Balık adamın yeni gözdesi Değirmendere

Marmara Depremi'nde su altında kalan Değirmendere, 16-40 metre derinlikteki çınar ağaçları, vapur iskelesi, otel enkazlarıyla adeta açık hava müzesini andırıyor. Birçok deniz canlısına mesken olan bölge, onları görüntülemek isteyen belgeselcilerin ve dalg

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
Mehtap AKBAŞ ÇİFTÇİ
 
KOCAELİ - Yaklaşık 20 bin kişinin hayatını kaybettiği binlerce konutun yerle bir olduğu Marmara Depremi'nin üzerinden 12 yıl geçti. Geçen süreç içerisinde afetin izleri büyük oranda silindi. Ancak depremin yuttuğu ve denizin içine aldığı Gölcük'e bağlı Değirmendere, su altında kalan bölümüyle adeta açık hava müzesine  dönüştü. Derinliği 16 ile 40 metre arasında değişen 4 dönümlük alanda çınar ağaçları, vapur iskelesi, otel, restoran, apartman, otomobil ve iş makinası deprem gerçeğini hatırlatmak istercesine dururken, enkazın oluşturduğu ‘Batık şehir' Türkiye'nin dört bir yanındaki dalgıçların yeni gözdesi oldu.
 
Oluşan doğal resifler özellikle iskorpit, sinarit, kikla, kırlangıç gibi balıklar ile şakayık, tüplü kurt, anemon gibi canlılara ev sahipliği yaparken, nesli tükenmekte olan denizatının varlığı onu görüntülemek isteyen sualtı fotoğrafçılarını bölgeye çekmeyi başardı. Marmara Denizi'nde çok az gözlemlenen denizatının yanı sıra deniztavşanı,
denizkestanesi ve çok sayıda denizyıldızının Değirmendere sahilinde yaşam alanı bulduğunu ifade eden Değirmendere Sualtı Spor Topluluğu (DESSAT) Başkanı Murat Kulakaç, doğal bir felaket sonucu oluşan resifin Değirmendere'yi dalış turizminde önemli bir noktaya taşıdığını ifade etti.
 
DESSAT'ın
katkısı büyük
 
Türkiye'nin en fazla balıkadam yetiştiren dalış kulüplerinden olan DESSAT'ın bu yıl bölgede 4 binin üzerinde dalış gerçekleştirdiğini ve bu rakamın dörtte birini şehir dışından gelen  sualtı tutkunlarının oluşturduğunu dile getiren Kulakaç, bölge altyapısının dalış turizmine elverişli hale getirilmesiyle sayının daha da artacağını kaydetti. Yedek ve yardımcı dalış ekipmanlarının tedariki, konaklama faaliyetleriyle dalışın Kocaeli'de alternatif bir turizm alanı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Kulakaç, "Bölgemizde sayıları hızla artan dalış okulları bu talebin en somut göstergesi. Batık şehir dalıcıların merak ettiği ve mutlaka görmek istediği gerçek sualtı deprem müzesi. Acıların izleri kentsel dönüşüm çalışmalarıyla silindi ancak deprem gerçeği suyun altında tüm gerçekliğiyle duruyor. Yitirdiğimiz canların acısı elbette dinmeyecek ancak hatıraları ‘Batık şehir'de her daim canlı kalacak" dedi.
 
Otel yatırımlarının ciddi oranda arttığı Kocaeli'nin büyükşehirlere yakınlığı ve körfezinin temizleniyor olmasının pozitif etki yarattığını kaydeden Kulakaç, yapılması gerekenleri şöyle aktardı: "Dalış turizminin artması için dalış noktalarına ulaşımın daha modern teknelerle yapılmasına destek verilmeli. Dalış noktalarının koruma altına alınması ve her türlü avcılığa kapatılması gerek.  Komek ve İşkur kapsamındakurslar açılarak bölge dışından dalıcıların Kocaeli'ye gelerek dalış eğitimi almaları sağlanabilir. Ayrıca dalış noktalarına dalıcıların ihtiyaçlarını giderecek kabinler ve duşlar yapılmalı. Kefken sahillerindeki dalış noktaları projelendirilerektanıtılmalı."
 
