Bakan Şimşek vaatlerin maliyetini açıkladı
Maliye Bakanı Şimşek, AK Parti'nin seçim vaatleri hakkında, "Yeni beyannamedeki vaatlerimizin net etkisini 19,3 milyar lira olarak öngörüyoruz" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti'nin seçim beyannamesinde vaatleri değerlendirirken, "Hepsi kuruşuna kadar hesaplanmış. 1 Kasım seçimlerine yönelik AK Parti'nin açıkladığı yeni beyannamedeki vaatlerimizin net etkisini 19,3 milyar lira olarak öngörüyoruz... Bütçe açığına bırakın yüzde 1'i, yüzde 0,5 olarak bile yansımayacak" dedi.
Şimşek, Bloomberg HT''nin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
AK Parti'nin seçim beyannamesinde vaat değişikliklerinin anımsatılması üzerine Şimşek, 7 Haziran seçimleri öncesindeki perspektifini koruduğunu söyledi. Şimşek, "Bir şey dün doğruysa bugün de doğrudur" diye konuştu.
7 Haziran seçimleri öncesinde "Türkiye'nin büyük ikiz açığı (cari ve bütçe açığı) tolere etmesi, bunu yönetebilmesi, sıkıntılara girmeden böyle bir süreci yönetebilmesi çok zordur" dediğini anımsatan Şimşek, Türkiye'nin zaten cari açığının bulunduğunu, bütçede çok ciddi bir disiplin ve büyük bir başarı yakalandığını, bütçenin disiplininin bozulmaması gerektiğiyle ilgili duruşunda önemli bir değişiklik olmadığını söyledi.
Bütün olumsuz koşullara rağmen bu sene bütçe performansının öngörülenden çok daha iyi olduğunu, bunda Maliye Bakanlığının attığı birtakım adımların katkısının bulunduğunu belirten Şimşek, "Mesela yazar kasa ve pos makinasını birleştirdik. Bundan dolayı matrahımız sadece o alanda 11 milyar lira arttı. Bu bir reformdur. İlgili işletmeler itiraz ettiler ama biz, ısrarlı olduk, kayıtdışıyla mücadele anlamında. Bu sene büyüme, beklenenin altında olmasına rağmen yılın 8 ayında cüzi de olsa fazlamız var. Bütçenin ekonomideki aşağı yönlü riskleri olan dayanıklılığı ama bunun ötesinde doğrudan doğruya altından kalkılamayacak büyük transferler içeren şeylere ben karşı durdum" ifadelerini kullandı.
"Kılı kırk yarar gibi çalıştık"
AK Parti'nin en kapsamlı vaatlerinin gençlere yönelik olduğuna dikkati çeken Şimşek, gençleri hem kazanmak hem de gençlerin umudunu artırmak istediklerini bildirdi.
İş kuran gençlere 50 bin lira destek vereceklerini, varsayımlarına göre ilk yıl bunun 500 milyon liraya mal olacağını anlatan Şimşek, faizsiz kredi desteğinde sadece faiz yükünün de 100 milyon lira olacağını ifade etti. İstihdam edilen gençlerin ilk 6 ay maaşlarının devlet tarafından ödeneceğinin söylendiğini anımsatan Şimşek, bu süreyi 1 yıla çıkardıklarını, bunun maliyetinin 2,3 milyar lira, bedava internetin maliyetinin ise 432 milyon lira olacağını kaydetti.
Seçim beyannamesini hazırlarken kılı kırk yarar gibi çalıştıklarını ifade eden Şimşek, "Kursiyerin net asgari ücretini ödeyelim 230 milyon lira, sağlık sigortasını üniversite mezunu gençler için iş bulana kadar birkaç yıl ödeyelim 130 milyon lira. Bu rakamların hepsi çok net. Gençlere yönelik attığımız adımları, ben bunu popülizm kategorisinde düşünmüyorum, niye? Bir, istihdamı teşvik ediyoruz, işverenin yükünü kısmen biz üstleniyoruz, gelir, büyüme, yatırım, istihdam, bilgi toplumuna dönüşme gibi eksenler var. Dolayısıyla ben bütün bu bahsettiğim kalemler dahil olmak üzere bunları popülist adımlar olarak görmüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Muhalefet partilerinin vaatlerinin kaynağına yönelik açıklamada bulunmadıklarını, bir anlamda yüzleşmek istemediklerini, kendisinin de ağır eleştirilerinin temelinde bunun olduğunu dile getiren Şimşek, "Çıkarsınız dersiniz ki ben şu kadarlık vaatte bulunuyorum ama şunları yapacağım. Şimdi biz AK Parti olarak bunları söyleyebilecek noktadayız. 13 yıldır bütçe yapıyoruz ve bütçeleri yönettik. Ben, bu kalemleri popülist çerçevede düşünmüyorum. Gençlerimizin umudunu, iş imkanını ve girişimciliklerini artıracak, sağlık ve bilgi toplumu anlamında katkıda bulunacak" diye konuştu.
