Baykal: Türkiye'nin müdahale hakkı var
CHP Antalya Milletvekili Baykal, Azez-Halep hattını açık tutmak için Türkiye'nin müdahale hakkının bulunduğunu belirterek, bombalamanın şu ana kadar etkili olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Azez-Halep hattını açık tutmak için Türkiye'nin müdahale hakkı olduğunu belirtti.
Baykal, CNN Türk'te katıldığı "Tarafsız Bölge" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
PYD'de yönelik top atışlarının hatırlatılıp, "Türkiye savaşa mı giriyor?" sorusunun yöneltildiği Baykal, "Hayır, Türkiye obüs kullanımıyla savaşa girmiş değildir. Bu bir savaş ilanı değildir" yanıtını verdi.
Ortadoğu'da ortaya çıkan kargaşanın Türkiye'yi ciddi şekilde baskı altına aldığını, gelen mülteci dalgasının 2,5 milyonu geçtiğini belirten Baykal, güven verici bir barış sözleşmesi yapılmadığı takdirde Türkiye'nin sürekli olarak göç dalgasına maruz kalacağını söyledi.
Baykal, yeni göç dalgalarının gelmesi ihtimali karşısında, Türkiye'nin buna engel olunmasını talep etmesinin meşru hakkı olduğunu ifade etti.
"Bombalama ona mı giriyor?" sorusu üzerine Baykal, "Ne yazık ki Azez-Halep hattı açık tutulmadığı takdirde bu göç dalgasına açıkça davetiye çıkarmış olacağız" dedi.
"Türkiye büyük göç dalgasını engellemeye çalışıyor"
"Bombalamayla oranın kapanmasını engellemeye mi çalışıyoruz?" sorusuna Baykal, "Türkiye, Azez-Halep bağlantısının açık olmasını, Halep'te büyük saldırı, katliam ve büyük bir göç dalgasının ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyor" yanıtını verdi.
Azez-Halep hattını açık tutmak için Türkiye'nin müdahale hakkının bulunduğunu ifade eden Baykal, bombalamanın şu ana kadar etkili olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Çekişme konusunun Azez olmaktan çıktığını belirten Baykal, şunları kaydetti:
"Güneyden Halep'e yönelik bir sızma planlaması yapılmakta olduğu görülüyor. Halep bir Sünni kentidir, tarihi olarak öyledir. Sünni İslam medeniyetinin, her yerine damgasını vurduğu bir kenttir. Bu kenti Rusya'nın himayesinde, Esad'ın güçlerine, Şii, Nusayri güçlerine teslim etmeye yönelik bir politikayı çok cidi sorgulamak lazım. Bunlar böyle kendi haline bırakılacak konular değil. Bundan sonra onun sonucu sadece göç değil, sonunda katliam var. Tarihi kimliği değiştirme sonucu doğuracak bir süreç hepimizin gözü önünde yaşanırken, 'buna karışmayın' çok doğru gelmiyor. Buna Amerika'nın da sırtını dönme hakkı yok."
"Kendi oyununu oynuyor"
Rusya'nın, bölgede yaşanan kargaşayı kendi amaçları için değerlendirmek istediğini dile getiren Baykal, şunları kaydetti:
"ABD, PYD'yi kullanmak istiyor ama PYD olayın özüne yönelik bir etkinlik sergileme gücünde değil. Herkesin kendi derdi var, herkes kendi derdini IŞİD'in üzerinden takip ediyor. Dünyaya, 'IŞİD'e karşı mücadele ediyoruz' diyor, aslında kendi amacını gerçekleştirmeye çalışıyor. PYD de Türkiye'nin güneyindeki Suriye sınırında kantonları birleştirmeye yöneliyor. Bunun için de Kürt olmayan Arap köylerini göç etmeye mecbur ediyor, nüfus yapısını değiştiriyor. Orada kendi oyununu oynuyor. Suriye'nin asıl temel ağırlık noktasında IŞİD'e karşı PYD'nin mücadele vermesi söz konusu değil."
"Partinin toparlanmasına ihtiyaç var"
Deniz Baykal, CHP'yi görmek istediği noktada göremediğini belirterek, ""Bir yönetim sorunumuz olduğunu da aynı şekilde görüyorum" dedi. Her iki yılda bir bütün parti meclisinin değiştiğine işaret eden Baykal, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Orada görev yapan insanlar da nitelikli, değerli insanlar. Türkiye'nin önde gelen ciddi insanları ama olmuyor. Bunu ben söylemiyorum, bunu herkes görüyor. Eminim Sayın Kılıçdaroğlu da bu sıkıntının farkındadır. Partinin, bir toparlanmasına, bir etkinlik sergilemesine, kendisine olan inancını güçlü bir şekilde ortaya koymasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de bizim söylem, ilke, politika bakımından tutarlı, biraz oradan biraz buradan falan değil, belli özentilerden uzak olmamız gerekiyor."
