”Azeri gazında 3 temel konuda anlaştık”

Bakan Yıldız, Başbakan Erdoğan'ın aradaki rolü ile doğal gaz konusunda Azerbaycan tarafıyla 3 temel konu üzerinde prensipte anlaştıklarını bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, karşılıklı atılan adımlar ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, bir nevi hakem rolü oynaması ile doğal gaz konusunda Azerbaycan tarafı ile 3 temel konu üzerinde prensipte anlaştıklarını bildirdi.

Ankara Sheraton Oteli'nden düzenlenen, "Enerji Piyasası Gas & Power 2010 Türkiye Enerji Zirvesi"ne katılan Enerji Bakanı Yıldız, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "uzun süren müzakerelerden sonra doğal gaz konusunda, Azerilerle prensip anlaşmasına vardığınızı söylediniz. Fiyat konusunda da rakam oluştu mu? şeklindeki sorusu üzerine Bakan Yıldız, Azerbaycan'da uzun süreden beri yaptıkları ve piyasanın 24 Nisan'ı beklediği bir ortamdan sonra, dün Ankara'da Azeri tarafı ile bir araya geldiklerini söyledi.

Azerbaycan'la 3 temel konu üzerinde prensipte anlaşmaya vardıklarını ifade eden Bakan Yıldız, Şahdeniz 1 Projesi, yani şu anda Türkiye'nin gaz aldığı projenin fiyatı konusunda mutabık kaldıklarını bildirdi.

Karşılıklı olarak büyük resmi de ihmal etmeden aradaki krizleri Başbakan Erdoğan'a arz ettiklerini belirten Yıldız şunları kaydetti:

"Kendileri de özellikle bu işin stratejik bir yanının olduğunu ve küçük detaylarla boğulmamamız gerektiğini söylediler. Ulaşamadığımız noktalarda da bir nevi hakem rolü oynadılar. Kendilerine müteşekkiriz. Şahdeniz 2 Projesinin, hem fiyat hem de miktarı ile alakalı prensipte anlaştık. Bunun detaylarına şu anda girmek istemiyorum.

Transit geçişle alakalı olarak ta, BOTAŞ ve SOCAR kendi aralarında dün itibarıyla prensip anlaşması sağladılar."

Bakan Yıldız, prensip anlaşmasının önümüzdeki ay içerisinde Bakü'de yapılacak ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in de hazır bulunduğu bir ortamda, bir protokol ve anlaşma haline dönüştürüleceğini bildirdi.

Bakan Yıldız, "Bunun aynen NABUCCO'nun 13 Temmuz 2009 yılında imzalandığı gibi, son derece stratejik, son derece bir çok projeyi tetikleyen bir yanının olduğunu söylemeliyim. Yani Azeri gazı ile ilgili anlaşmış olmamızın bu yönü ile de çok fazla bir değeri var" diye konuştu.

Dün Azeri tarafı ile yapılan görüşmeler sırasında, tarafların karşılıklı adımlar attığını ifade eden Enerji Bakanı, "taviz verdik ifadesi pek doğru olmayabilir. Ama karşılıklı adımlar attık. Çünkü büyük resmin sağlanmış olması, bu anlaşmanın sağlanmış olması, bir çok detaydan daha önemli idi. Ben Sayın Aliyev'in gösterdiği anlayış ve sayın Başbakanımızın gösterdiği desteğe minnettarım."

Kontrat devirleri

Konu ile ilgili bir soru üzerine Bakan Yıldız, doğal gaz ithalatında kontrat devirleri ile ilgili ilk çıkılan ihalede, kontratların yüzde 65'inin özel sektöre devredilmesini hedeflediklerini, fakat yüzde 10'luk bir talep oluştuğunu söyledi.

Konunun hem özel sektör, hem kamu, hem de tedarikçi yanı olduğunu belirten Yıldız, bu dengelerin yan yana geldiğinde ancak yüzde 10 oluştuğunu kaydetti.

Doğal gaz ithalatının, minimum yüzde 25'inin özel sektör tarafından yapılmasını arzu ettiklerini ifade eden Enerji Bakanı, "ithalat yapılan doğal gaz miktarının en az yüzde 25'inin kademeli ve tedricen artacak şekilde, özel sektör tarafından yapılmasını tavsiye ediyoruz ve bununla alakalı düzenlemeleri de yapıyoruz" dedi.

Bir basın mensubunun "Rusya'ya gidecek misiniz? sorusu üzerine Bakan Yıldız, Anayasa değişikliği ile ilgili maddelerin oylandığı bir ortamda, Ankara'da bulunmak istediğini fakat bu konunun da çok önemli olduğunu, bu nedenle bir günlük de olsa Rusya'ya gidip gelmeyi düşündüğünü belirtti.

Enerji'de 2008 yılının rakamlarına ulaşıldı

Gas&Power ile Enerji Petrol Gaz dergileri tarafından Ankara Sheraton Otelinde düzenlenen, "2010 Türkiye Enerji Zirvesi"nin açılışında yaptığı kanuşmada Bakan Yıldız, Global krizin etkilerine değinerek, Türkiye'de enerji sektörünün özellikle varlıklarıyla ve finans yönüyle krizden en az etkilenen sektörlerden biri olduğunu, enerjideki özelleştirmelere bakıldığında da çok ciddi bir eğilim ve iştirak görüldüğünü kaydetti.