"Kamu maliyesinde inanılmaz iyileştirme sağlamışız"
Çiftçiye yönelik girdi maliyetlerini özellikle de gıda enflasyonunu da bir miktar aşağı çekme potansiyeli olan kalemlere ağırlık verdiklerini anlatan Şimşek, şunları bildirdi:
"Biz, 'hem girdi maliyetlerini indirelim hem sistemde bir tahribata yol açmasın, kamu maliyesinde istismar alanlarını kapatalım' diye oturduk yine çok ince düşündük. Çiftçimizin gübre desteği bize yaklaşık 1 milyar liraya, yem desteği yaklaşık 1,5 milyar liraya mal olacak, tam rakam istiyorlarsa 1 milyar 400 milyon lira. Bunların hepsinin hesabı yapılmış. Daha önce biz 51 ilde işveren sigorta primini 6 puan indirimli uyguluyorduk, bunu diğer illere de yaygınlaştıracağız. Bunun maliyetini biz 305 milyon lira olarak tahmin ediyoruz. 'Basit usulde vergilendirilen esnafa belli bir miktara kadar vergi istisnası getireceğiz, vergi almayacağız' demişiz. Burada 240 milyon lira öngörmüşüz. Hepsi kuruşuna kadar hesaplanmış. Bunun toplamı net, etkisi bütün bu tedbirlerin, 1 Kasım seçimlerine yönelik olarak AK Parti'nin açıkladığı yeni beyannamedeki vaatlerimizin net etkisini 19,3 milyar lira olarak öngörüyoruz. Birtakım geri yansımaları da olacak. Dolayısıyla 19,3 milyar lira bu seneki milli gelirin yaklaşık yüzde 1'i, gelecek seneki milli gelirin yaklaşık yüzde 0,9'u ki bunların çoğu da düzenleme gerektiriyor. Şimdi Türkiye'nin bu sene için bütçe açık öngörüsü yüzde 0,5 genel kamu açığı. Yani milli gelir 100'se yüzde 1'in altına yani 0,5'lik bir açık. 2002'de AK Parti hükümetinden önce bu yüzde 11 civarıydı. Biz, kamu maliyesinde inanılmaz bir iyileştirme sağlamışız, mali alan oluşturmuşuz. Şimdi bu alanın bir kısmını istihdamı, girişimciliği, üretimi, yatırımı, işvereni teşvike, bir kısımını da emeklimize vaatte bulunmuşuz. Dolayısıyla biz vaatlerde dozu makul bir düzeyde tutmuşuz."
Muhalefete iki boyutlu eleştiri
Muhalefetin vaatlerine eleştirilerinin iki boyutu olduğunu dile getiren Şimşek, "Çıkıp bize samimi bir şekilde 'Maliyeti budur, biz kaynak olarak şunu veya kaynak öngörmüyoruz, şu kadar açık vereceğiz veya bunu tamamen borçlanmayla ya da şu harcamaları kısacağız' demediler. Biz bu konuları konuşmaya net olduk, niye? Çünkü biz muhalefet gibi değiliz, biz 13 yılını iktidarda geçirmiş, büyük olasılıkla tek başına iktidara gelecek, en kötü senaryoda bile bir koalisyonda başat rolü, liderlik rolü oynayacak partiyiz" ifadelerini kullandı.
Şeffaflık, öngörülebilirlik, kamu önünde hesap verebilirliği, yeni seçim öncesi dahi bile olsa önemsediğini vurgulayan Şimşek, eleştirilerinin ikinci boyutunun da muhalefetin, kaynağı net olarak ortaya koymadıkları gibi bu konuları konuşmaktan kaçındıklarını söyledi.
Eski Başbakan Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Adayı Ali Babacan'ın "Biz, her bütçede oturduk, harcama kesintilerinden tutun diğer tedbirlere kadar her defasında milli gelirin yüzde 0,5 ile yüzde 1 kadar, bazen daha fazlası kadar tedbirler aldık" sözlerini anımsatan Şimşek, AK Parti'nin 2003'ten 2004'e geçerken asgari ücreti yüzde 30'un üzerinde, 2007-2008 asgari ücreti yüzde 20'nin üzerinde, emekli maaşlarını aynı şekilde seyyanen defalarca artırdıklarını belirtti.
