Bin dolarlık ihracat yetmez!..
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Kayseri, geçen yıl 1 milyar 458 milyon 695 bin dolarlık dış satışla ihracat rekoru kırdı. Durgunluk kıskacına rağmen, zorlukları aşarak mamul madde ihracatında bir ilke imza atan sanayici, şu sıralar hem ekonomik krizi fazla yara almadan atlatabilmenin hem de geçen yılın1.5 milyar dolarlık ihracat rekoruna bir an önce tekrar ulaşabilmenin hesaplarını yapıyor.
Verilere göre, Kayseri ihracatta 1 milyar dolar sınırını 2007 yılında aşmış. 2008'de ise 1.5 milyar dolarlık dış satışla kişi başına isabet eden ihracat miktarı bin doların üzerine çıkmış.
Doğrusu; övgüye değer bir gelişme!..
Kayseri, kısır döngülere takılmadan 'gelişim' sürecine ayak uydurma uğraşı veren bir kent. Gelişimini, özümseyerek bağlandığı 'değişim' esintilerine borçlu. Eğer öyle olmasaydı, son çeyrek yüzyılda ihracatçı sayısını 20'li rakamlardan 500'lü rakamlara, dış ticaret hacmini 200 milyon dolardan, 3 milyar dolarlara çıkarabilir miydi dersiniz?
Kayseri, Cumhuriyet ile birlikte Tayyare Fabrikası'nın temelini atıp, Sümerbank Bez Fabrikası'nı kurarak, demir yollarına kucak açıp il sınırlarının dışına taşarak, ülkede sanayileşme hamlesi başlatan öncü illerden biri. Temelleri, o dönemde bu iki fabrika ile atılan sanayileşme hareketi, bugün 'değişim'i özümsemiş özel sektörün elinde yeniden şekillenerek, çıtayı doruklara taşımanın kavgasını veriyor.
Kayseri 'kendi kendine kalkınma' modelinin püf noktalarını keşfedip, özverili bir gayretle yapıyor bunu. Artık üreten tezgahlarıyla, kararlılıkla açıldığı dış pazarlarla, modern alışveriş merkezleriyle, ürün tanıtma ve pazarlama galerileriyle başarıyor bunu. Kayseri Sanayi Odası Başkanı Mustafa Boydak, "Şehirdeki endüstri alanlarının toplamı 40 milyon metrekareyi geçti. Eskiye oranla teknoloji içerikli yatırımlarda artış var. Biline ki, "rekabet" sözcüğü artık sanayici için çok önemli. Sektörün adı ne olursa olsun, üretim her alanda bu kelimenin hakkını teslim ederek yapılmalı" diyor.
Doğru söze ne denir?.. Elbet, iş fabrika kurup istihdam yaratmakla, mal üretip dış pazarlarda satmakla bitmiyor, sevk edildiği o pazarlarda, ürünün "rekabet" gücünü kanıtlaması ve de kalıcı olmayı başarması da gerekiyor.
Evet; Kayseri kimine göre "mucizeler", kimine göre ise "harikalar" yaratan bir kent. Bu tür tanımlamalar kulağa iddialı, ya da abartılı gibi gelse de, gerek şehircilik gerekse ekonomik kalkınma bahsinde hayli mesafe alındığı bir gerçek.
Kısacası; daha düne kadar ayakkabı çivisinden toplu iğneye, saç tokasından kurşun kalemine, birçok ihtiyaç maddesini, dışardan satın alan Kayseri'nin, bugün "değişim" esintileri sayesinde övgüye değer 'gelişim' örnekleri sergileyerek, dünyanın dört bir yanına milyar dolarlık sanayi malı satması hiç de küçümsenmemeli. Hele ki; göğsünü gere gere, bugün Amerika'ya fiber optik kablo, İtalya'ya blue jean, Almanya'ya takım tezgahı, İngiltere'ye gırgır süpürge satıyorsa…