Global krizin etkisiyle elektrik tüketiminde yaklaşık iki yıllık bir "donma", "kesinti" denilebilecek sabit bir rakama geldiğini anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

"Dün akşam yaptığımız toplantıda, 2008 yılının Nisan ayıdaki rakamlara şu anda ulaşılmış bulunulduğunu gördük. Yani global krizin etkisiyle düşen tüketim eğrisi, 2010 yılının Nisan ayında aynen 2008 yılının Nisan ayındaki rakamlarını yakalamıştır.

Buna, enerjide tüketim eğrisinin büyümesiyle alakalı iki yıllık bir kesinti diyebiliriz. Ama bu ne kamuyu ne de özel sektörü rehavete itmemesi lazım. Özellikle 2013-2014'le alakalı arz ve talebin tekrar buluşmasını beklediğimiz bir noktada hiçbirimizin rehavete sürüklenmeden, bir çalışma içinde gayretle devam etmemiz lazım."

EPDK Başkanı Hasan Köktaş

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ise 2030 yılına kadar mevcut kompozisyonunun kurulması ya da yerli kaynaklara daha çok ağırlık verilmesi gibi farklı üretim kompozisyonlarını ve yatırımlar için farklı öz sermaye ve kredi kullanma imkanlarını dikkate alan farklı senaryolar oluşturduklarını anlattı.

@page@

Özelleştirme finansmanını da içine alan iki ayrı senaryoya göre, elektrik üretim, iletim ve dağıtım yatırımları için 2030 yılına kadar toplamda 250-310 milyar dolarlık bir kaynağa ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Köktaş, bu finansmanın yerli ve yabancı kreditörlerden ve sermaye piyasası araçlarından sağlanabilmesi için bugünden bir arada etkin adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

Önümüzdeki haftalarda ardı ardına enerji şirketlerinin borsada halka arz işlemlerinin gerçekleştirileceğini bildiren Köktaş, "bu işlemler sadece yatırımların finansmanı açısından önemli değildir. Ayrıca, yerli enerji şirketlerimizin dünya çapındaki rakipleri ile benzer profesyonellik ve şeffaflık içinde yönetilmesi açısından da son derece önemlidir" dedi.

EPDK Başkanı Köktaş, özelleştirme işlemleri ve yatırımlarla sektörde bir sinerji oluştuğunu ifade etti ve bu sinerji ile 2010 yılında şirket satın almaları ve birleşmeler açısından da en parlak sektörün enerji sektörü olacağına inandığını söyledi.

Konuşmasında, Türk enerji sektörüne yabancı yatırımcıların ilgisine dikkati çeken Köktaş, sadece Avrupa ülkelerinden değil, Körfez ülkelerinden Japonya'ya kadar farklı kıtalardan, çok farklı ülkelerden büyük ölçekli yabancı girişimcilerle özellikle son haftalarda yatırım planları konusunda görüştüklerini ve bu şirketlere Türk enerji piyasasının işleyişi ve fırsatları konusunda brifing verdiklerini kaydetti.

Sabancı Holding CEO Ahmet Dördüncü

Sabancı Holding Üst Yöneticisi (CEO) Ahmet Dördüncü de, Türkiye'nin, dünya enerji piyasasındaki potansiyele ulaşması için enerji vizyonunu, arz güvenliği, serbestleşme, iklim-enerji entegrasyonu gibi unsurlardan oluşan bir üçgen üzerinde inşa etmesi gerektiğini belirtti.

Sürdürülebilir rekabetçi ve güvenilir enerjiye ulaşımın istikrarlı ekonomik şartlar için kaçınılmaz bir unsur olduğunu ifade eden Dördüncü, yerli kaynaklara yönelim ile enerjide yeni güzergah tespitlerinin de enerji güvenliği açısından kritik öneme sahip olduğunu söyledi.

Enerji politikasının öncelikli bileşeninin arz güvenliği olduğunu vurgulayan Dördüncü, Türkiye'nin, uluslararası arenada etkinliğini artırarak daha aktif rol oynaması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin artan enerji talebinin ciddi bir yatırım talebini de ortaya koyduğuna işaret eden Dördüncü, şöyle konuştu:

"Önümüzdeki 10 yılda Türkiye'nin elektrik talebinin yıllık ortalama yüzde 7 seviyesinde artmasını bekliyoruz. Küresel krizden, finansman darboğazdan, yatırımlardan olumsuz etkilendiği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin arz güvenliği sorunu önümüzdeki dönemde öncelikli konular arasında yer alacaktır.

Enerjide sürdürülebilir bir yatırım ortamının tesis edilmesi için tüm paydaşların diyalog ve işbirliği içinde olması gerekiyor. Yerli ve yabancı yatırımcıların ilgisini Türkiye'nin enerji sektörünün yapısı şekillendirmektedir. Serbest bir enerji piyasasının tüm kurumlarıyla, kurallarıyla sağlıklı bir şekilde işlemesi, kamunun bir piyasa oyuncusu olmaktan çıkması, etkin düzenleme ve denetim mekanizmalarının tesis edilmesi, arz güvenliğini sağlayacak özel sektör yatırımları için başlıca güven unsurudur."

Enerji açığının henüz oluşmadığı bir dönemde yatırımların önünün açılmasının orta vadede enerji sıkıntısına girilmesini engelleyeceğini belirten Dördüncü, HES ve termik santraller ile yenilenebilir enerji kaynakları için çeşitli destek ve teşvik mekanizmalarının sağlanmasının önemli olduğunu söyledi.

Bu konularda ilginizi çekebilir