. Ancak bu yolda çok önemli bir engel var: Türkiye'de son dönemde maliyetlerde yaşanan hızlı artış. Oktay, son elektrik ve doğalgaz zamlarının kendilerini çok olumsuz etkilediğini, tüm imalatçılar gibi kendilerinin de tam atağa geçmişken böyle bir maliyet sıkıntısı ile karşı karşıya kalmalarının "nefeslerini kestiğini" vurguluyor.
Bu yıl satışlarında yüzde 15 artış yakaladıklarını anlatan Oktay, "Bizim tahminimiz daha yüksek bir orandı. Krizin etkileri devam ediyor Avrupa'da" bilgisi veriyor. Ancak bu yılın sonunda Avrupa'nın toparlanacağını düşünüyor Oktay. "Siparişler kriz ilk çıktığında bıçak gibi kesilmişti. Ancak şimdi iyi adetlerde siparişler gelmeye başladı. Eskiden 1 milyon gömlek yaptıran firma Çin'de yaptırıyordu. Şimdi 100 bin gömlek ürettiriyor her ay ve Türkiye'de ürettiriyor bunu. Bu bizim açımızdan da büyük avantaj oldu. Ancak şimdi de çok sıkı pazarlık yapılıyor. Fiyatlar inanılmaz düşüyor, hepimiz fedakarlık yapıyoruz" diyor.
Bizde "Gider abi", İtalyan son gönderisini bile kontrol ediyor
Mustafa Oktay, Türkiye'de tekstil yan sanayiinin tüm dünyayla rekabet edebilecek güçte olduğunu ancak anlayışta bazı eksikler olduğunu anlatıyor: "Bizde 'gider abi', 'olur abi' yaklaşımı var. Ancak İtalyanlar böyle değil. Size beni çok etkileyen bir olay anlatayım. İtalyanların fabrikasını aldık, patron artık kapatmış fabrikayı. Makineler taşınıyor. Bir baktım şirketin sahibi takım elbisesiyle bir kutunun içindeki düğmeleri kontrol ediyor. Dedim 'Ne yapıyorsunuz?'. "Bu son ihracatımız, kalite kontrolünü yapıyorum" dedi. İflas etmiş ve son koliyi yolluyor. Çöpü yollasa bile bir şey olmayacak. Ona rağmen bu titizliği gösteriyor olması İtalyanların neden bu noktaya ulaştığını ortaya koyuyor. Bu disiplin bize büyük bir ders verdi."
Ekvator'dan palmiye ağacı çekirdeği alıyor
Form Düğme, Uzakdoğu'dan Çin'den hammadde ithal ediyor. 6,000 m2 kapalı alana sahip fabrikasında korozo, sedef, kokonat, deri ve boynuz düğmeler üretiyor. Korozo düğmeleri, palmiye çekirdeğinden üretiliyor ve hammaddesi Ekvador'dan ithal ediliyor. Hindistan'dan boynuz getiriliyor. Birkaç tedarikçi ile birlikte çalışıp bu pazarlardaki kalite ve gerekli zamanda tedarik sağlayamama sıkıntısını aşmaya çalışıyor. Üretimini ise Çin ve Hindistan da dahil olmak üzere yaklaşık 15 ülkeye gönderiyor.
Yabancı misafirlerimi mutlaka İstiklal'e götürürüm
"Türkiye'nin önünün açık olduğunu düşünüyorum. Siyasi gerginlikler, çatışmalar hep olacak ama genç nüfusumuz bizim için büyük bir avantaj. Ben gelen yabancı misafirlerimi mutlaka İstiklal Caddesi'ne bir götürürüm. O Taksim'e giden yolda genç insanları yürürken görüyorsunuz ya insan bir an ürperiyor. İşte Türkiye'nin gücü burada. Öyle büyük bir genç nüfus var ki ve çok da iyi eğitim alıyorlar. Bir süre sonra bu nüfus öyle bir talep yaratacak ki ihracata bile ihtiyacımız kalmaz hale geleceğiz."
Avrupa'dan fabrika alacaklara tavsiyeler
Mustafa Oktay, Avrupa'da krizden dolayı zor duruma düşen, satışa çıkan imalatçı şirketleri ve fabrikaları satın almak isteyenlere, bu işi yapmış birinin tecrübeleriyle şu tavsiyeyi veriyor: "Bizden sonra sektörümüzde de firmalar Avrupa'ya bakmaya başladı. Genel olarak bence en önemlisi kendi pazarları ile örtüşen bir fabrika bulmaları. Bize iki fabrika daha geldi, kendilerini satın almamızı istediler. Bunlar bizden farklı grupta düğme üretiyordu. Bizim ürün portföyümüzde olmayan ürünler olması nedeniyle çok uygun fiyata olmasına rağmen buna yanaşmadık."
Düğme müzesi kurmak istiyor
Mustafa Oktay, Türkiye'de bir düğme müzesi kurmak istediklerini, kendi öncülüklerinde ancak tüm sektörün desteği ile böyle bir müzenin hayata geçirilebileceğini anlatıyor. Form Düğme'nin bir diğer çalışması ise Anadolu'da farklı hangi ürünlerden düğme yapılabileceğine dair bir yarışma düzenlemek.