Bağ-Kur tarım emeklisinin 66 lira alırken şimdi 900 lira alacağını, 12 kat artışın olacağını anlatan Şimşek, Bağ-Kur'lu esnafın 149 lira alırken, şimdi aylığının bin liranın üzerine çıkacağını, asgari ücreti de 184 liradan yaklaşık 120 dolardan aldıklarını, son kur düzeltmesinden önce 400 dolara getirdiklerini kaydetti. Şimşek, "AK Parti olarak biz yapmışız ama toplumun ciddi beklentileri var. Bu beklentileri siyaseten dikkate almak gerekir ama bunları yönetilebilir düzeyde tutmak... 150 milyar, 180 milyar bol keseden söylerseniz, kaynağını da ortaya koymazsanız ben eleştiririm" diye konuştu.
"Biz sorumlu siyaset izliyoruz"
Şimşek, 7 Haziran seçimleri öncesinde CHP ve MHP'nin sayısallaştırılabilir bütün vaatlerini incelediklerini belirterek, yaptıkları hesaplamalara göre ana muhalefetin 150-180 milyar lira arasında bir vaat yükümlülüğünün ortaya çıktığını söyledi.
Muhalefetin ise vaatlerin maliyetinin 50-60 milyar lira civarında olarak belirttiğini ifade eden Şimşek, "O zaman çıksınlar, bize hangi vaatlerini yerine getirmeyeceklerini... Ben gençlere, çitftçiye, emekliye ilişkin vaatleri rakam rakam verdim. Emeklilere yönelik vaatlerin ilave maliyeti 10,7 milyar lira" dedi.
Asgari ücrete ilişkin vaatlere de değinen Şimşek, asgari ücretin devlet değil, özel sektör tarafından ödendiğinin altını çizdi. Bu yüzden 7 Haziran seçimleri öncesinde asgari ücret konusuna fazla girmediklerini dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Baktık ki bu yönde çok ciddi talepler var. Biz, 7 Haziran öncesinde iş alemiyle bir araya geldik. Defalarca dedik ki 'Biz sorumlu siyaset izliyoruz. O nedende 90'lı yıllların popülizm söyleminde yokuz ama lütfen sonuçta bu iş size yansıyacak, çıkın söyleyin. 'Otomotiv, elektronik gibi katma değer zinciri anlamında nispeten orta-yüksek sektörler, 'Biz zaten asgari ücretle kimseyi çalıştırmıyoruz' dediler. Daha çok emek yoğun ve katma değer zincirinde en alttaki sektörlerde asgari ücret yaygın olarak kullanılıyor. Bazı hizmet alanlarında da kullanılıyor."
Asgari ücret konusundaki iyileştirmenin rekabet gücü anlamında bazı sektörlere olumsuz etkisinin olabileceğini kaydeden Şimşek, buna karşın bu durumu teşvik sisteminde telafi edecek düzenlemeler üzerinde çalışılabileceğini söyledi.
Kendi vaatlerinin bütün ayrıntılarını verdiklerini anlatan Şimşek, "Bunun yan etkilerini araştıracağız. Girişimciler anlamında birtakım hususları dikkate almamız gerekiyorsa onu alırız. Yani gözümüz kapalı, siyah-beyaz olarak görmüyoruz" dedi.
Şimşek, AK Parti olarak vaatlerinin yansımalarının büyük oranda olumlu ve yönetilebilir olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin makro istikrarını tehdit etmediği kanısını taşıdıklarını bildirdi.
Bütçeyi 17 Ekim'de Meclise sunacaklarını dile getiren Şimşek, bütçede söz konusu vaatlerin muhtemel yansımalarını dikkate alacaklarını, orta vadeli mali planın ruhuna sahip çıkacaklarını ifade etti. Şimşek, "Türkiye'nin risk algısını olumlu yönde etkileyecek bir mali disiplinle yolumuza devam edeceğiz" diye konuştu.
