Bir çok vergide OECD'nin en düşüklerindeniz
Maliye Bakanı Şimşek Türkiye'de vergi oranlarının yüksek olmadığını Vergi konusunda OECD'nin en düşük vergi alan ülkelerinden biri olunduğunu söyledi.
TBMM - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2010 bütçesindeki vergi hedefinin gerçekçi olduğunu belirterek, "Vergi düzenlemelerinin tam yıl etkisinden 2010'da 17 milyar lira gelir bekleniyor" dedi.
Şimşek, Bakanlığının 2010 bütçesinin ele alındığı TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Küresel kriz nedeniyle bütün ülkelerin bütçelerinde büyük sapmalar yaşandığını kaydeden Şimşek, Türkiye'de yüzde 4,5 civarında bulunan sapmanın, Rusya'da yüzde 11 olarak belirlendiğini, sapmanın diğer ülkelerde de yüzde 4 ile 14 arasında değiştiğini ifade etti.
Komisyondaki görüşmeler sırasında gelir tahminlerine yönelik eleştirilerde de bulunulduğuna dikkati çeken Şimşek, 2010 yılında 193,3 milyar lira olarak öngörülen vergi gelirlerinde, bu yıla oranla 29,7 milyar liralık bir fark olduğunu vurguladı. Büyüme oranı ve deflatör ile karşılaştırıldığında bunun yüksek bir oran olduğunu kaydeden Şimşek, şöyle devam etti:
"2010 yılında maktu vergi ve harçlarda ayarlamalar yapacağız. BOTAŞ gibi kuruluşların da borçlarının bir kısmını ödeyeceğini varsaydık. Maktu vergi içinde akaryakıt var. Bir miktarı da 2009 yılı içinde yapıldı. Burada 10,5 milyar liralık bir gelir öngörüsü var. 2009'da vergi indirimleri yapıldı, artık bunlarda kalktı. Burada 3,2 milyar liralık bir fark var. İndirimlerle 3,2 milyar liradan vazgeçilmişti, şimdi vazgeçilmiyor. Bu ek bir gelirdir.
2009'ın ikinci yarısında petrol ürünü ve tütünün ÖTV'sindeki artan maktu tutarlar, 2010'da tüm yıl olarak uygulanacak. Oradan da 3,3 milyar liralık bir gelir öngörülüyor. Vergi düzenlemelerinin tam yıl etkisinden 17 milyar lira gelir bekleniyor. 17 milyarı 29,7 milyar liradan çıkardığımızda, geriye 12,7 milyar lira kalıyor. Bu da bizim öngördüğümüz reel büyüme ile deflatörün altında. Yani burada bir takım varsayımlar var. O varsayımlar gerçekleşmezse, o zaman sorgulama yapılır."
Şimşek, Sayıştay Reformuyla ilgili değerlendirmesinde de bu reformu en çok kendisinin istediğini belirtti. Türkiye'de bu alanda büyük bir eksiklik ve boşluk bulunduğuna işaret eden Şimşek, "Bu konunun 2010 yılı içerisinde TBMM'den geçmesi için çalışmamız lazım, taslağa da nihai şekil verilmiş durumda" dedi.
Vergi yükü
Konuşmasında özellikle mali konulardaki afları doğru bulmadığını belirten Şimşek, afların vergi uyumunu ve adaleti bozduğunu, vergisini fedakarlık yaparak, borçlanarak ödeyenleri de haksız rekabetle karşı karşıya bıraktığını anlattı.
Şimşek, vergi affı yerine, vergi alacaklarının taksitlendirilmesi konusunda gerekmesi durumunda yeni düzenlemeler yapılabileceğini dile getirdi.
Vergi yükünün, "şehir efsanesi"ne dönüştüğünü de kaydeden Şimşek, iddiaların aksine Türkiye'de vergi yükünün yüksek olmadığını savundu.
Vergi gelirleri, SSK ve mahalli idare payları dahil vergi yükünün GSYH'ya oranının yüzde 23,6 olduğunu bildiren Şimşek,şöyle devam etti:
"Türkiye bu oranla da 30 OECD ülkesi arasında 28'inci sırada. Sadece vergi gelirleri bakımından bu yük yüzde 17,3 olarak hesaplanıyor. Burada da Türkiye 25'inci sırada. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerde de Türkiye'nin ülke sıralaması 25. Sosyal güvenlik yükü yüzde 6 civarında. O da bizi 28'inci sıraya taşıyor. Mülkiyet üzerinden alınan vergiler ise oran yüzde 0,7. Burada da sonuncu sıradayız. Mal ve hizmetten alınan vergilerde de yüzde 11'le ortalardayız.
Evet, bazı spesifik mal ve hizmetlerde oranlar yüksek. Hareket alanı kazandıkça bunlarda da adım atmamız lazım. Akaryakıt, özel iletişim vergisi ve otomotiv vergilerini bir tarafa bırakırsak, bir çok vergide OECD'nin ya en düşük ülkelerinden biriyiz, ya da en düşüğüyüz."
Kayıtdışı
Maliye Bakanı Şimşek, kayıt dışılıkla mücadelede de öncelikle cezaların ağırlaştırılmasına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Bir ülkede naylon fatura üretenin mutlaka hapse girmesi gerektiğini savunan Şimşek, TCK'da da vergiyle ilgili hapis cezalarının ertelenmesini kaldıracak bir düzenlemenin zorunlu olduğunun altını çizdi.
