Bekir İrtegün'ün itirafları futbol iddianamesinde

İrtegün'ün ifadesinde, "Fenerbahçe'de futbol oynadığım süre içerisinde hatırladığım kadarıyla Alper Potuk, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Mehmet Topal'ı da Ali Şenel isimli şahsın yapmış olduğu sohbetlerde görmüşlüğüm vardır" ifadeleri yer aldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) futbol yapılanmasına ilişkin aralarında futbolcular Bekir İrtegün, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç, Uğur Boral'ın da bulunduğu 6 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede ifadesi yer alan İrtegün, "Fenerbahçe'de futbol oynadığım süre içerisinde hatırladığım kadarıyla Alper Potuk, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Mehmet Topal'ı da Ali Şenel isimli şahsın yapmış olduğu sohbetlerde görmüşlüğüm vardır. Hatırladığım kadarıyla birkaç kez Emre Belözoğlu'nun evinde de buluşmuştuk." dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün futbol yapılanmasına ilişkin, futbolcular Bekir İrtegün, Zafer Biryol, Ömer Çatkıç, Uğur Boral, Ersin Güreler ve İsmail Şengül hakkında hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün deşifresine yönelik yürütülen çalışmalarda, ByLock kullandığının tespiti üzerine futbolcu Bekir İrtegün’ün 28 Temmuz 2017’de gözaltına alındığı, savcılık sorgunun ardından adli kontrol tedbiri uygulanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildiği, hakimlik sorgusu sonucu da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı belirtiliyor.

FETÖ’nün örgüt içi haberleşme uygulaması ByLock’a 12 Eylül 2014 ile 1 Kasım 2014 arasında 70 kez giriş yaptığı tespit edilen İrtegün’ün savcılıkça alınan ifadesi de iddianamede yer alıyor.

Profesyonel futbolculuk hayatına 1999 yılında Gaziantepspor'da başladığını, 2009 yılında da Fenerbahçe Spor Kulübü'ne transfer olduğunu kaydeden İrtegün, şunları anlattı:

"2015 yılına kadar Fenerbahçe'de futbol oynadım, daha sonra Medipol Başakşehir Kulübüne transfer oldum. 8 Temmuz 2017’de takımla birlikte yurtdışı hazırlık kampına Slovenya'ya gitmek için havalimanına gittiğimde pasaportumda tedbir olduğunu öğrendim. Bundan dolayı yurtdışına çıkamadım. Birkaç gün sonra kulüp başkanımızla görüştüğümde pasaporttaki sıkıntı sebebiyle karşılıklı anlaşarak sözleşmemi feshettim. Şu anda da herhangi bir kulüpte oynamamaktayım. Ben yanlış hatırlamıyorsam 2007-2008 tarihinde o zaman Fettullah Gülen Cemaati olarak bilinen ancak şu an benim de kabul ettiğim gibi FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü olan yapıyla Gaziantep'te tanıştım. Takım içinde şu an kim olduğunu hatırlamadığım ancak bu yapıya, sohbetlerine katılan oyuncular vardı. Bana da gelebileceğimi söylediler. Ben de dini açıdan bir şeyler öğrenebileceğimi düşünerek o zaman Gaziantep'te sohbetlere katılıyordum. Bizimle sohbet yapan kişi Ahmet isimli bir şahıs idi. Şahsın o dönem bir okulda müdürlük yaptığını biliyorum. Takım içinde hatırladığım kadarıyla Ahmet isimli şahsın düzenlenmiş olduğu sohbetlere Ömer Çatkıç, Barış Durmaz geliyordu."

Emniyette futbolcu Mahmut Bezgin ismini verse de savcılıkta bu isimden emin olmadığını belirten İrtegün, “Ayrıca şu an hatırlamıyorum ancak toplantılara bu şahıslar dışında da gelenler oluyordu. Toplantılarımız futbol oynadığımızdan dolayı düzenli olmuyordu. Ahmet isimli şahısta benim ve diğer arkadaşlarımın telefon numaraları vardı. Ahmet bizi arar ve müsait bir zaman bulursa toplantıya çağırırdı. Toplantılarda genellikle din üzerinde konuşulurdu. Fetullah Gülen'den de bahsedilirdi. Sohbetlerin yapıldığı belirli bir yer yoktu. Bazen müdürün evinde bazen futbolcu arkadaşların evinde oluyordu. Ben ailemle yaşadığım için benim evimde hiç toplantı olmadı. Bu yapının bizim futbol camiasında bulunma sebebi tahminime göre sadece ‘Biz burada da varız’ şeklinde intiba uyandırmak olduğunu düşünüyorum zira bu yapının her yerde olma amaçları vardı. Bugüne kadar benden maddi bir talepleri olmadı. Meşru olmayan bir talepleri de olmadı. Sadece sohbetlere katılmamızı istiyorlardı. Bunun için de bir zorlama yoktu. Benden birkaç defa kurban talebinde bulundular. Ben de verdim. Ben Emniyet Müdürlüğünde Ahmet isimli şahsı teşhis ettim.” ifadelerini kullandı.

