Bana ömür biçenler küstah

Başbakan Erdoğan, hakkında çıkan '2 yıl ömrü kaldı' haberlerine ateş püskürdü.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
 
 
ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan sağlığı konusundaki basında dün yer alan haberlerin ardından bugün yaptığı konuşmada kendisine ömür biçenlerin cüretkar olduğu kadar küstahlık içinde olduğunu belirtti.
 
Erdoğan, AKP genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, "Biz tehditlere boyun eğmedik, eğmeyiz. Bize ömür biçecek olan sadece ve sadece Allah'tır. Bunu söyleyenler cüretkarlıklarının yanında küstahlık da yapıyorlar" dedi.
 
Dün Wikileaks'de yayımlanan ABD'li istihbarat şirketi Stratfor'a ait bir yazışmada Erdoğan'ın sağlığı hakkında bazı iddialar yer almış ve Taraf Gazetesi yazışmayı manşetine taşımıştı. Başbakanlık kaynakları yazışmalardaki iddiaları yalanlanmıştı. 
 
Konuşmasında Kürt sorununa ilişkin değerlendirmede de bulunan Erdoğan, 2010'da Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adı altında, meseleyi köklü şekilde çözmek üzere yeni bir süreç başlattıklarını, bu sürecin hem anayasa değişikliği için yapılan referandumda, hem de geçtiğimiz yılki genel seçimde onay aldığını kaydetti. Sürecin devam edeceği mesajı veren Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Biz, bize verilen desteği heba etmek, bize yönelik güveni, inancı, desteği boşa çıkarmak niyetinde asla değiliz. Milletimize hayal kırıklığı yaşatmaktan bugüne kadar özenle kaçındık. Allah'ın izniyle bundan sonra da kaçınacak ve milletimize hayal kırıklığı yaşatmayacağız. Ancak şunun çok iyi bilinmesini istiyorum; Kürt meselesi veya terör meselesi veya Güneydoğu, Doğu sorunu denilen olgu göründüğünden çok daha büyük, karmaşık, iç içe geçmiş bir sorunlar kümesidir ama bu ila nihaye devam eden bir süreç midir; bunu da ben paylaşmıyorum. Çünkü biz burada ciddi mesafeler aldık. Mesele eli silahlı bir terör örgütüyle mücadele meselesi de değildir; bunun siyasi, diplomatik, ekonomik, güvenlik, sosyolojik, psikolojik, kültürel boyutu var. Bir de bu meselenin istismar, çıkar, karmaşık bir uluslararası ekonomik ve siyasi boyutu var."
 
Yaklaşık 30 yıldır devam eden terörün birilerine ciddi çıkar sağladığı için desteklenmiş ve büyütülmüş olduğunu belirten Erdoğan, "Karşımızda sadece eli silahlı bir terör örgütü yok, aynı zamanda Türkiye düşmanlarına taşeronluk yapan bir örgüt var" diye konuştu.
 
Erdoğan, bedeli ne olursa olsun bu meseleyi çözeceklerini belirtirken, "Kim hangi hesabı yaparsa yapsın, bizim bu kardeşliğimizi zedeleyemez" dedi.
Erdoğan, Şırnak'ın Uludere ilçesinde 28 Aralık'ta, TSK'nın düzenlediği hava harekatı sonucunda 35 kişinin hayatını kaybettiği olayın aydınlığa kavuşturulması için ilgili kurumların her türlü çalışmayı sürdürdüğünü vurguladı.
 
Bir lirayla çalışan müzik kutuları gibi manşet atıyorlar
 
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, bazı kafe ve restoranlarda bulunan müzik kutularını hatırlatarak, atılan bir lira karşılığında seçilen şarkının dinlendiğini anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Halk müziği, sanat müziği, özgün müzik, arabesk vesaire... Neyi seçersiniz bir lira karşılığı onu dinlersiniz. İşte şu anda tıpkı o bir lirayla çalışan müzik kutuları gibi manşet atan, köşe yazısı yayınlayanlar var. Jetonu alıyorlar manşet çıkarıyorlar. Jetonu alıyorlar köşe yazısı çıkarıyorlar.
 
