”Başbakan siyasi partileri bizzat ziyaret edebilir”
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, Kürt açılımı ile ilgili olarak "Ne yapılması gerekiyorsa onları yapacağız" dedi
MALATYA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kürt açılımıyla ilgili olarak "Sayın Başbakanın siyasi partileri bizzat ziyaret etmesi söz konusu olabilir. Bu konuda bir imkan hazırlanabilir. Ancak bu konuda partilerin tavrına bakmak lazım" dedi.
Arınç, Malatya'daki programı kapsamında ilk olarak Vali Mehmet Ulvi Saran'ı, ardından da Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ı ziyaret etti. Ardından Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ı ziyaret eden Arınç'a, kaşyısı ve kristal sunuldu.
Bülent Arınç, belediyede bir basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin "Kürt açılımı ile ilgili olarak muhalefetin bir uzlaşmazlığı var. Görüşmeyi kabul etmiyorlar. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine Arınç, "Kürt açılımı diye bir projemiz söz konusu değil. Biz demokratik açılım üzerine bir çalışma yapıyoruz" dedi.
Sorunun sadece Kürt meselesi olmadığını anlatan Arınç, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin bütünlüğünü, milletimizin kaynaşmasını, tarihte olduğu gibi yeniden ortak hedefler için dostluk, kardeşlik paydasında birleşmesini istiyoruz. Hükümetimizin yürütmekte olduğu bir demokratik açılım söz konusudur. Toplumsal barışı kurmak için Türkiye'nin daha ileri gitmesi, huzur ve refah toplumu haline gelmesi için ne yapılması gerekiyorsa onları yapacağız. Bunun içinde terörün bitirilmesinden tutun, halkımızın bin yıllık tarihindeki beraberliğini tekrar ortaya koyacak her türlü tedbiri de alacağız. Bunu tek başına yapmamız söz konusu değil. Devletin kurumlarıyla el ele vereceğiz. Bunun içinde silahlı kuvvetler, yargı, medya gücü, sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilerimiz olacak. El ele vereceğiz. Elimizi taşın altına koyacağız. Bu büyük sorumluluğu birlikte paylaşacağız ki Türkiye, önü açılmış, huzur içinde, yarınına güvenle bakan bir ülke olabilsin."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Demokratik Açılım Paketi"ne ilişkin olarak dün yaptığı konuşmaya dikkati çeken Arınç, "Sayın Başbakanımızın ana direktiflerini ortaya koyduğu konuşmasının gönüllerde, vicdanlarda bütün milletimiz tarafından onaylandığını biliyorum. Aldığımız tepkiler, bu konuşmanın tarihi bir kardeşlik manifestosu olduğunu ortaya koyuyor. Eminim muhalefet de etkilenmiştir" dedi.
"Bütün siyasi partilerle bu süreçte ortak bir çalışma yapmak istiyoruz"
Dün bazı siyasi parti liderlerinin de toplantı düzenlediğine değinen Arınç, "Doğrusu onları anlamakta güçlük çekiyoruz. İktidar partisinin önünü kesmek, onu başarısız kılmak, onu iki yıl sonra yapılacak seçimlerde iktidardan uzaklaştırmak gibi bir hedef olabilir. Bunu anlarım. Ama böyle bir toplumsal barış projesinden, halkımızın huzura kavuşmasından kimse rahatsızlık duymamalıdır" diye konuştu.
Sadece CHP ve MHP ile değil bütün siyasi partilerle bu süreçte ortak bir çalışma yapmak istediklerini anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Anneler, babalar, evlatlar artık huzurlu yaşamak istiyor. Çözüm adına kimin kaç gramlık katkısı olacaksa biz ona elbette şükran duyacağız. Kapıları kapatmak, peşinen suçlamak çok ağır ve galiz ifadelerle AK Parti'ye ve Genel Başkanı'na hakaretler yağdırmak, çok büyük bir yanlıştır. Kapıları kapatamazsınız. Geçmişte hazırladığınız projeler, raporlar varsa bunları bizimle paylaşmaya mecbursunuz. Millet adına mecbursunuz. Siyasi parti liderlerinin bu kadar sert ifadelerle toplumu germesine, adeta düşman kamplar haline Türkiye'yi getirmesine gönlümüz razı değil. Onlardan da sükunet ve katkı bekliyoruz."
"CHP faşizan düşüncelerle Türkiye'nin önünü kapatmaya çalışıyor"
Arınç, bir gazetecinin, "CHP de 1980 yılında Kürt sorununa ilişkin bir rapor hazırlamış. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, şunları dile getirdi:
"CHP olarak bugüne kadar Türkiye adına pek çok rapor yazdılar. Sonra bu raporlar tozlu raflarda kaldı. Onların raporlarına, düşüncelerine şimdi AK Parti bazı konularda ortak oldu. Sırf AK Parti yaptığı için düşman oldular. Sürekli muhalefette kalmış bir siyasi parti olmanın sebeplerini, çarelerini arayacakları yerde şimdi maalesef bir sosyal demokrat parti olmaktan çok uzak, adeta faşizan düşüncelerle Türkiye'nin önünü kapatmaya çalışıyorlar. Sayın Baykal 72 yaşına girdi. İktidar tecrübesi yok. Bütün hüneri, bütün sözleri, bütün çabaları, muhalefetin dayanılmaz kolaylığı üzerine. CHP oy oranını yüzde 20'nin üzerine çıkaramıyorsa, hatta yüzde 23 olunca düğün bayram ediyorsa, iktidarı hiç düşünmüyor demektir."
Bir gazetecinin, "CHP ve MHP, Başbakan Erdoğan'ın DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile doğrudan görüşmesine karşılık, kendileri ile görüşme talebinin İçişleri Bakanı Beşir Atalay'dan gelmesine de tepkili gözüküyor. Başbakan Erdoğan'ın muhalefet partileri ile görüşmesi söz konusu olabilir mi?" yönündeki sorusu üzerine Arınç, şunları kaydetti:
"Başbakan, 24 saati dopdolu bir insan. Bütün bu işleri bırakarak bir de bu trafiği yürütmesi ne kadar mümkün. Onu da herkesin vicdanına havale ediyorum. Hükümetimizi temsilen İçişleri Bakanımızın bu konu ile görevlendirilmesi çok doğru. Sayın Başbakanımız da şüphesiz imkan bulursa muhalefetle görüşebilir. DTP ile AK Parti Genel Başkanı sıfatı ile bir araya geldi. Bu görüşme talebi neredeyse bir yıldan beri devam ediyordu. Bir yıl sonra gerçekleşebildi. Biz siyasi partileri birinden daha yukarda birinden daha aşağıda görmüyoruz. Sayın Başbakanın siyasi partileri bizzat ziyaret etmesi söz konusu olabilir. Bu konuda bir imkan hazırlanabilir. Ancak bu konuda partilerin tavrına bakmak lazım."
Başbakan Erdoğan'ın DTP ile görüşmesine CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın tepki gösterdiğini anlatan Arınç, "Sayın Baykal, 'DTP ile görüşmek, PKK ile Kandil'le görüşmekle eşittir' diye tepki gösterdi. Bundan daha büyük bir yanlış olamaz. DTP 2 milyon 200 bin insanı temsil ediyor. DTP'ye oy verenleri PKK ile eşit görmek Türkiye'nin kardeşliğine dinamit koymaktır" dedi.