”Ben-Eliezer'in İsrail davetini değerlendireceğiz”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Özügergin, "Koşullar yerine getirildiği takdirde ziyaretlere devam edilir" açıklamasında bulundu
ANKARA - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in İsrail davetine ilişkin olarak, "Değerlendireceğiz, koşullar yerine getirildiği takdirde ziyaretlere devam edilir" diye konuştu.
Özügergin, Dışişleri Bakanlığındaki basın toplantısında konuya ilişkin soru üzerine, Ben-Eliezer'in davetini doğrulayarak, "Değerlendireceğiz. Programımıza bakılır, önümüzdeki dönemde şartlar, koşullar yerine geldiği takdirde ziyaretlere devam edilir. Burada önemli olan İsrail ile ilişkilerimize herhangi bir kopma meydana gelmemiştir" dedi.
Ben-Eliezer'in ziyaretinde çeşitli vesilelerle ortaya konduğu gibi, ilişkilerin ilerletilmesi üzerinde çalışıldığını ifade eden Özügergin, fakat bazı soruların ortada olduğunun aşikar olduğunu, Gazze'deki durumun hala vahametini koruduğunu söyledi.
Özügergin, Orta Doğu'da barış süreci açısından İsrail-Filistin ve İsrail-Suriye kanallarının tıkalı olduğunu belirtirken, bu iki kanal açılmadan bölgenin refah, istikrar ve barışa kavuşmasının mümkün olamayacağını kaydetti.
Sözcü Özügergin, iki ülke arasında bir trafik olduğunu, bu çerçevede alt düzeyde temasların sürdüğünü sözlerine ekledi.
"Üçlü Mekanizma bakanlar toplantısı aralıkta yapılacak"
Özügergin, basın toplantısında, terör örgütünün tasfiyesi amacıyla çok boyutlu bir sürecin devam ettiğini belirterek, Türkiye, Irak ve ABD tarafından oluşturulan üçlü mekanizmanın alt komitesi toplantılarının Bağdat'ta düzenli olarak yapıldığını kaydetti.
Mekanizmanın bakanlar düzeyindeki toplantısının ise Aralık ayı içinde yapılacağını ifade eden Özügergin, ancak toplantı yerinin henüz belli olmadığını belirtti. Özügergin, ayrıca üçlü mekanizmaya ilaveten ikili görüşmelerin de sürdüğünü kaydetti.
Mahmur kampına yönelik bir soru üzerine ise Özügergin, "Mahmur kampı dendiğinde bizim için terör yuvası haline gelmiş bir yer aklımıza geliyor. Oradan ülkemize yapılan saldırılar açısından çok canımız yandı. Bu açıdan önceliğimiz terör konusudur" diye konuştu.
Davutoğlu'nun Nalbantyan ile görüşmesi
Özügergin, düzenlediği basın toplantısında, "AGİT toplantısında Davutoğlu'nun Nalbantyan ile görüşmesinin planlanıp planlanmadığı" sorusunu yanıtlarken, şu anda 3 ülkeden oluşan Minsk Grubu başkanlık divanı, Azerbaycan ve Ermenistan'ın da dahil olduğu "3 artı 2" formatında bir toplantı yapılmasının öngörüldüğünü, buradan Azerbaycan ile Ermenistan dışişleri bakanlarının Atina'da olacağının anlaşıldığını belirterek, "Fakat bizim şu an için herhangi bir temasımız planlanmadı. Hayır demiyorum, ama planlanmadı" diye konuştu.
Sözcü, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ikili ilişkilerin geliştirilmesiyle ilgili olarak Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'ya gönderdiği mektup konusunda gelişme olup olmadığı ve Papandreu ile görüşme planlanıp planlanmadığı" sorusu üzerine de halen böyle bir görüşmenin planlanmadığını, ancak bu tür toplantılarda ev sahibi ülkenin ikili görüşmeler yapmasının doğal olduğunu, vakit olması halinde böyle bir görüşmenin mümkün olabileceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın yazdığı mektuba henüz cevap gelmediğini kaydeden Özügergin, ancak Yunanistan Dışişleri yetkililerinin, Erdoğan'ın yazdığı mektubun iki ülke ilişkileri açısından olumlu olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirdiklerini ifade etti.
