Bakan Atalay, DP ile 'Demokratik Açılımı' konuştu

Bakan Atalay, yaklaşık bir saat süren görüşmede "Demokratik Açılım" çalışmasıyla ilgili Cindoruk ve diğer parti yetkililerine bilgi verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Demokratik Açılım" çalışması kapsamında, Demokrat Parti Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve parti yöneticileriyle görüştü.

Beşir Atalay, AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve diğer parti yöneticilerini ziyaret etti.

Bakan Atalay, yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, yürüttükleri "Demokratik Açılım" çalışmasıyla ilgili siyasi partilere yaptıkları ziyaret çerçevesinde, Cindoruk ve diğer parti yetkililerine bilgi sunduğunu söyledi.

Bugüne kadar neler yapıldığı ve nasıl bir yöntem izlendiğiyle ilgili bilgi verdiğini ifade eden Atalay, "Kendilerine 'hem bu, hem de daha sonraki safhalarda bize söyleyecekleri hususlar olursa bundan memnun olacağımızı, katkılarını almaktan memnun olacağımızı, her tür katkıya, tavsiyeye açık olduğumuzu' açık yüreklilikle ifade ettim" dedi.

Atalay, görüşmede Cindoruk ve diğer parti yetkililerini söylediklerinden "çok istifade ettiklerini" kaydederek, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu görüşmeleri bunun için yapıyoruz. Söyledikleri hususlar, uyarıları, süreçle ilgili tavsiyeleri, bizim faydalandığımız hususlar oldu. Bundan sonraki çalışmalarımızda da faydalanacağız ve ileriki safhalarda konu olgunlaştıkça kendileriyle yine irtibat kuracağız. Burada bize gösterdikleri ilgi, açık yürekle ve açık ifadelerle görüşlerini paylaştıkları için sayın Cindoruk ve arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum."

"Uyarıları nelerdi?" sorusu üzerine Atalay, "Tabii bu işin önemi, bu çözüm süreciyle ilgili iyi niyetli ifadeleri var" diye konuştu.

Cindoruk: Faydalı bir konuşma oldu. Türkiye'nin önde gelen temel meselelerinden biridir bu

DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk da, ziyarette Atalay'ın "Demokratik Açılım" çalışmasına ilişkin bilgi verdiğini, kendilerinin de görüş ve düşüncelerini açıkladıklarını, deneyimlerini aktardıklarını söyledi.

Cindoruk, "Sanıyorum faydalı bir konuşma oldu. Türkiye'nin önde gelen temel meselelerinden biridir bu. Ancak Demokrat Parti sadece bu toplantıyla ilgili değil, belli bir zaman ölçüsü içerisinde kendi düşüncelerini berraklaştırmış bulunuyor. Bu açıdan bundan sonraki konuşmalarımızda da zenginleştireceğimiz temel görüşlerimizi, Genel Başkan Yardımcımız Çağrı Erhan açıklayacak" şeklinde konuştu.

Çağrı Erhan da, ziyarete ilişkin, "Memleketin dört bir köşesinde, milletin tüm mensuplarını kapsayacak şekilde, milli birliğin, huzurun ve refahın temin edilmesi, adaletin hiçbir ayrımcılık yapılmadan herkes için sağlanması, bölgesel gelişmişlik uçurumlarının kapatılması, BM İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve AB kriterleri çerçevesinde bir insan hakları ve demokrasi anlayışının uygulanmasının vazgeçilmezleri arasında olduğunu" bir kez daha ifade etme fırsatı bulduklarını kaydetti. Erhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı milletin ferdi olan kardeşler, birbirlerinin kimliğini sorgulamazlar, alt ve üst kimlik gibi, sadakat açısından şüphe doğurucu, dışlayıcı ve yabancılaştırıcı kavramlar üzerinden yepyeni aidiyet referanslarının peşine düşmezler. Birbirlerini oldukları gibi kabul ederler. Birbirlerine kimlik empoze etmezler. Niyet okumaya ve karakter sorgulamasına kalkışmazlar. Kimseyi 'şucu, bucu' diye yaftalamazlar. 'Kim daha layık bu ülkede yaşamaya' gibi kısır döngülere saplanmazlar."

Sorumluluk sahibi devlet adamı ve siyasetçilerin de, milletin tüm fertlerini annelerinden öğrendikleri dile, yerleştikleri bölgeye, inanç ve itikatlerine göre ayrı birer alt milletmiş gibi tasnif etmemeleri gerektiğini vurgulayan Erhan,  şunları kaydetti:

"Demokrasiyi içselleştirmiş çağdaş devlet yöneticileri de, sadece bazı gruplar için açılımlar yapmazlar, yapamazlar. AB standartlarındaki ülkelerde, demokratik açılımlar, özgürlükler ve insan haklarının yaygınlaştırılması, teker teker bireyler veya belli gruplar için değil, kişilerden ve kimliklerden bağımsız olarak tüm vatandaşlar için gerçekleştirilir.

Demokrat Parti olarak, milletimizin tüm fertlerini kucaklayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını kapsayan, sivil, tam demokratik, çağdaş standartlarda, taptaze, yepyeni bir anayasa çerçevesinde teminat altına alınmış demokrasi açılımına sonuna kadar destek olacağız. Ancak milletimizi kategorize eden, tasnif eden, gruplara ayıran, onlara etnik veya dinsel kimlik etiketi yapıştıran hiçbir yaklaşıma da sıcak bakmayacağız, onların karşısında duracağız."

"Milleti kategorize eden yaklaşımlar"

Çağrı Erhan, "Milleti kategorize eden yaklaşıma karşıyız, dediniz. Böyle bir izlenim mi aldınız?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:

"Sayın İçişleri Bakanının ifadelerinde öne çıkan çok önemli bir husus, bunun demokratik açılım olarak değerlendirilmesiydi. Fakat maalesef Türkiye'de bu konu ilk gündeme geldiği günden beri bunun etnik kimlikle ilişkilendirilmesi gibi yanlış bir süreç cereyan etti. Kendilerine, 'Türkiye Cumhuriyeti'nin bugün AB ile müzakere sürecinden geçtiğini, AB'ye üye olabilecek çağdaş bir demokrasiyi var edebilme fırsatını yakalamış olduğumuzu, dolayısıyla Türkiye'de demokrasi, insan hakları, temel hak ve hürriyetler, ekonomi gibi konularda açılımlar yapılacaksa, bunun herhangi bir etnik kimlikle ilişkilendirilmeden, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için yapılması gerektiğini' ifade ettik. Kendisi de 'Bu yaklaşımımızın doğru olduğunu, kendisinin zaten böyle bir açılım, etnik kimlikle ilişkili bir açılım konusunda beyanatı olmadığını' ifade etti. Dolayısıyla bunu getirip dayandırdığımız nokta, Türkiye'nin bugün en fazla ihtiyacı olan demokratik sivil bir anayasanın devletin bütün kurumlarıyla Meclis'in içinde ve dışında tüm siyasi partilerin katılımıyla, sivil toplum örgütü ve üniversitelerin temsilcilerinin katılımıyla, AB Anayasal Antlaşması'nı hazırlayan kurultaya benzer bir yöntemle bir an önce hazırlanması gerektiğini ifade ettik. 'Bu konuda da çalışmaları olduğunu' söylediler."

Öte yandan, görüşme sürerken isminin Kamuran Uluhan olduğu öğrenilen bir kişi,  DP Genel Merkezi önünde "birlik ve beraberlik" üzerine yazdığı şiirini okudu.