Bakanlar Kurulu belirleme yapmadığından, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun bazı hükümleri dört yılı aşkın bir süredir uygulanamıyor
VERGİ PORTALI / Dr.Ahmet KAVAK
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda "Kontrol edilen yabancı kurum kazancı", " Örtülü sermaye", "Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı" ve "Dar mükellefiyette vergi kesintisi" başlıklı madde düzenlemeleri ile dört adet vergi güvenlik müessesesine yer verilmiştir. Bu dört düzenlemenin transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin madde hükmü 1.1.2007 tarihinden, diğer üç güvenlik müessesesi uygulamasına yönelik üç madde hükmü ise, 1.1.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe konulmuştur.
Ancak aşağıda belirtilen ve iki vergi güvenlik müessesesi bünyesinde yer alan ve Bakanlar Kuruluna verilmiş yetkinin bu güne kadar kullanılmamış olduğu nedenle, bu iki yasa hükmü yaklaşık dört yılı aşkın bir süreden beri mevzuatımızda bulunmasına karşın, uygulama olanağına kavuşamamıştır.
Bahsi geçen yasanın transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımını düzenleye 13 üncü maddesinin 2 inci fıkrasının son cümlesinde yer verilen;
"Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır."
hükmü ile aynı yasanın dar mükellefiyette vergi kesintisi başlığını taşıyan 30 uncu maddesinin 7 inci fıkrasında yer alan;
"Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin,Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın %30 oranında vergi kesintisi yapılır."
hükmü, Bakanlar Kuruluna bu düzenleme içinde ilgili ülkeleri ve bölgeleri belirleme konusunda verdiği yetkinin bu güne kadar kullanılmamış oldu nedenle, bu iki hüküm dört yılı aşkın bir süredir yasada var olduğu halde maalesef uygulanamamıştır.
Halk arasında vergi cennetleri olarak da tanımlanan ülkeler ile bölgelerin yasada belirtilen vergileme ve bilgi alışverişi hususları dikkate alarak Bakanlar Kurulu'nca belirlenmesi ve ilan edilmesi gerekliliği yasanın amir hükmü olup, bu belirleme yapılmadığı sürece sözü edilen hükümlerin uygulanması olanağı olmayacaktır.
Yasalar uygulanmak için yapılır ve kamunun bilgilendirilmesi için da yayımlanır. Yayınlanan yasalarda Bakanlar Kurulu'na veya ilgili bakanlıklara bir kısım belirlemelerin veya düzenlemelerin yapılması hususlarında yetkiler verilmiş olabilir. Bu tür yetkilerin verilme nedenleri ise, yasanın gerekçelerinde açıklanır. Bu yetkiler de kullanılmak üzere verildiğine ve bir nedene dayandığına göre, ilgili bakanlıklar veya Bakanlar Kurulu bu yetkilerini derhal kullanmaları gerekir. Aksi halde yasada var olan ve yasama organınca uygulanması istenilen bir kısım hükümler ne yazık ki uygulanamaz konuma gelir. Bu cümleden olarak yukarıda yer verilen düzenlemede hüküm altına alındığı üzere,Bakanlar Kurulu kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergileme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişim hususları dikkate alınarak ilgili ülkeleri ve bölgeleri belirleyip ilan etmesi gerekmektedir.
Bakanlar Kurulunca tespit ve ilan edilen;
1. Bu ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında, ilişkili kişi olarak kabul edilecektir.
2. Bu ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (Kanuni veya iş merkezi Türkiye'de bulunan kurumların belirtilen ülkelerde bulunan iş yerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, yapılan bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın, %30 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacaktır.
Yukarıda açıklandığı üzere, Bakanlar Kurulunca halk arasında vergi cenneti olarak bilinen ve halen AB üyesi ülkelerce kabul edilen ülkelerin ve bölgelerin, en azından ve şimdilik kaydıyla ve bir an önce belirlenerek ilan edilmesi ve vergi güvenlik mümüssessi olarak vergi hukukumuza giren bu iki hükmün uygulanmasına olanak sağlanmış olacaktır.
Aksi halde dört yılı aşkın bir süredir uygulanmayan her iki düzenlemenin uygulamayan kanun hükmü olarak kalmasına devam edilmiş olacaktır. Bu husus ise,yasama organının arzu ettiği bir uygulama olarak kabul edilmesi söz konusu olmayacaktır. Olası bir aksi düşüncenin varlığı bu düzenlemeyi yok saymak niyetinde olması halinde veya uygulamadan gerekli yarar sağlanamayacağı düşünülmesi durumunda ise, her iki düzenlemenin yapılacak bir yasal düzenleme ile ortadan kaldırılması yerinde olacaktır. Ancak böyle bir sonlandırmaya karşı olduğumuzu ve dünyanın gerekli önlemleri aldığı bu tür ülkelere karşı destek verici bir pozisyon yaratacağımızı ve bundan da Türk Vergi İdaresinin zarar göreceği belirtmek isteriz.