Ellibeş'ten batık denizaltı sözü
 
mehmetellibes.jpg
 
‘Batık şehir'in bir felaketin sonucunda oluşan önemli bir değer olduğunu dile getiren Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş ise bölgenin ve dalış sporunun gelişimi için ciddi emek sarfeden DESSAT'a her zaman destek olacaklarını  söyledi. Değirmendere'nin çok özel bir bölge olduğunu atılacak her adımın bölge halkına manevi ve maddi anlamda getiri sağlayacağını dile getiren Başkan Ellibeş, dalış turizmine katkı sağlaması amacıyla batık denizaltı sözü verdi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile görüştüklerini söyleyen Ellibeş, "Donanmanın bugüne kadar ilçemize çok ciddi katkıları olmuştur, olmaya da devam ediyor. Hedefimiz zaten marka olan bu ilçemizin tarihi ve kültürel değerlerini gün yüzüne çıkarabilmek. Deprem elbette çok acı. Ancak, geçmişten ders almak için sualtı müzesinin varlığını önemsediğimi de belirtmek istiyorum" dedi. Projenin hazırlığı süren ‘Gölcük Vizyon 2023'ün önemli bir halkası olacağına işaret eden Ellibeş, "Kervansarayımızla, ılıcamızla tarih koridoru oluşturmak istiyoruz. Çalışma bizi termal turizmde önemli bir yere taşıyacak. Yeni dönemde dalış turizmi de hassasiyet göstereceğimiz alanlardan olacak. Kocaeli Üniversitesi'ni de bu işin içine katarak yeni fikirler üretebiliriz" şeklinde konuştu. 
 
 
Tek engelli dalış eğitmeni
 
Koçak, ‘anılar şehrine' dalıyor 17 Ağustos Depremi'nde enkaz altında iki ayağını kaybeden ve azmiyle dalgıç olmaya karar veren Ufuk Koçak ise DESSAT'ın bölgede yetiştirdiği önemli isimlerden biri. Türkiye'nin tek engelli dalış eğitmeni olan Ufuk Koçak, düşüncelerini şöyle aktardı: "Dalış maceram üç yıl önce eğitmenim Murat Kulakaç ile tanışmamla oldu. O günden beri sudayım. Her şeye rağmen hayat devam ediyor. Batık şehir benim için anılar şehri.
Yaşamın sonlandığı yerler şimdi yeni yaşamlara ortam sağlamış. Yeni balıklar, bitki türleri yeşermiş. Deprem gerçeğini insana unutturmayan ve hataların tekrarlanmamasını öğütleyen capcanlı bir örnek."
 
Ceylan: Bölge avcılığa kapatılsın
 
tahsinceylan.jpg
 
Batıkşehir'de sualtı fauna ve floranın gelişiminin iki farklı nedeni olduğunu söyleyen dünyaca ünlü sualtı fotoğrafçısı Tahsin Ceylan ise Akdeniz kökenli birçok türün Marmara üzerinden Karadeniz'e geçiş sağladığını belirtti. Batıkşehir'in de bu geçiş noktaları üzerinde bulunduğunu kaydeden Ceylan, "Depremin sualtında yarattığı doğal bir resif söz konusu. Özellikle balık popülasyonu ağırlıklı olarak yumurtalarını bentik alanda bırakmasa da yaşam alanı olarak demersal türler resif türü alanları tercih ederler. Burada çınar ağaçları olsun diğer deprem kalıntıları olsun dibe bağımlı yaşam süren türler için uygun bir yaşam alanı oluşturuyorlar" dedi. Bölgenin avcılığa kapatılması gerektiğini dile getiren Ceylan, şunları söyledi: "Ekosistemde her şey birbirine bağlı. İnsanoğlunun  müdahale etmediği her sistem kendini toparlar, tabi ki yaşam için gerekli koşullar varsa. Bu bölge için sualtı fotoğrafçılarından en büyük beklentim, sürekli fotoğraf çekip, yazmaları. İnsanımız maalesef okuyarak öğrenmiyor. Göstermek gerekli, bu nispetten
başarılı oluyor."

 

Bu konularda ilginizi çekebilir