Bindiğimiz dalı kesmeyelim

Hazır giyim üretici ve ihracatçıları dokumadan sonra örme kumaşa getirilen ek vergiye tepkili.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Korunma önlemleri kapsamında dokuma kumaşın ardından örme kumaşa da getirilen ek vergi, başta hazır giyim ihracatçıları olmak üzere sektörden tepki gördü.

Uygulamanın Türkiye'nin menfaatine olmadığını belirten İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, verginin 7.1 milyar dolarlık örme giyim ihracatına büyük darbe vuracağını savundu.

TGSD Başkanı Cem Negrin ek verginin, sektöre ikinci darbeyi vuracağını söylerken, BMD Başkanı Yılmaz Yılmaz da tüketici fiyatlarındaki artış riskine dikkat çekti.

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi yaptığı yazılı açıklamada, 2010 yılında ithal edilen 372 milyon dolarlık örme kumaşın çok önemli bir bölümünün Türkiye'de üretiminin bulunmadığını ifade etti. Türkiye'nin Uzakdoğu ülkelerine kayan basic üretimden çıkıp daha nitelikli ve yüksek değerli ürün gamına yönelmesi gerektiğini kaydeden Tanrıverdi, bazı kumaşları ithal etmek durumunda kalındığına dikkat çekerek, "15 Eylül'de açıklanan önlemlere, soruşturma kapsamında yer almayan, örme kumaşlar, kaplanmış kumaş, havlu kumaş, kadife kumaş, yatak çarşafları, bebek giyim gibi diğer giyim eşyaları da ilave edildi. Biz bunu beklemiyorduk. Avrupa'da kriz ortamının yaşandığı şu dönemde, derinlemesine bir inceleme için 6 aylık bir izleme dönemi talep etmiştik. Kriz ortamında zorlandığımız Avrupa pazarlarında ‘pahalı Türkiye' imajı oluştuğu için üzgünüz" dedi.

Türkiye'nin 2010'da 372 milyon dolarlık örme kumaş ithal ettiğine dikkat çeken Tanrıverdi, 2011 Ocak-Ekim döneminde ise bu tutarın 437 milyon dolara yükseldiğini vurguladı. Hammaddesi örme kumaş olan örme giyim ihracatının ise 2010'da 7.7 milyar dolar, bu yılın ocak eylül döneminde 7.1 milyar dolarlık olduğunu belirterek, "Yaklaşık 8 milyar dolarlık örme giyim ihracatının hammaddesi kısıtlanmış oldu. 437 milyon dolarlık ithalat engellenmek istenirken 7.1 milyar dolarlık ihracata darbe vurulduğu göz ardı edilmemeli. Yıl sonunda bu rakamın ortalama 450 milyon dolar ithalat 8 milyar dolarlıkta ihracata ulaşmasını bekliyoruz. Türkiye olarak bindiğimiz dalı kesmemeliyiz. Sektör olarak bu kararın mutlaka yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

"Sektöre ikinci darbe"

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Cem Negrin de yüzde 20'lik ek verginin, sektöre ikinci darbeyi vuracağını söyledi. Negrin "Getirilen ek vergiler sektördeki tüm firmaların zaten yüksek olan maliyetlerini daha da artıracak. En büyük pazarımız olan Avrupa'da pahalı Türkiye algısını daha da güçlendirecek. Rekabet gücümüzü azalacak. Sonuç olarak hem kısa vadeli hem de 2023 gibi uzun vadeli belirlediğimiz hedefler hayal olacak" dedi.

Türkiye'de üretilmediği için ithal edilen ürünlere getirilen ek verginin ithalatı engellemekten öte ihracatı sekteye uğratacağını kaydeden Negrin, şöyle konuştu: "Kasımda dokuma ürün ihracatımız miktar bazında yüzde 15 düştü. Oysa örmeye dayalı ihracatımız yüzde 6 artmıştı. Şimdi örme kumaşa dayalı ihracatımız da düşecek. Global markalar ve büyük alım grupları Türkiye'den çekilmeye başladı. Her geçen gün düşen hazır giyim ihracatı kötü sinyaller veriyor. Ek vergiler ne ihracatı ne de istihdamı artırır. İhracatta düşüş trendi devam ederken, Türkiye'nin çok istihdam yaratan sektörün büyümesi artık hayal oldu."

Hazır giyim ihracatı gerilemeye başladığını belirten Negrin, Kasımda bir önceki aya göre yüzde 14.5'lik keskin bir düşüş yaşandığına dikkat çekti. Negrin, Hatanın neresinden dönülürse kardır" diye konuştu.

"Tarihi fırsat heba edilmesin"

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Yılmaz Yılmaz da ek vergi zincirinin tüketici fiyatlarını yüzde 20'nin üzerinde artırma riski bulunduğunu belirterek, "Maliyetleri yüzde 30-40 artan markalarımızın uluslararası pazarlarda rekabet etme gücünü zayıflıyor. Yurtdışı büyüme planları olumsuz etkilenecek, Türk markalarının dünya pazarında yakaladıkları tarihi fırsat heba olacak" dedi.

Daha önce dokuma kumaşa getirilen ek vergilerin üretici fiyatlarında artışa, ihracatta da düşüşe neden olduğu ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "2012'nin ikinci çeyreğinden başlayarak hazır giyim fiyatlarının yüzde 20'lerden fazla artma ihtimali var. Enflasyon sepetindeki en önemli kalemlerden biri olan giyimdeki fiyat artışları, Merkez Bankasının enflasyon hedeflerini tutturmasını zorlaştıracak,  enflasyon Türk tüketicisini olumsuz etkileyecek." Markalı hazır giyim ihracatının hammadde maliyetleri rakip ülkelerden yüzde 30'lar civarında fazla olduğu takdirde, 2023 hedefine ulaşılamayacağını kaydeden Yılmaz, örme ve dokuma kumaş üzerindeki bütün vergi, referans fiyat vb uygulamaların kaldırılmasını istedi.

"Bavul ticareti kaçar"

Osmanbey Tekstilci ve İşadamları Derneği (OTİAD) Başkanı Ali Ulvi Orhan da uygulama ile Osmanbey, Laleli, Merter gibi merkezlerin önemini yitirerek, buradaki ticaretin rakip ülkelere kayacağını belirtti. Orhan, ayrıca zor şartlarla mücadele edemeyen birçok firmanın piyasadan çekilmesiyle ciddi anlamda pazar kayıplarının oluşacağına da vurgu yapan Orhan, "Dolayısıyla; 2010 yılı verileriyle bavul ticareti hariç 20 milyar doları aşan ihracatı, 8 milyar dolar ithalatı ile net katma değer yaratarak halen lokomotif sektör olma özelliğini koruyan tekstil ve konfeksiyon sektörlerimizin 2011 yılında ihracatları mutlaka düşecek, zorlukla kazanılmış olan bazı pazarlar kaybedilecek" dedi.

Laleli Sanayici ve İş Adamları Derneği (LASİAD) Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, "Bu tür maliyet arttırıcı faktörler rakiplerimiz karşısında bizim elimizi zayıflatıyor. Mevcut pazarlarda genişlemek zaten zordu. Bundan sonra daha da zorlaşacak" dedi. Eyyüpkoca, maliyet arttırıcı uygulamalara gitmenin doğru olmadığını belirterek, yeni pazar yaratmanın son derece zor olduğu bir ortamda mevcutların da kaybedilmesine neden olacak uygulamalara anlam veremediklerini ifade etti.

Bu konularda ilginizi çekebilir