"Burada önemli olan, yeni bir işbirliği ruhuyla yola çıkıyor olmamız" diyen Özügergin, Erdoğan'ın mektubunda bazı yeni unsurlar ve teklifler bulunduğunu, buna Yunan tarafının nasıl cevaplar vereceğinin beklendiğini ve karşı mektubun çok gecikmeden geleceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Geert Wilders'in Türkiye'ye ziyareti
Sözcü Özügergin, Hollandalı parlamenter Geert Wilders'in Türkiye'ye gelişiyle ilgili olarak Türkiye'nin rahatsızlığını ilettiği yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine, Hollandalı bazı basın mensuplarının da aynı konuyu sorduklarını belirterek, "Önemli olan, bizim sözü geçen kişinin görüşlerini reddediyor olmamız. Bu görüşleri ırkçı ve kabul edilemez buluyoruz. Bu tutumumuzda da yalnız olmadığımız görülüyor. Birçok Avrupa ülkesinde kendisine kırmızı halı serilmediğini siz de biliyorsunuz" dedi.
Böyle bir ziyaretin olması halinde, medyanın bütün ilgisinin bu konuya odaklanacağını kaydeden Özügergin, ziyaretin olumlu yönlerinin gölgede kalacağını, bunun da Türkiye-Hollanda ilişkilerine "haksızlık" olacağını ifade etti.
Türkiye'nin şu anda Hollanda'yı Avrupa'da bir ortak olarak gördüğünü anlatan Özügergin, gelecekte de Hollanda'yı AB'de bir ortak olarak göreceklerini, dolayısıyla Türkiye-Hollanda ilişkilerinin bu türden bir haksız gidişatı hak etmediğini söyledi.
AB zirvesi
Özügergin, Türkiye'nin aralık ayında yapılacak AB zirvesinden beklentileriyle ilgili bir soru üzerine ise, Türkiye'nin, AB ile ilişkilerde kriz beklentisiyle hareket etmesi durumunda kendini defansif bir tutuma sokacağını ve bunun yanlış olduğunu ifade ederek, "AB ile ilişkileri müzakere çerçeve belgesi ve konsey kararları çerçevesinde yürütüyoruz. AB'nin de bu çerçevenin dışına çıkacağına dair herhangi bir işaret almadık" dedi.
Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy'un AB Konseyi Başkanlığına seçilmesi ve AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilciliğine de İngiliz Barones Catherina Ashton'un seçilmesini kendileri açısından "iyi haber" olarak niteleyen Özügergin, şu anda AB'nin bir başkanı ve dışişlerinden sorumlu tek bir sorumlusu bulunduğunun altını çizerek, "Birliğin uzun vadeli stratejik çıkarlarını birileri gözetecek artık" ifadesini kullandı.
Ülkelerin tek başına küçük planlar yaparak, bütün AB'nin uzun vadeli stratejik çıkarlarını olumsuz yönde etkilemesinin son bulabileceğini belirten Özügergin, "İşte bu son bulduğu zaman da Avrupa, kendi uzun vadeli çıkarlarını gözeten bir tutum içine girdiği zaman yanında Türkiye'yi değerli bir ortak olarak görecektir" diye konuştu.
Özügergin, AB'nin, Lizbon anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle kendine çeki düzen vereceğini ve birçok sesten kurtulacağını, dolayısıyla bunun Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde olumlu yansıması olacağını ifade etti.
Türkiye'nin aralık ayındaki zirveye davet edilip edilmediği sorusuna karşılık da Özügergin, "Bildiğim kadarıyla böyle bir davet vaki değil" dedi.