”BDP, mağduru oyunuyor”

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, BDP'nin mağduriyet havası ile bölgede avantaj sağlamaya çalıştığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarını değerlendirirken, "Bu malum parti bir mağduriyet havası oluşturarak, bölgede daha avantajlı bir hale gelmeye çalışıyor" dedi.

Çelik, 3 saat süren AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, bir soru üzerine BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarını değerlendirirken, "Bu malum parti bir mağduriyet havası oluşturarak, bölgede daha avantajlı bir hale gelmeye çalışıyor" dedi.

Hüseyin Çelik, Demirtaş'ın sözlerinin "şık olmadığını, kaba düştüğünü" ifade ederek, şöyle konuştu:

"Sayın Başbakanımız, vahdetin de tevhidin de şirkin de Türkiye'de en iyi bilenlerden birisidir. İnsanlar farklı farklı insanlar olarak yaratıldığı gibi kavimler olarak da yaratılmıştır. Sayın Başbakan dün konuşmasında çok net bir şekilde vurguladı. Farklı kavimlerin varlığını kabul etmek ve onlara saygı duymak, insanlığın da inancımızın da gereğidir.

Elbette insanlar birey olarak farklı olduğu gibi etnisite olarak da farklıdırlar. Tüm bu farklılıklara saygı duymak, onları olduğu gibi kabul etmek, onların örf ve adetlerine saygı duymak onların kültürüne saygı duymak, onların kendileri olarak ve kendileri kalarak hayatlarını sürdürmelerini sağlamak, elbette insani bir görevdir, devletlerin de görevidir. Biz çokluk içinde birliği savunuyoruz. Buna tarihi geçmişimiz için de kesret için de 'vahdet' deniyor. Çokluk içinde birlik, en demokratik olan duruştur. Farklılıklar olacaktır."

Gökkuşağında renklerin olacağını, renklerin biribirine dönüşme mecburiyeti olmayacağını ifade eden Çelik, "Halıdaki renkler ayrı ayrı olacaktır ama kimse halıyı makası alıp parçalayamayacaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın dünkü söyleminden "Türkçülerin" ve "Kürtçülerin" rahatsız olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Sayın Başbakan, 'Türkçü' ve 'Kürtçü' diye karşı olduğunu net bir dille ifade etmiştir ama Türkler ve Kürtler, Kürtçüler ve Türkçüler değil, Sayın Başbakanın bu söyleminden hoşnut olmuşlardır, memnun olmuşlardır. Esas ülkemizde kardeşliğimizi, barışı farklılıklara rağmen ülkede huzur içinde bir arada yaşamayı temin edecek olan da budur. Farklılıklar elbette kabul edilmelidir ama farklılıkları ön plana çıkararak farklı emeller beslemek demokratiklik olarak ifade edilemez.

Doğu ve Güneydoğu ile ilgili hükümetimizin yaptıklarını ve tabu olan meselelere neşter atmasını kamuoyu takdir ve destekle izliyor. OHAL'i bizim hükümetimiz kaldırmıştır. Faili meçhul cinayetlerle anılan bölgemizde bunlar olmadığı gibi, eski faili meçhullerin aydınlanması sağlanmaktadır. Memlekette hakim olan derin devlet, onların uzantısı çeteler çökertilmiştir, onlardan hesap sorulmaktadır. Aslında demokrasi gibi kaygısı olan bütün halkların kardeşliği gibi kaygısı olan bütün insanların Sayın Başbakan'a ve hükümetine bu manada teşekkür etmesi gerekiyor. Kötü muamele ve işkence Türkiye'nin gündeminden çıkmıştır."

Kürtçe kanal açıldığını, üniversitelerde Kürtçe lisans ve lisansüstü eğitim konusundaki çalışmaları da anlatan Çelik, bunlardan rahatsızlık duyanların olduğunu kaydetti.

Malum parti

Kürtçenin tabu olduğu bir dönemden bugünlere gelindiğini anlatan Çelik, bu adımları atan hükümetin Başbakanına teşekkür edilmesi gerektiğini söyledi.

