Bir festivalin ardından

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ERZURUM'DAN / Ela KARASU

[email protected]

Geçtiğimiz günlerde 6'ncısı düzenlenen Uluslar arası Dadaş Film Festivali, her yıl olduğu gibi bu yıl da birbirinden değerli konuklarıyla Erzurumlular ile buluştu. Kültür Bakanlığı sponsorluğunda gerçekleştirilen festivalde başta Erzurum Valiliği olmak üzere Atatürk Üniversitesi ile yerel yönetimlerinde katılımları, festivali Erzurum'a tanıtmanın yanı sıra 'Erzurum'u tanıtma' konusunda da etkili oldu.

Bu yıl 2011 Universiad Kış Oyunları'nın Erzurum'da yapılmasıyla, festivalin temasını da 'dağ sporları filmleri' oluşturmuş. Festivalin yönetmeni Nil Gürpınar, "Film festivalinin spor ve turizme bir kapı açması için biz de destek ayağını kuvvetlendirelim düşüncesiyle festivalin temasını belirledik" diyor. Ve ekliyor: "Dadaş Film olarak 50 yıldır varız. Sinema sektörü bizi tanıyor. Ancak çoğunlukla sektörümüzde Erzurum'u hiç görmemiş kişiler var. Düzenlemiş olduğumuz bu festivalle Erzurum da tanınır hale geldi. Her yıl ünlü kişiler dahil 50 dan fazla kişiyi Erzurum'da festival  konuğu olarak ağırlıyoruz. Döndüklerinde tekrar Erzurum'a gelmeleri için plan yaptıklarını biliyorum. Özellikle dünyanın 2. büyük kayak pistini barındıran Palandöken'e ilgi büyük."

Festivalin içeriğinden bahsedecek olursak; bu yıl Erzurum'da İstanbullu Cengiz Yüzsever'in yönetmenliğinde çekilen 'Rampa' filmi, büyük ilgi çekti. Festivalde Türkiye prömiyerini yapan film,  küçücük eski bir fotoğraftan yola çıkıyor. Erzurum'da Kiremitlik Tepesi'nde 1940'lı yıllarda yapılmış atlama kulesinin hikayesini anlatıyor. Erzurum için ayrı bir değer taşıyan film, 1940'lı yılların Erzurum'unun,  ülkenin o zor şartlarda inançla, sevdayla nasıl 'olmaza' hayat bulduğunun hikayesi. 1980'li yıllardan sonra korunamadığından kaderine terk edilen, sonrasında elde kalan tahta parçalarının da tamamen yok olan Türkiye'nin ilk atlama kulesinin hazin durumu anlatılıyor. Tabi ki üzücü bir durum. O yılların binbir zorluğuyla yapılan kule günümüze kalmalıydı, korunmalıydı.

Günümüzde ise umarım yine aynı yerde Uluslar arası Universiad Kış Oyunları etkinliği kapsamında yapılan Atlama Kuleleri'nin sürdürülebilirliği sağlanır ve 1940'lı yıllarda yapılan kulenin kaderini paylaşmaz. Umarım bu yeni yapılan tesisler beklenen aktiviteleri gerçekleştirir, iyi korunur, gelecekte gençlere güzel kazanımlar sağlar. Erzurum kayak şehri. Bunu ön plana çıkarmak önemli. Bu yıl ki Dadaş Film Festivali de turizm ve spora katkı sağladı diye düşünüyorum.

Festivalde dikkat çeken bir başka şey; organizasyonun uluslararası ayağında, sanata önem veren SSCB döneminde en fazla film üretmiş ülke konumunda olan Gürcistan sinemasının yakından tanınması adına Gürcistan Büyükelçisi, kültür ateşesi, Gürcü yönetmen ve oyuncular da hazır bulundu. 60'ın üzerinde konuk ağırlayan festivalde, özellikle tarihimizi tanıtmada ciddi katkıları olan duayen sinema sanatçısı Cüneyt Arkın ile Filiz Akın da onur konuğu olarak yerlerini aldı. 5. Dadaş Film Festivali ile gelenekselleşen  'Sinema Okulu' da dikkati üzerine toplayan bölümler arasındaydı. 'İyi Bir Edebiyattan, İyi Bir Film Olabilir mi?', 'Sinemada Yönetmenlik', 'Sinema Tarihi' ve 'Film Eleştirileri' gibi derslerin yer aldığı sinema okuluna ilgi de dikkatlerden kaçmadı. Festivalin belgesel ağırlıklı olması halkı sanatla, filmle, konferansla, panellerle eğitim amacının yoğunlaştığı bir organizasyon olarak çıkıyor karşımıza.

Sanatçı ile akademisyenlerden oluşan teknik jüri ile bu yıl tamamen kadınların olduğu halk jürisi de tüm festivallerde konu edilen 'kadına şiddet' protestosu adına önemliydi.

Kısaca, 6. Dadaş Film Festivali, katılamayanların çok şey kaybettiği bir festival oldu.