Şimşek, söz konusu vaatlerin yeni bütçeye olası etkilerine ilişkin bir soru üzerine, sunacakları bütçenin geçici bütçe olduğunu anımsattı. Gelecek yıl bütçe açığının vaatler nedeniyle artmayacağını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
"Personel, emekliler gibi kesinleşen bazı bütçe kalemleri var. Onların dışında kalan kalemlerde belki sadece deflatör kadar harcamaları artıracağız. Bu ne demek? Harcamalarda disiplin demek. Yani milli gelire oranla harcamalar aşağı düşecek. Gelir ayağında da bizim yaptığımız bazı çalışmalar var. 4,5G gibi, özelleştirmenin şu ana kadar yapılan ama sonraki yıllara yansıyan kalemleri gibi, gelir vergisi reformu gibi... Bütün bu hususları dikkate alan gelir ayağında bir iyileşme bekliyoruz. Ekonomide belirsizliğin azalması ve büyümenin bu seneye göre daha iyi olmasını dikkate alıyoruz. Ondan dolayı bütçe açığında bırakın yüzde 1'i yüzde 0,5 olarak bile yansımayacak."
Maktu vergiler dışında herhangi bir vergi artışı ya da yeni vergi öngörmediklerini belirten Şimşek, bütçe açığını Orta Vadeli Programa paralel bir noktada tutacaklarını vurguladı.
AK Parti'nin ilk döneminde birinci nesil reformlar yaptıklarını anlatan Şimşek, söz konusu reformlarla Türkiye'yi alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna taşıdıklarını ifade etti.
İkinci nesil reformlar konusunda ise duraklama algısının oluştuğunu kaydeden Şimşek, bunun "siyasi motifli" 17-25 Aralık operasyonlarına dayandığının altını çizdi. Şimşek, dünyanın hiçbir ülkesinde "eli silahlı eşkıyalara" veya "paralel devlet yapılanmasına" izin verilmediğini belirtti.
"Reform şartıyla koalisyon kurulmalı"
Seçim dönemlerinde reform yapılamadığına vurgu yapan Şimşek, "Bundan sonra belki koalisyon hükümetlerinin olduğu bir döneme gireceğiz. O zaman reform olmayacak mı?" şeklindeki soru üzerine, "Biz ümit ediyoruz ki koalisyon hükümetine gerek kalmayacak ama gerek kalırsa da ancak reform yapmak şartıyla koalisyonları kurmak lazım. Reform yapmayacaksam, önümüzdeki sorunları çözmeyeceksem niye koalisyon kuracaksınız ki?" değerlendirmesinde bulundu.
1990'lı yıllardaki koalisyon hükümetlerinin ülkenin sorunlarına çözüm üretemediklerini dile getiren Şimşek, bu yüzden vatandaşlardan AK Parti'ye tek başına iktidar olma yetkisi istediklerini söyledi.
Şimşek, son iki yılda Türkiye'nin 4 seçim yaşadığını, ayrıca bölgesel riskler ortaya çıktığını kaydederek, "Bunları dikkate aldığınız zaman reform algısında bir miktar bozulmanın nereden kaynaklandığı çok açık ve net" dedi.
1 Kasım'da yapılacak seçimlerin ardından koalisyon hükümeti kurulması ihtimali ve bunun olası etkilerinin sorulması üzerine Şimşek, koalisyonda da olsalar tek başına iktidarda da olsalar vaatlerini yerine getirecekleri ifade etti.
"Güçlü vizyonumuz, çok iyi beyannamemiz var"
Bakan Şimşek, reform yapamayacakları bir ortaklığa da girmemeleri gerektiğini belirterek, "Şuna inanıyoruz; güçlü bir vizyonumuz var, çok iyi bir beyannamemiz var ki bu da hükümet programına dönüşecek. Biz, bununla tek başına iktidara geleceğimize inanıyoruz" diye konuştu.
Batılı ülkelerde başarılı koalisyon hükümetlerinin kurulduğunun hatırlatılması üzerine Şimşek, söz konusu ülkelerde uzlaşma kültürünün varlığına işaret etti. Şimşek, batılı ülkelerde azınlık hükümetlerinin bile reform yapabildiğini belirterek, söz konusu ülkelerde iktidar ve muhalefet partilerinin memleket meselelerinde bir araya gelebildiklerini söyledi.
MHP'nin bütün varlık sebebini terörle mücadele üzerine kurguladığını ileri süren Şimşek, "O partinin tabanı aslında koalisyon istiyordu. Sayın Bahçeli'nin tavrı nedeniyle ne oldu?" ifadesini kullandı.
CHP ile de bir müzakere sürecinin işlediğini anımsatan Şimşek, buna karşın çok temel alanlarda fikir ayrılıkları oluşunca koalisyonun yürümeyeceğinin anlaşıldığını dile getirdi.