"Alper Potuk, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Mehmet Topal..."

İrtegün, 2009 yılında Fenerbahçe’ye transfer olduğunu, bu transferden sonra Ahmet isimli şahsın kendisini arayarak "Hayırlı olsun, seni bizim arkadaşlardan birisi arayacak." dediğini anlatarak, şöyle devam etti:

"Ahmet ile bu konuşmamızın üzerinden yaklaşık 3 ay geçtikten sonra Ali Şenel isimli şahıs beni telefonla arayarak Ahmet'in ismini söyledi ve ‘Bir ara görüşelim’ dedi. Ben de Ali'nin bu yapıdan olduğunu anladım. Bir süre sonra, bu kişiyle o dönem Fenerbahçe'de oynayan hatırladığım kadarıyla Emre Belözoğlu, Uğur Boral, Ertuğrul Taşkıran'ın da Ali Şenel ile görüştüğünü öğrendim. Ben de 2009 yılının son aylarında bu kişinin yapmış olduğu sohbetlere diğer futbolcu arkadaşlarımla katılmaya başladım. Bu kişinin de sohbetleri yukarıda anlattığım gibi Gaziantep'te olduğu şekilde idi. Fenerbahçe'de futbol oynadığım süre içerisinde hatırladığım kadarıyla Alper Potuk, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Mehmet Topal'ı da Ali Şenel isimli şahsın yapmış olduğu sohbetlerde görmüşlüğüm vardır. Zaten toplantılara hepimizin aynı anda katılması mümkün olmuyordu. Ben de hepsine katılamıyordum. Toplantılarımız genelde Anadolu Yakası'nda bu yapıya ait okullarda oluyordu. Hatırladığım kadarıyla Ataşehir'de, Ümraniye'de bu yapıya ait okullarda toplantılar yaptık. Toplantılar genelde kahvaltı yapmak için buluşup cuma ise toplantı sonrasında birlikte cuma namazına giderdik veya bir sabah namazı için veya kandil gecelerinde buluşurduk."

"Birkaç kez Emre Belözoğlu'nun evinde de buluşmuştuk"

Toplantıların yaptıkları işlerden dolayı düzenli yapılamadığını kaydeden İrtegün, "Hatırladığım kadarıyla Çamlıca'da ev yemekleri yapan bir yerde de buluştuğumuz olmuştu. Ayrıca yine hatırladığım kadarıyla birkaç kez Emre Belözoğlu'nun evinde de buluşmuştuk. Bazen Ali Şenel isimli şahsın yanında ismini Erhan olarak bildiğim bir şahıs da toplantılara katılırdı. Ben bu yapıdan bir süre sonra uzaklaştım. 17-25 Aralık Operasyonları olduktan sonraki süreçte bu yapıyla mevcut iktidar arasında yaşanan olaylar bu durumda etkili olmuştur. Ancak Ali Şenel ile tamamen ilişkimi koparmadım. Şöyle ki ara ara kendisi beni aramaya devam ediyordu. Eskiye nazaran çok daha az olmakla birlikte birkaç sohbete katıldığım da oldu. Yine benim gibi diğer takım arkadaşlarım da ülkenin bulunduğu mevcut durumdan etkilenerek Ali Şenel ile aralarına mesafe koydular ancak Ali bizi aramaya devam ederdi. Yine Erhan isimli şahıs da bizi arardı. Dediğim gibi diğer takım arkadaşlarım da benim gibi Ali Şenel isimli şahıstan uzaklaşmaya çalıştılar.” beyanında bulundu.

