Avukatlar tutuklama istediler

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANKARA - 12 Eylül Davasında müdahil avukatlar, emekli Orgeneral Kenan Evren ve emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın duruşmada bulunmamasına tepki göstererek sanıkların tutuklanması isteminde bulundu. CHP Avukatı ile Başbakanlık avukatı arasında samimiyet tartışması yaşandı. 
 
12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın duruşması başladı. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, müdahilliğine karar verilen bazı gerçek ve tüzel kişiler ile avukatları hazır bulunuyor. Avukatlarının vareste tutulmalarını istedikleri sanıklar Evren ve Şahinkaya, duruşmaya katılmıyor. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, mahkeme dosyasına gelen evrak okundu. Avukat Fikret Babaoğlu, sanıkların duruşmada hazır bulunmamasına tepki göstererek, Şahinkaya'nın ayakta tedavi gördüğü halde yatakta ifade verdiğini belirterek, Şahinkaya hakkında mahkemenin tutuklama kararı vermesi talebinde bulundu. 
 
Sanık mahkemeden kaçmak için dolambaçlı yollara tevessül etmiştir
Avukat Ömer Kavilli de Şahinkaya hakkında hastanenin ayakta tedavi gördüğüne ilişkin rapor verdiğini anımsatarak, sanıkların duruşma salonunda görüntülü sistemle bile hazır edilmemelerine tepki gösterdi. Acıların yaşayanların hukuki temsilcisi olarak gerçeklerin ortaya çıkmasını istediklerini belirten Kavilli, adaletin göründüğü tek yerin mahkemeler olmadığını, dürüst yargılama yapabilirse mahkemelerin halkın vicdanında saygınlığını sürdürebileceğini kaydetti. Kavilli, "Dosyaya, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nce gönderilen talimat yazıları içeriğiyle Genelkurmay Başkanlığı GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı'nın 31 Ekim 2012 tarihli bir yazısı bulunmaktadır. Bu yazıda ‘Halen hastanemizde tedavi gördüğü belirtilen sanık Tahsin Şahinkaya'nın ilgili kanun maddeleri uyarınca görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak ifadesinin alınacağı bildirilmiştir. Adı geçen şahsın tedavisi ayakta devam etmekte olup hastanemizde yatmamaktadır' denilmektedir. Bu yazının içeriğinden sanık Şahinkaya'nın yatakta tedavi görmesini gerektirir bir durumun olmadığı ve herhangi bir ölüm tehlikesinin bulunmadığı ortaya çıkmıştır" dedi. Söz konusu yazının Marmara Üniversitesi doktorlarınca verilen raporun bir kez daha geçersiz olduğunun kanıtı olduğunu belirten Kavilli, acıları yaşayan kişilerin temsilcileri olarak sanığın mahkemeden kaçmak için bu tür dolambaçlı yollara tevessül etmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Mahkemenin saygın bir yargılama yapabilmesi için Şahinkaya'nın mahkemede hazır bulunması gerektiğine dikkat çeken Kavilli, "Bu yazı ve sonrasında gerçekleşen durum sanık avukatlarının savunmalarında belirttiği kurucu irade savunmasının, alt kültür olarak görevlilere de sirayet ettiğinin bizce işaretidir" değerlendirmesinde bulundu. 
 
Sayenizde teknolojiden uzaklaşıyoruz
Kavilli, Şahinkaya'nın mahkemede hazır bulunmasının hayati tehlike oluşturabileceği yönünde rapor düzenleyen üniversite görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve sanık Tahsin Şahinkaya'nın tutuklanmasına karar verilmesini istedi. Kavilli, konuşmasının ardından müdahil avukatlarının oturduğu bölümün arkasını göstererek, bazı cihazların yer aldığını ve ses kaydı yapıldığını iddia etti. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce de Kavilli'ye "Öyle bir şey yok. Gelecek celse bilgisayarları da kapatıp daktiloyla devam edelim. Geriye götürüyorsunuz bizi, sayenizde teknolojiden uzaklaşıyoruz" ifadeleri ile cevap verdi. 
 
Başbakanlık samimi ise...
Avukat Arif Ali Cangı da sanıkların, hasta olmadıkları halde hastaneye yatırılarak mahkemeden kaçırıldığını savunarak, "Davayı Türkiye hukuk tarihinin en önemli davası olarak görüyoruz. Biz 12 Eylül aşılmadan demokratik toplum düzeninin kurulamayacağını düşünüyoruz. Mahkemenin tarihi ve hukuki sorumluluğunu yerine getirmesini istiyoruz. Tutuklama, davaya olan güveni artıracak ve sonuç almamızı sağlayacaktır" dedi. Avukat Ergin Cinmen, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin hemen sonra, Başbakan Bülent Ulusu tarafından hükümetin kurulmasının, bakanlar kurulunun tespitinin, kısa sürede hükümet programının açıklanmasının, darbeden önceden haberdar oldukları yönünde bir kanı oluşturduğunu ifade ederek, bu konuya ilişkin suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. 
Avukat Öztürk Türkdoğan da MİT ve Genelkurmay'dan istenen belgelerin gelmemesini eleştirerek, "Bu belgelerin hemen gönderilmesinin önü açılmalı. Gerekirse bir ara karar alınır kozmik odaya bir naip hakim gider ve alır" dedi. CHP'nin avukatı Şenal Sarıhan da adil yargılamanın sanık ve mağdur hakları yönünden önemli olduğunu belirterek, ölçülülük ilkesi doğrultusunda sanıkların tutuklanmasını talep etti. Mahkemenin istediği bazı belgelerin MİT Müsteşarlığı'nca gönderilmediğini savunan Sarıhan, sözlerine şöyle devam etti; 
"Başbakanlık davaya müdahil olmuştur, MİT de Başbakanlığa bağlıdır. Eğer Başbakanlık bu davada samimi ise başta MİT olmak üzere tüm kurumlardaki bilgi ve belgelerin mahkemeye sunulmasında aktif olmalıdır. Diğer yandan MİT Müsteşarlığı, İstanbul'daki 1 Mayıs olaylarına ilişkin yazılan müzekkereye ellerinde bu yönde bir bilgi olmadığı yönünde cevap vermiştir. Oysa davayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Çetin Yetkin ile Muhittin Cenkdağ, basına yansıyan beyanlarında iddiaları gündeme getirdi. Amerikalıların söz konusu otele yerleştikleri bilinmektedir. Yetkin ve Cenkdağ'ın tanık olarak dinlenmelerini talep ediyoruz." 
 
Çaba göstermekten çekinmeyiz
Sarıhan'ın ardından söz alan Başbakanlık Avukatı Sami Arslan Aşkın da istenilen belgelerin mahkemeye ulaşması konusunda Başbakanlığın sonuna kadar destek olacağını vurgulayarak, soruşturmanın veya bağlantılı soruşturmaların ne şekilde yürütüleceği konusunda Başbakanlığın bir etkisinin söz konusu olmadığını ifade etti. Başbakanlık olarak, mahkemece talep edilen tüm belgeleri gönderdiklerini ifade eden Aşkın, "Başbakanlığa bağlı MİT ile Genelkurmay da ellerinde mevcut olan belgeleri göndermişlerdir. Başbakanlık olarak bu belgelerin temini yönünde çaba gösterilmekten çekinmeyiz" ifadelerini kullandı. Duruşma öğleden sonra devam edecek.