BDP ilk toplantısında 'kapatma'yı eleştirdi
BDP Grup Başkanı Yaman, DTP'nin, AK Parti'nin dayattığı çözümsüzlük politikasının bir sonucu olarak kapatıldığını iddia etti
ANKARA - BDP Grup Başkanı Nuri Yaman, DTP'nin kapatılmasıyla ilgili olarak, "Hükümet, DTP'yi hedef haline getirmiş, Anayasa Mahkemesi de gereğini yapmıştır" iddiasında bulundu.
Yaman, partisinin ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyasi iktidar tarafından demokratik hak taleplerinin görmezden gelindiğini, devlet şiddetiyle bastırılmaya çalışıldığını öne sürdü.
Olumsuz gelişmelere rağmen umutlarını koruduklarını ifade eden Yaman, "Ortak vatanda, demokratik özgür birlikteliği; halklarımızın onurlu, barış ve demokrasi mücadelesiyle oluşturacağımıza inanıyoruz" dedi.
Halkın iradesinin hiçe sayılarak DTP'nin kapatıldığını, 12 Eylül rejiminin ürünü olan siyasi yasakların halen bir devlet politikası olarak uygulanmaya devam ettiğini ifade eden Yaman, seçilmiş belediye başkanlarının tutuklandığını, emeği ve alın teri için direnen TEKEL işçilerine karşı devletin en sert yöntemlerle müdahale ettiğini savundu.
Bütün bunların, AK Parti'nin siyasi sorumluğunda yapıldığını ileri süren Yaman, "Batıda demokrat geçinen AKP, Fırat'ın doğusunda bizzat otoriter devletin kendisine dönüşüyor. Söz konusu Kürtler ve onun özgürlük, barış talepleri olunca, bunları bastırma ve ezme konusunda statükocu odaklardan bir farkı kalmıyor" diye konuştu.
Yaman, AK Parti'nin "muhalif örgütlü güçleri baskı altına alarak kontrol altında tutma projesini; açılım, özgürlük ve demokrasi söylemleri adı altında hayata geçirmeye çalıştığını" iddia etti.
"Hükümet, DTP'yi hedef haline getirdi"
Nuri Yaman, açılımının geldiği en trajik noktalardan birinin, DTP'nin kapatılması olduğunu söyledi. DTP'nin, AK Parti'nin dayattığı çözümsüzlük politikasının bir sonucu olarak kapatıldığını iddia eden Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümet, DTP'yi hedef haline getirmiş, Anayasa Mahkemesi de gereğini yapmıştır. Bir siyasi partinin kapatılması, siyasi idamdır. Bu zihniyetin 1938'deki mantıktan ne farkı vardır?
Hükümet sorumluluğu yargıya yükleyerek, kendi gerçekliğini hiçbir şekilde gizleyemez. Yargıya bu kararı aldıran AKP'nin, Kürtlerin siyasal temsilcilerini tasfiye etmeyi öngören politikaları olmuştur.
Ne ilginçtir ki AKP, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine karşı 367 kararını alan Anayasa Mahkemesiyle DTP'nin kapatılması konusunda ortaklaşmıştır. Kendi içinde iktidar kavgası yaşayan güçlerin, konu Kürtler ve DTP olunca oybirliği sağlaması da manidardır. Bu oybirliğine AKP de dahil olmuştur. DTP'nin kapatılması için kalkan 12. el AKP olmuştur. DTP, AKP eliyle yürütülen Kürtlerin siyasal iradesini tasfiye projesinin bir sonucu olarak kapatılmıştır.
AKP'nin öngördüğü çözüm, muhatapları tasfiye edip, Kürt sorununu siyasal bir sorun olmaktan çıkartmaktır. Onlara göre, Kürt sorununu siyasallaştıranlar tasfiye edilebilirse, geriye Kürt sorunu diye bir şey kalmayacaktır. Yani Erdoğan'ın 2003'te söylediği 'Düşünmezseniz böyle bir sorun yoktur' mantığı yine karşımıza çıkıyor. Yani, 'Siyasal Kürtleri, tasfiye edebilirsek geriye kalan Kürtleri de kendi kontrolümüze alırız' hesabını yapıyorlar. Bu, AKP;nin uyguladığı bir devlet projesidir."