BDP'li vekiller iki AKP'liyi karşı karşıya getirdi

İçişleri Bakanı Şahin'in BDP vekillerine "zavallı" deyişini Hüseyin Çelik, "Rekabet eğer nezaketten yoksun olursa yola devam edemezsiniz" diye eleştirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 
ANKARA - AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Biz demokratik değerler platformunda siyaset yapan, prensipleri olan bir partiyiz. Bu prensipleri kabul eden herkesin aramızda yeri var. Bizim prensiplerimizi kabul eden herkese bağrımız da, yüreğimiz de, kapımız da açıktır" dedi.
 
Çelik, düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bize yetki verin, analar ağlamasın. Kürt sorununu biz çözeriz" dediğini belirterek, problemin sebebi olanların sorunların çözümleyicisi olamayacaklarını söyledi. Hüseyin Çelik, Irak'ın hava sahasını tamamen Türkiye'ye kapattığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını açıkladı.
 
Siyasette rekabet hiçbir zaman husumete dönüştürülmemeli
Yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik,"İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim Şahin Uludere'de hayatını kaybedenler için 'figüran' demişti. Siz de eleştirmiştiniz. İki gün önce de Sayın Bakan'ın açıklaması oldu, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili olarak BDP milletvekilleri için 'zavallı' demişti. Sizin bu konuda acaba bir bakış açınız var mı?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
"Defalarca ister iktidar, ister muhalefet, ister milletvekili, ister bakan, ister belediye başkanı kim olursa olsun siyasetin rekabetle yapıldığını, siyasetin, siyasi rekabetin asla hiçbir zaman husumete dönüştürülmemesi gerektiğini söyledim. Ve bu rekabet asla nezaketi öteleyen bir rekabet anlayışı olmaması lazım. Siz gazetecilik yaparken de bunu yapmalısınız. İki gazete birbirinin rakibidir ama bu rekabet eğer nezaketten yoksun olursa yola devam edemezsiniz. Genel bir kural olarak söyledim, söylüyorum. İster iktidar, ister muhalefet, ister bakan, milletvekili kim olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun bizim Türkiye olarak bu sürece katkıda bulunmamız gerekiyor."
 
 3 dönem kuralına yumuşatma
Çelik, "30 Eylül'de yapılacak AK Parti kongresinde 3 dönem kuralının yumuşatılacağı konuşuluyor. Bakanların da büyükşehir belediyelerine aday yapılacağı konuşuluyor. Bu konu MYK'da görüşüldü mü? sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tüzükte bir değişiklik yapılacağı doğrudur. Bizim tüzüğümüzde milletvekili ve belediye başkanları üstüste ancak 3 dönem bu işi yapabileceği yazılıdır. Fakat bir dönem bekledikten sonra tekrar aday olabilir şeklinde bir hüküm olmadığı için bu kafa karışıklığına yol açıyor. Burada olmayan netliği sağlayacak bir değişiklik yapılacak. Bir tüzük komisyonu oluşturulacak. O komisyon bu konuda gerekli gördüğü değişiklikleri yapacak. 3 dönem kuralı ortadan kaldırılmıyor.
Bakanların belediye başkanı olmasına fırsat verilmesi meselesine gelince, bakanlarla ilgili bir değişiklik yapılmıyor. Bu kural değiştirildiği zaman bakanlar da, diğer milletvekilleri de tekrar belediye başkanlığına aday olabilir, ama olacak anlamına gelmiyor."
 
Hastaneler adeta hasta ayarlama büroları gibi kullanıldı
Çelik, "Anayasa Mahkemesi, doktorların muayene açmasını yasaklayan KHK'yı iptal etti. Bu konuda neler diyeceksiniz" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Anayasa Mahkemesi esastan değil, usulden böyle bir kararı verdi. Yani yetki yasasının kapsamına dahil olmadığını iddia ederek böyle bir karar verdi. Bugün için şimdiye kadar olan uygulamadan bir geriye gidiş söz konusu değil. 8-9 ay bu iş için süre var zaten. Hemen, yarın, ertesi gün eski muayene sahipleri muayenelerini açacaklar, eski sisteme dönülecek diye bir şey yok. Hükümete de zaten yeni bir yasama faaliyeti yapması için 6 ay gibi bir süre veriyor. Dolayısıyla bu bizim, hükümetin gündemine gelecek. Meseleyi yeniden değerlendireceğiz ve yeni bir karar alıp buna devam edeceğiz."
Doktorları çok önemsediklerini, kendileri için doktorların çok değerli insanlar olduklarını ve çok büyük fedakarlıkla işlerini yaptıklarını kaydeden Çelik, şöyle konuştu:
"Doktorların rahatsız ve rencide edilmesi söz konusu değil. Bunu asla istemeyiz. Bu aklımıza bile gelmez. Çalışma barışı, o sektörde çalışan insanların mutluluğunu temin etmekten geçer. Bu önemli bir şeydir. Ancak biz kendi insanımızın sağlığını sadece muayenehanedeki hekimlere havale etmek, onların merhametine terk etmek gibi bir duruşa ve konuma sahip değiliz. Bunu da yapmayacağız.
CHP'ye sorarsanız, 'biz de tam gün yasasını istiyoruz ama AK Parti'nin taleplerini istemiyoruz'. Bu çelişkidir. Muayenehane hekimliği yapan doktorlarımıza, hocalarımıza saygımız sonsuzdur, onlar tabii bunu yapabilirler ama zaman zaman hepimiz yaşadık, hepsi için asla bunu söylemem. Hastanelerin adeta hasta ayarlama büroları gibi kullanıldığı, devlete ait hastanelerin, kurumların bir nevi muayenehaneye bir tünel haline getirildiği, bir vasıta haline getirildiği de çok görüldü. Bu hepsi için geçerli değil. Sağlık Bakanlığı'nın ve Hükümet'in rahatsızlığı bu noktadadır. Böyle tamamen eskiye dönüş söz konusu olmayacaktır. Hükümetimiz bu konuda gereken üzerine ne düşüyorsa yapacaktır ama gerekçeli karar yayınlandıktan ve ilgili kurullarımızla Bakanlar Kurulu'nda bu mesele değerlendirildikten sonra üzerimize düşeni elbette yapacağız.