"Vergi kaçakçılığı yapanların sonuçlarına katlanması lazım" diyen Şimşek, bunun için çapraz denetimin bir an önce devreye girmesini istediklerini anlattı.
Çapraz denetimin, bütün gelişmiş ülkelerde uygulandığına işaret eden Şimşek, şunları söyledi:
"Biz kimsenin serveti peşinde değiliz. Ama 1 yıl içerisindeki gelir-gider farkının açıklanabilmesi lazım. Ya da gelirle gider arasında uyum olması lazım. Bir yandan çapraz denetim, bir yandan vergi kaçıranların cezalarının ağırlaştırılması, bir yandan da gelir idaresinin güçlendirilmesi lazım.
İdare, yarı özerkse yarı özerk olmalı. Dünyadaki emsalleriyle aynı olmalı. IRS nasıl yapıya sahipse, aynı yapılara kavuşturmalı. Bütçe ve imkanları artırılmalı. Gelir İdaresine anayasal sınırlar içerisinde yetki devredilecekse ben, bu yetkileri devretmeye dünden hazırım. Bunu da önümüzdeki yıl gerçekleştirmeye çalışacağız."
Şehir rantları
Şimşek, mahalli idarelerin durumuyla ilgili eleştirileri yanıtlarken de mahalli idareler konusunda bir çalışma yapıldığını bildirdi. Şimşek, şehir rantlarından, yerel idare paylarına kadar çeşitli konuları içeren bu çalışmanın da Meclise getirileceğini belirtti.
Özelleştirme konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, TÜPRAŞ, THY ve PETKİM gibi özelleştirilen bir çok büyük kuruluşun günümüzde daha çok üretim yaptığını ve daha fazla istihdam sağladığını vurguladı.
Kanunda "Özelleştirme Fonunun nakit fazlası iç ve dış borç ödemelerinde kullanılmak üzere Hazineye aktarılır" hükmü bulunduğunu da hatırlatan Şimşek, bu kapsamda bugüne kadar Hazineye 27 milyar dolar kaynak aktarıldığını bildirdi.
Mali kuralla ilgili bir soru üzerine en geniş anlamıyla kamu açığının kritik değer olarak belirlendiğini belirten Şimşek, 2011'de alt yapı yatırımlarının mali kuraldan ayrı tutulması konusunun tartışıldığını bildirdi. Maliye Bakanı Şimşek, ancak mali kuralın Hazine ve ilgili kuruluş temsilcileriyle birlikte çalışıldığını hatırlattı.
Masak başkanlığına atama
Şimşek, bir milletvekilinin "eski MASAK Başkanı bir soruşturma konusunda direndiği için görevinden ayrıldı ve Gelir İdaresi Başkan Yardımcısı oldu şeklinde değerlendirmeler var" demesi üzerine de şöyle konuştu:
"Ben adama, şahsa göre işten çok, o işi en iyi yapacak liyakata bakıyorum. MASAK Başkanının da kendisi Gelir İdaresi Başkanlığına geçme eğilimi gösterdi, Gelir İdaresi de istedi. Ayrıca Gelir İdaresi Başkan Yardımcılığı tenzil-i rütbe değildir. Gündeme gelen iddialar doğru değildir."
Konuşmasında son dönemdeki Maliye Bakanlığındaki mükellef hakları tartışmalarından kendisinin de rahatsız olduğunu söyleyen Şimşek, önümüzdeki dönemde Bakanlığın kredibilitesini artıracak, uygulamada soru işaretlerini kaldıracak her türlü düzenlemeyi yapmayı düşündüklerini ifade etti.
Memur maaşları
Bakan Şimşek, milletvekillerinin bazı memur gruplarıyla ilgili maaş düzeltmesi talebinde bulunması üzerine de "herhangi bir kesimin özlük haklarına ilişkin bir düzenlemeyi benden beklemeyin. Yapacaksak toplu yapalım. Böyle olsun ki sağlıklı olsun" dedi.
Yurt dışındaki bankalarda Türklere ait hesaplar konusunda Lüksemburg ve İsviçre gibi ülkelerden bilgi alınacağına da işaret eden Şimşek, bu konuda İsviçre ile parafe edilen anlaşmaya, yakında imzaların da konulacağını ve ardından da anlaşmanın Meclise sevk edileceğini belirtti.
Bakan Şimşek, "Amacımız kimseyi korkutmak değil ama vergi yükümlülüğü konusunda biz toleranslı davranamayız. Nerede olursa olsun, vergisini ödesin. Türk vatandaşları, ister içeride, ister dışarıda yaşasın, onların banka hesapları konusunda her türlü çalışmayı yapıyoruz, anlaşmaları yapıyoruz. Parayı getirir getirmez, bu bir tercihtir ama anlaşmaları yaptıktan sonra geçmişe yönelik bilgileri alabileceğiz" açıklamasında bulundu.
Maliye Bakanı, Hazine taşınmazları ile ilgili değerlendirmesi sırasında da bedava bir şeyin iyi sonuç doğurmadığını, her şeyin mutlaka karşılığının ödenmesi gerektiğini vurguladı.
Şimşek, üniversiteler hariç bir mülkiyetin cari değeri üzerinden satılmaması halinde, özel sektöre geçmesini doğru bulmadığını da sözlerine ekledi.