Babacan, PKK'ya genel affı değerlendirdi

ANKARA - Dışişleri Bakanı Ali Babacan, "Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin terör örgütü PKK'ya genel af çıkarılmasının çözüm olacağı" şeklindeki sözleriyle ilgili olarak, "Bizim şu anda mevcut yasalarımızda zaten çok önemli maddeler var. Mevcut yasalarımız zaten aslında niyet orada olduktan sonra kapıların açılmasını sağlayıcı maddeleri de içeriyor" dedi.

Filipinler Dışişleri Bakanı Alberto Romulo ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Babacan, Talabani'nin "terör örgütü PKK'nın silahlarını teslim edeceği ve örgüt hakkında genel af çıkarılmasının çözüm olacağı" şeklindeki sözleri hatırlatılarak, Türkiye'nin bu konuya nasıl baktığı sorusunu yanıtladı.

Terörle mücadelenin çok kapsamlı çalışma ve çok yönlü mücadeleyi gerektirdiğini ifade eden Babacan, pek çok enstrümanı aynı anda devrede tutmaya ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, "Askeri, ekonomik, sosyo-kültürel enstrümanlar, diyalog, diplomasi bunların hepsi son derece önemli" dedi.

Babacan, 2007 yılı sonlarından itibaren terörle mücadelede Türkiye olarak farklı bir döneme girdiklerine işaret ederek, sadece sınır ötesi operasyonlarla değil, aynı zamanda diplomatik alanda da çok farklı uygulamalarının başladığını hatırlattı.

Dışişleri Bakanı Babacan, şöyle devam etti:

"Öte yandan, bizim şu anda mevcut yasalarımızda zaten çok önemli maddeler var. Mevcut yasalarımız zaten aslında niyet orada olduktan sonra kapıların açılmasını sağlayıcı maddeleri de içeriyor. Bu konular hem Bağdat'ta merkezi hükümetle konuştuğumuz konular, hem Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle artık daha rahat, açık şekilde konuştuğumuz konular. Ama şu gün, şu saat şunlar yapılacak, şu adımlar atılacak, bu detayların bugün için açıkça konuşulması doğru değil, mümkün de değil.

Ama şunu söyleyebilirim ki, terörle mücadelede 2007 sonundan itibaren Türkiye'de yeni bir dönem başlamıştır. PKK terör örgütü, bu bölücü terör örgütü artık ne bugünün Türkiyesinde ne bugünün Irakında yeri olmayan bir örgüttür. Bunun da herkes daha çok farkına varıyor. Buna kalıcı bir çözüm bulabilmek için de bir yandan Türkiye, bir yandan Irak, bir yandan ABD, aynı zamanda bu üçlü mekanizma içinde de çalışmalar yapıyoruz. Ama bu bir süreç. Hemen akşamdan sabaha elde edilecek sonuçlar değil bunlar"

Babacan, Türkiye'de devletin tüm birimleri arasında bu konuda çok iyi bir uyum, diyalog ve istişarenin olduğunu, bütün adımların tüm kurumların görüş birliğiyle atıldığını vurgulayarak, "Umarız ki istediğimiz o nihai sonuca en kısa zamanda varalım" dedi.

Barzani'nin olası ziyareti

Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani'nin Türkiye ziyaretinin gündemde olup olmadığı sorusu üzerine de Babacan, Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimle eskiden bazı kanallar üzerinden haberleşirken, şimdi artık doğrudan temaslarının olduğunu, "orada önemli bir eşiği aştıklarını" söyledi.

Babacan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yakın bir zamanda Irak ziyaretinin söz konusu olduğunu hatırlatarak, kesin tarihleri güvenlik sebebiyle açıklamadıklarını belirtti.

Gül'ün Irak'a gittiğinde orada mümkün olduğunca çok sayıda grupla, çok sayıda grubun temsilcisiyle görüşmeler yapacağını kaydeden Babacan, "Ancak Mesud Barzani'nin Türkiye'ye yapabileceği bir ziyaretle ilgili şu anda planlanmış bir şey yok, gündemde şu anda böyle bir ziyaret yok. Ama böyle bir ziyaretin olmaması için bir sebep de yok" diye konuştu.

1915 olaylarına ilişkin tasarı

Babacan, 1915 olaylarına ilişkin olarak ABD Temsilciler Meclisine bugün bir karar tasarısı sunulmasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine de, "Demokrasideki en önemli ilkelerden birinin güçler ayrılığı, yani yürütme ve yasama organları arasındaki birbirinden ayrı ayrı çalışabilme özelliği olduğuna" dikkati çekti.

Dolayısıyla her ülkenin parlamentosunda bu tür girişim ve çalışmaların yapılabileceğini, önemli olanın, bu tür bir girişimin ne kadar destek göreceği, ne kadar görmeyeceği, bu tür girişimin amacı ve sonucunun ne olacağı olduğunu belirten Babacan, şöyle devam etti:

"Bizim şu anda Ermenistan ile beraber yürüttüğümüz bir müzakere süreci var. Bu sürecin hedefi iki ülke ilişkilerinin tam olarak normalleşmesi. Bu süreç devam ederken ve iyi de yürürken, bu süreçte konuştuğumuz konulardan biri 1915 olayları iken ve biz bunu ikili planda Ermenistan ile görüşüyorken, üçüncü ülkelerde bu konuyla ilgili atılabilecek adımlar bir fayda getirmeyecek, hatta sürece zarar da verebilecektir. Umarız ki parlamenterler, meclisler şu andaki konjonktürün, sürecin farkında olurlar ve sorumlu şekilde hareket ederler."