  Çelik, şöyle devam etti:

"Ama bu tartışmaların temel iki sebebi var. Birincisi bu özellikle malum parti, bir mağduriyet havası oluşturarak bölgede daha avantajlı hale gelmeye çalışıyor.  

Çok masum talepler ileri sürdükleri halde bunların yansıma bulmadığını, karşılık bulmadığını iddia ederek halka gideceklerdir. Bu aşırı söylemler, bu marjinal çıkışlarla bir taraftan da diğer uçtaki siyasi parti, barajın altından kurtarılmaya çalışılıyor. Bunun özellikle halkımız tarafından çok iyi bilinmesi gerekmektedir. Başbakanımız niyetler ve varılmak istenen hedeflerle ilgili çok aydınlatıcı bilgileri dün verdi."

 Wikileaks ile ilgili çalışmalar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Wikileaks sitesinde yayımlanan iddialarla ilgili partide kurulan komisyonun çalışmalarını tamamladığını belirterek, yapılması gerekenlerle ilgili raporun bir sonraki MYK toplantısına geleceğini söyledi.

Çelik, AK Parti MYK toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. 2010 yılının son toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Çelik, iç ve dış hukuki, ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmelerin ele alındığını kaydetti. Çelik, ayrıca TBMM;nin gündemine yönelik bundan sonraki takvimle ilgili bilgilendirme yapıldığını da söyledi.

Gelecek yıl yapılacak seçim konusunda da seçim ve teşkilat başkanlıklarının bilgi verdiğini anlatan Çelik, Türkiye ekonomisini güçlü olduğunu ve kesinlikle seçim ekonomisine gidilmeyeceğini ve popülizm yapılmayacağını kaydetti.

Seçim zamanlarında "iki anahtar", "ay" ve "güneş" vaat eden siyasetçilerin olduğunu anlatan Çelik, artık bu tür siyasetçilerin inandırıcılığının kalmadığını bildirdi.

Çelik, "Wikileaks'teki iddialarla ilgili AK Parti'nin yürüttüğü çalışmanın tamamlanıp tamamlanmadığına" ilişkin soruya, "O çalışma tamamlanmıştır, önümüzdeki MYK'ya getirilecektir. Genel Başkan Yardımcımız Abdulkadir Aksu başkanlığında yürütülen bir çalışmaydı. Hükümetten diğer bazı arkadaşlarla da görüşmeler yapılarak bir sonraki MYK toplantısına nihai bir rapor sunulacaktır" karşılığını verdi.

İzmir ile ilgili sözleri

İzmir'deki konuşmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Çelik, ESİAD'ın davetlisi olarak gittiği İzmir'de bir konferansa katıldığını, burada bir soruyu verdiği yanıtta kullandığı ifadelerin "birileri tarafından sağa-sola çekildiğini" kaydetti.

Çelik, "Şunun altını çizmek isterim; İzmirliler ile ilgili olarak İzmir halkına söylenmiş bir ifadem asla yoktur. İzmir'in hak ettiği mahalli yönetime kavuşamamasından dolayı eleştirilerim özellikle CHP'li belediyelere ve onların yöneticilerine yönelik söylenmiş olan sözlerdir" dedi.

2003'de Başbakan Erdoğan ile İzmir'e gittiklerinde İzmirli işadamlarının, çevre yolunun, havaalanı terminalinin yapılması, doğalgaz getirilmesi, Beydağ Barajı'nın yapılması gibi talebini ilettiklerini, bunların hepsinin gerçekleştiğini bildiren Çelik, "Ayrıca limanın yapılması talebi de iletildi. bununla ilgili adım da atıldı ancak yargıya takıldı. Süreç yeniden başlayacak" dedi.