28 Şubat sürecinde Washington'da fahri askeri ateşe gibi çalışan gazeteciler bugün demokrasi havarisi olarak, darbe karşıtı olarak arz-ı endam ediyorlar. O zaman neredeydiniz? 28 Şubat sürecinde attığınız manşetler, yaptığınız haberler, altına imzanızı attığınız provokasyonlar hafızalardan silinmedi. Siz milleti unuttu sanıyorsunuz ama milletimiz olup biten her şeyi çok iyi görüyor, çok iyi biliyor. 
 
Millet, bizler bunların nasıl mikser görevi yaptığını çok iyi biliyoruz. Biz bu provokasyonlara da aldanmayacağız, bu tehditlere de biz pabuç bırakmayacağız. Bu milletin, bu ülkenin meselelerini çözerek bu günlere geldik. Azimle, kararlılıkla, cesaretle sorunların üzerine gitmeye devam edeceğiz. Bu manşetleri atanlar iyi bilsinler, Allah'ın takdir ettiği ömrü hiçbirimiz ne bir an geri ne de bir an ileri götüremezsiniz. Plan ona aittir ve o plan işlemektedir, işleyecektir."
 
Türkiye'de bir sendikanın çok uzun süredir ülke içinde ve yurt dışında Türkiye'de gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı iddiasını yaydığını belirten Erdoğan, "Türkiye'de bir sendika, çok uzun süredir, hem ülke içinde, hem yurtdışında kara bir propaganda yürütüyor. Bu sendika, Türkiye;de gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı iddiasını yayarak, Türkiye;nin imajını zedelemek, Türkiye;yi karalamak için çok yoğun bir gayret sarfediyor" ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu iddialara sarılarak, aynı şekilde Türkiye'ye çok büyük zararlar veren kampanyalarda görev aldığını vurguladı.
 
Tutuklu gazeteciler
Kılıçdaroğlu'nun, her fırsatta, özellikle de yurt dışında, "Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu" ifade ettiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hatta biliyorsunuz, bir ara öyle ileriye gitti ki, 'İsrail'de tutuklu gazeteci olmadığını, Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu' söylemek gibi bir gafın ya da gafletin altına imzasını attı. Daha geçtiğimiz hafta... Ey medya bunları iyi kaydedin, çünkü milletim en azından bunu iyi bilsin. Daha geçtiğimiz hafta Ramallah'ta iki Filistin televizyonunun kapatıldığını da kendisine bu vesileyle hatırlatmış olalım.
 
Türkiye bugüne kadar çok siyasetçi gördü, ama, kendi ülkesini başka ülkelere şikayet eden, sempati toplamak amacıyla başka ülkelere yağcılık yapan, bu kadar acziyet içinde bir siyasetçi görmedi. Şimdi şu vereceğim bilgileri Sayın Kılıçdaroğlu'nun, özellikle de CHP'ye oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlarımın iyi dinlemesini istiyorum. Başlarında kimin olduğunu iyi bilsinler."
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, bu sendika ve tutuklu gazetecilerle ilgili bir platformun Türkiye'de 105 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olduğunu iddia ettiğini ve bir liste yayınladığını anımsatarak, bu listedeki isimleri tek tek araştırdıklarını, Adalet Bakanlığının bu konudaki bilgileri kendisine ilettiğini söyledi.
 