ByLock'u Ali Şenel'in söylemi üzerine indirmiş

2014 yılında Ümraniye'deki evine yakın bir AVM’ye gezmek için gittiğinde Ali Şenel’in kendisini aradığını ve halini hatırını sorduğunu belirten İrtegün, şunları kaydetti:

"Arabamı gördüğünü, AVM'de olup olmadığımı sordu. Ben de bulunduğum yeri söyledim. AVM'nin önünde karşılaştık. AVM'nin hemen yakınındaki okula beni çay içmeye davet etti. Ben de okula gittim. Ali bana okulda benle görüşemediğinden dolayı ‘İnternet üzerinden görüşelim’ diyerek bana GooglePlay'den bir program indireceğini, bu programdan bana Peygamber Hayatı vb. dini içerikli bilgileri göndereceğini söyledi. Ben de ‘Tamam abi yükle’ diye söyledim ve programın kullanıcı ismini, ismim olan Bekir ve forma numaram olan 4'ten "Bekir4" olarak oluşturdum. Şifreyi de PIN kodum olarak belirledim. Bylock isimli programın 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra sadece bu örgüt tarafından kullanılan bir program olduğunu anladım ancak ben yukarıda dediğim gibi kullanıcı adımı kendi isim ve forma numaramdan yaptım. Şifremi gayet basit belirledim. Ayrıca programın birçok özelliği varmış. Ancak ben bunların hiçbirini kullanmadım. Ali de bu programdan birkaç kez bana dini içerikli şeyler yolladı. Gizli bir program olduğunu bilseydim bu kadar basit bir kullanıcı ismi ve şifre yazmazdım hatta hiç indirmezdim. Zaten 6 ay kadar programı kullandım. Legal olan GooglePlay'den indirildiği için indirdim. Söz konusu programı birkaç defa Ali'den mesaj geldi mi diye bakmak için kullandım."

Bylock isimli programın FETÖ tarafından kullanıldığını ve kendisinde de bu program olduğunu anladıktan sonra hakkında adli bir işlem yapılacağını hiç düşünmediğini söyleyen İrtegün, darbe girişiminden sonra da defalarca yurtdışına çıktığını dile getirdi.

İrtegün, Bylock isimli programda Ali Şenel tarafından gönderilen mesajların sadece dini içerikli olduğunu ve herhangi bir suç unsuru taşımadığı için hakkında soruşturma yürütüleceğini düşünmediğine değinerek, ifadesine şöyle devam etti:

"Ben Bylock isimli programı kullananların suç unsuru içeren görüşmeleri olduğundan dolayı haklarında soruşturma yürütüldüğünü düşünüyordum. Emniyette de Ahmet, Ali Şenel ve Erhan isimli şahısları teşhis ettim. Fenerbahçe'den Medipol Başakşehir'e transfer olduğumda Ali Şenel beni aradı. Kendisi gibi bir şahsın olduğunu, onun beni arayacağını, onunla iletişim kurmamı söyledi. Bu bir nevi Gaziantep'ten gelirken Ahmet'in beni araması ile benzer birşey idi. Başka takıma geçtiğim için benimle başkasının ilgilenmesini sağlayacaktı. Ancak ben bunu kabul etmedim. Zaten kendisiyle olan bir diyaloğum vardı. Bu kişiyle de diyaloğum FETÖ'den bağımsız kişisel bir ilişki halini almıştı ama yine dediğim gibi kendisinde bayağı bir uzaklaşmıştım. Ancak bu tip insanlar sürekli arayarak kendilerini hatırlatırlar. Benim FETÖ/PDY ile bir alakam yoktur, Ali Şenel, Ahmet gibi şahıslarla tamamen dini birtakım bilgiler edinmek amacıyla bir araya geldim. Benim zaten sosyal hayatım da herhangi bir cemaat mensubu olmaya elverişli değildir. Tamamen dini duygular öğrenmek amacıyla kişisel arkadaşlık kurduğum kişilerin FETÖ/PDY yapısı içerisinde olmasından dolayı şu an şüpheli konumundayım. Beni bu kişiler şu an görüldüğü üzere şüpheli konumuna sokarak mağdur etmişlerdir."

İrtegün'ün ifadesi üzerine Ali Şenel ve Erhan Erkoç hakkında işlem yapıldı

İddianamede, Bekir İrtegün’ün beyanları üzerine yapılan araştırmalar neticesinde, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile irtibat ve iltisakı olduğu ve yine hakkında herhangi bir işlem yapılmamış olan Ali Şenel, Erhan Erkoç, Uğur Boral ve Ömer Çatkıç adlı şahısların tespit edildiği Ali Şenel ile Erhan Erkoç’un bugüne kadar bulunamadıklarından haklarında yakalama kararı çıkarıldığı ve buna ilişkin soruşturmanın devam ettiği belirtiliyor.

Ali Şenel ve Erhan Erkoç’u teşhis eden İrtegün’ün vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda FETÖ içinde hakkında herhangi bir işlem yapılmayan başka şüphelilere ulaşıldığı, bundan dolayı TCK'nın 221. Maddesinde yazılı etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceğinin değerlendirildiği vurgulanıyor

Bu konularda ilginizi çekebilir