Çelik, özellikle İzmir'deki CHP'lilerin, hükümetin İzmir için bir şey yapmadığını ifade ettiklerini belirterek, bunun gerçekle hakkaniyetle bağdaşmadığını söyledi. İzmir'e yönelik yatırımlar hakkında geniş bilgi veren Çelik, tamamlanamayan Ankara ve İstanbul metrolarının Ulaştırma Bakanlığına devredildiğini ancak İzmir'deki metro yapımının Ulaştırma Bakanlığına devredilmediği eleştirisini anımsattı.

Ankara ve İstanbul metrolarını tamamlanmadığı için Bakanlığın bunun yapımını üstlendiğini, ancak CHP'li belediyenin İzmir Metrosunu devretmek istemediğini söyledi.

Merkezi hükümetin İzmir'e "gözü gibi bakmasına rağmen, yüzde 60'a yakını gecekondu olan, bir marka şehir olması gerekirken, kendisine yakışan bir mahalli yönetime kavuşamayan ildeki durumu eleştirdiğini" kaydeden Çelik, şöyle devam etti:

"İzmir için 'nur topu gibi çocuk' ifadesini kullandım. Bunu bakımlı olması, iyi giyimli olması gerektiğini, İzmirli'ye de yakışanın bu olduğunu söyledim. Bunu sağa sola çekerek, oradaki yönetim zaafını, oradaki kusur ve eksiklikleri birileri örtmeye çalıştı ve çok büyük bir sahil ve deniz potansiyeline sahip olmasına rağmen denizden yararlanamayan İzmir'i kamufle etmeye çalıştılar."

Siyaset yapan insanlarız

"İzmir hak ettiği mahalli yönetimi alamıyorsa bunu eleştirmek bizim en tabi hakkımız değil mi?" diye soran Çelik, "onlar ilgisi alakası yokken, ortada fol yokken, yumurta yokken Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Belediye Başkanına ne tür iftiralar attılar. Bu ortadayken, onlar bunları yapacaklar ama biz onların yönetim beceriksizliğini ortaya koyacağız, birileri kalkacak bizim İzmir'e ve İzmirliler'e hakaret ettiğimizi söyleyecek... Biz siyaset yapan insanlarız, ben böyle bir şeyden ar ederim; böyle bir şey aklımızın ucundan geçmez" diye konuştu.

Kayseri Büyükşehir Belediyesiyle ilgili dün yeni bir iddia daha ortaya atıldığını anımsatan Çelik, şöyle konuştu:

"Şu anda içeride olan müfteri, güya demiş ki 'şuradaki binaya, şuradaki LPG istasyonuna kirli ilişkilerle ruhsat verildi, yanında da 9 katlı bir bina var, orada da bir market, düğün salonu ve restoran var' demiş. CHP'li bir milletvekili de bununla ilgili bir basın toplantısı yaptı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığımız bunu da net bir dille yalanladı. Orada 9 katlı dedikleri bina, bodrum ve iki kattan ibaret olan bir market binasıdır, arkadaki binayla birlikte 9 katlı göründü galiba. Bu da fos çıktı, yalan çıktı.

Yalan üzerine bina inşa etmek, bu iddianın sahibini kesinlikle utandırır. Birisiyle ilgili bir iddia ortaya atacaksanız sağlam bir delilinizin olması lazım. Malesef CHP bu Kayseri meselesinde çakmıştır, çuvallamıştır. Bu iddiaları gündeme getiren milletvekillinin de Mecliste onlarca dosyası vardır. Karşılıksız çek keşide etmekten ve onun bunun hakkını yemekten dosyaları vardır ama bu konu bir kere ortaya atıldı. Yenilen pehlivan yenilgiye doymaz şeklinde bu mesele kaşınmaya devam ediyor."

Avukat Yakup Erikel'in de Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ağırlandığı, otel faturasının da ödendiği iddiasının ortaya atıldığını anımsatan Çelik, ancak belediyenin bu iddiayı da çürüttüğünü söyledi.

Çelik, bir soru üzerine boş olan İzmir, Kırıkkale ve Uşak il başkanlarının da en geç hafta sonuna kadar atanacağını bildirdi.