"CHP'nin tavrı ile ilgili tereddüt olmamalı"
Şiddet ve Kürt sorunu ayrımını herkesin yapmadığını belirten Baykal, "Öyle bir nokta ortaya çıktı ki bizim içimizde bazı arkadaşlar bu konuda çizgiyi HDP çizgisine taşıyan açılımlar içine girdi. Mesela şimdi bu son dönemde Güneydoğu'da terörle, şiddetle bir mücadele var. Ülkenin içinde kente, mahalleye, yatak odasına kadar gerçekleşen bir terör var. İktidarın terör politikasının doğal sonucu olarak yerleşti bunlar. Yanlış mı? Yanlış. Sorumlu iktidar mı? Evet, iktidar. Hiç tereddüt yok. Ama burada şimdi iki temel unsur var; Oraya yerleşen teröre göz yumamayız, doğal karşılayamayız" dedi.
Baykal soru üzerine "Bugün ben isterim ki CHP'nin terörle mücadele konusundaki tavrı ile ilgili hiç kimsenin kafasında bir tereddüt olmasın. Terörle mücadele konusunda kişilerin açıklamasının değil, algılamanın tümüyle oturması lazım" diye konuştu.
"Dört yılı böyle geçiremeyiz, geçirmemeliyiz"
"İlk kez partinizi açık ve net bir şekilde eleştiriyorsunuz, neden" sorusu üzerine Baykal, "Normal şartlar altında, önümüzde bir süre var. CHP'nin bu süreyi en iyi şekilde ve hızla değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Samimiyetle inanıyorum. Biz, dört yılı böyle geçiremeyiz, geçirmemeliyiz" yanıtını verdi.
"Bu, Kılıçdaroğlu ile olmuyor anlamına mı geliyor" sorusu üzerine de Baykal, şunları söyledi:
"Köklü bir değişime ihtiyaç olduğu açık. Parti, kendini yeniden şekillendirme ihtiyacıyla karşı karşıya. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da bunun farkında olduğunu biliyorum. Bizim, zaman kaybetmeden, bir an önce CHP'nin, Türkiye'ye yönelik tehditler ve tehlikeler karşısında en güçlü şekilde, tazelenmiş, yenilenmiş, güçlenmiş olarak temsil etmesine ihtiyacımız var. Bu, alışılmış siyasi mücadele yöntemleriyle başarılmış bir iş değildir. Bu konuda herkese büyük görev düşüyor, Kılıçdaroğlu'na da yönetici arkadaşlara da."
"Çok kritik döneme giriyoruz"
"Kemal Kılıçdaroğlu'na 'çekil' çağrısında mı bulunuyorsunuz" sorusu üzerine de Baykal, şunları kaydetti:
"Bu, çok kaba bir şey. Bunu söylemeye hakkımız yok. Kemal Bey, iyi niyetle bir sıkıntılı, bunalımlı dönemde görev üstlendi. O görevi, en iyi şekilde yapmaya çalıştı, büyük bir iyi niyetle, büyük bir görev ve sorumluluk duygusuyla yapmaya çalıştı, partimize bir sürü şey de kazandırdı. Hiç, kuşku duymuyorum. Halkla ilişkilerin de CHP 'nin algılanmasında fevkalade olumlu olacak bir sürü açılımlar da getirdi, düşünce sisteminde yenilikler getirdi. Çok şey kazandırdı, şüphe yok ama şimdi çok kritik bir döneme giriyoruz. Önümüzde normal şartlar altında 3.5 yıllık bir süreç var. Bu yapıyla, bu süreci götürmemizin ben artık geride kalması kanısındayım. Bu doğrultuda da en büyük görevin Sayın Kılıçdaroğlu'na düştüğü kanısındayım" açıklamasını yaptı.
"Bayrak mı açtınız" şeklindeki soruna Baykal, "Hayır, estağfurullah, hiç böyle bir şey yok. Ben partimin kendisini yenileme mekanizmalarının harekete geçmesi gerektiği kanaatimi paylaşıyorum" karşılığını verdi.