"105 kişilik listedekilerden sadece 6 tanesinin basın kartı var"
Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazarının, 105 kişilik isim listesindekilere ilişkin bir yazısında, "bende biliyorum ki bunların çoğu gazeteci değil. Niçin bunları iktidar açıklamıyor" ifadelerini kullandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu kişilerden 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu ve yargılaması devam ediyor. Bu listedeki 6 kişinin cezaevlerinde kaydı yok, yani hayali isimler. Yine bu listedeki 4 kişi de tahliye edilmiş. Şurası son derece önemli; bu 105 kişilik listedeki isimlerden, sadece 6 tanesinin basın kartı var. Burada kimler var; muhasebeciler, mühendisler, mizanpajcılar, ofis elemanları, gazete dağıtıcıları ve gazete çalışanları... İşte bu listede bunlar gazeteci gibi gösteriliyor.
Bu listedeki 69 kişi PKK/Kongra-Gel/KCK örgütüyle ilişkilendiriliyor. 7 kişi THKP/C ile ilişkilendiriliyor. 4 kişi DHKP/C ile, 11 kişi Devrimci Karargah Evleri ile 4 kişi MLKP ile ilişkilendiriliyor. Bu 105 kişilik listede, son dönemde darbeye hazırlık iddiasıyla tutuklu yargılanan 2 gazeteci de yok. Onların isimleri listeye alınmamış. Geliyorum hüküm ve iddialara; 'PKK üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak ve bulundurmak', 'bir kişinin kaçırılıp örgüt evine götürülmesi eylemine katılmak', 'terör eylemi sırasında tabanca ve sahte polis kimliği kullanmak', 'örgüt adına para toplamak', 'polis aracına silahlı saldırıda bulunmak', 'terör örgütüne üye toplamak."
 
Kendi ülkesini karalayan bir genel başkan
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu iddialara, ilişkilere ve gerçeklere rağmen bu isimler üzerinden kendi ülkesini karalayan bir genel başkan olduğunu belirterek, "Bu nasıl anlayış, bu nasıl bir duruş, bu nasıl ülkenin iktidarına, siyasetine talip oluş... Benim milletin zaten bunlara böyle bir şeyi vermez, o ayrı mesele, ama siyaset bunun için yapılır" diye konuştu.
 
Gazetecileri Koruma Komitesi geçtiğimiz günlerde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu ve hükümlü sayısını 8 olarak açıkladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dikkat edin sadece 8... Bizim medyamızda göremediğiniz, göremeyeceğiniz, ya da küçük bir haberle geçiştirilen İngiltere'deki olayı da burada hatırlatayım. İngiltere'de, son 2 hafta içinde, polise rüşvet iddiasıyla 10 gazeteci tutuklandı. Demokrasinin beşiğinde oldu bu olay... Ama ben, İngiltere'de muhalefet partilerinin, gazeteciler tutuklandı diyerek ülkelerini sağda solda ülke ülke dolaşarak şikayet ettiklerini duymadım.
 
Bakın, CHP Genel Başkanı tarafından, sadece bu konuda yapılan kara propaganda bile Türkiye;ye yapılmış çok büyük bir haksızlıktır. Türkiye böyle bir kara propagandayı hak etmiyor, CHP seçmeni ise CHP'ye gönül veren kardeşlerimiz ise hiç hak etmiyor. Ben, CHP tabanına sesleniyorum; 'CHP nereye gidiyor' veya 'bu CHP nereye götürülmek isteniyor' bunu bir sorun. Gazetecilerle ilgili listeyi isterse Beyefendi, o listeyi de kendisine göndeririz. Kim kimdir, kim neredendir, hakkındaki durum nedir, ne değildir onu bile göndeririz, ama onu bile aldığının ertesi günü aynı şekilde... Farklı bir ambalaj icat oldu, yalan ambalajı içerisinde takdim eder ve çıksın CHP seçmenine o listeyi savunsun, çıksın polise silahlı saldırıda bulunan o isimleri gazeteci diye savunsun. Sen, 'tutuklu gazeteci yok' diyerek, adeta İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayacaksın; ardından da çıkıp, terör iddiasıyla yargılanan, gazeteci olmayan kişilerden dolayı ülkeni dünyaya şikayet edeceksin. Bu, tekrar ediyorum, acziyettir, gaflettir, hatta dalalettir."
 
(AA) (Reuters)