Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Türk katılımcıların performansı
Nejdan YILDIZ / Sürdürülebilirlik Uzmanı ALP Sürdürülebilirlik Yönetim Danışmanlığı
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (BMKİS) işletmeler için geliştirilen ve operasyonel faaliyetlerini insan hakları, çalışan hakları, çevre ve yolsuzlukla mücadele konularındaki evrensel ilkeler doğrultusunda güncellemelerine olanak sağlayan bir sözleşmedir. 2000 yılında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın desteği ile kurulan ve sadece 40 küresel şirketin imzacısı olduğu Sözleşme, günümüzde 130 ülkeden 6 bini aşkın özel sektör katılımcısı ile dünyadaki en büyük kurumsal sosyal sorumluluk girişimidir.
Katılım şartları
BMKİS'i imzalamak isteyen şirketlerin, genel müdür veya yönetim kurulu başkanı tarafından kaleme alınmış ve 4 ana başlık altında yer alan evrensel ilkeleri yerine getirmeyi taahhüt eden bir mektup yazmaları yeterlidir. Bunun yanı sıra BMKİS Ofisi'ne sembolik bir maddi yardım yapmaları da beklenmektedir.
Şirketlerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları, sendikalar, kamu kurumları, belediyeler, ticaret odaları ve üniversiteler de BMKİS'e olan desteklerini belirterek katılımcı olabilirler. Onlara düşen başlıca görev ise özel sektörün küresel ilkeleri yerine getirip getirmediğini takip etmek ve şirketleri teşvik etmektir.
İlerleme bildirimi politikası
Taahhüdünü yerine getirip getirmediğini göstermek zorunda olan katılımcı şirketler, sözleşmeyi imzaladıktan sonra her yıl düzenli olarak ilerleme bildirimi sunmakla yükümlüdür.
İlerleme bildirimini zamanında sunmayan şirketler "iletişim yapmıyor" statüsüne geçer ve 1 yıl daha ilerleme bildirimi sunmazlar ise BMKİS'ten atılırlar. Temmuz 2011 itibariyle 2.500'ü aşkın şirketin üyeliği iptal edilmiştir.
Katılımcılar
Temmuz 2011 itibariyle Küresel Türkiye
Özel Sektör 6.234 113
Kamu ve Sivil Sektör 2.790 66
Toplam 9.024 179
Türkiye, 113 özel sektör katılımcısı ile BMKİS'in önde gelen ağlarından biridir. Örneğin bölge ülkelerinden Yunanistan'ın 47, Rusya'nın ise 20 katılımcısı bulunmaktadır. Bununla birlikte sivil sektör de örnek uygulamalar gerçekleştirmektedir. Örneğin, 2010 yılında BMKİS Türkiye yerel ağının desteği ile İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası (İEİS) BMKİS'i üye şirketleri ile birlikte imzaladı. Şu an dünya genelinde BMKİS katılımcısı olan 104 ilaç şirketinden 22'si Türkiye'de bulunmaktadır.
BMKİS'i imzalamanın faydaları
- Sürdürülebilirlik yolculuğuna başlangıç: BMKİS'i imzalamak sürdürülebilirlik yolculuğuna henüz başlamamış şirket ve KOBİ'lerimizin Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmasına direkt etki yapmaları için önemli bir fırsat sunar. Örneğin BM Bin Yıl Kalkınma Hedefleri Raporu'na göre kadın-erkek eşitliği Türkiye'nin ilerlemeye ihtiyacı olan alanlardan biridir. Şirketlerimizin bu konuda gerçekleştireceği ilerleme, Türkiye'nin kalkınma hedeflerini tutturmasını sağlayacaktır.
- Küresel pazarda rekabet gücüne etki: Son yıllarda Amerikan ve Avrupalı şirketler tedarikçilerinin sosyal sorumlu üretim yapmaları konusunda kamuoyundan baskı görür. Bu nedenle bu şirketler, tedarikçi seçimi sırasında sürdürülebilirlik performansını da hesaba katar. Örneğin, Fransa merkezli Schneider Electric ürün ve hizmet alımının %60'nı BMKİS katılımcısı şirket ve KOBİ'lerden yapmayı taahhüt etmiştir. Bu doğrultuda tüm yan şirket ve tedarikçilerini Sözleşmeyi imzalamaya teşvik eder.
- Marka değerine etki: Dünyanın en yaygın kurumsal sosyal sorumluluk platformuna üye olmak şirketlerimizin marka değerlerini yükseltir. Çalışanlarına, çevreye ve insanlığa sorumlu olduğunu gösteren şirketlerin müşterileri gözündeki değeri artar. Burada dikkat edilmesi gereken tek husus, BMKİS katılımının sadece imza düzeyinde kalmaması ve sözleşmeyi "marka mavileştirme" amacıyla kullanmamak. Bunu yapan şirketlerin marka değeri zarar görmektedir. Örnek: BMKİS'ten atılan şirketler.
Türk şirketlerinin önündeki engeller
Türk şirket ve KOBİ'lerin BMKİS'e katıldıktan sonra karşılaştığı sorunların genellikle benzer olduğunu gösteriyor.
İlerleme bildirimi yazamama: Öncelikle Türk şirketleri sosyal, çevresel ve yönetişim raporlaması konusunda uzman değiller. Bu nedenle danışmanlık hizmetlerine ihtiyaç duymaktalar.
Bütçe eksikliği: Sürdürülebilirlik danışmanlık hizmeti ise belli bir bütçe gerektiriyor. Özellikle KOBİ'ler bu konuya bütçe ayırmakta zorlanıyor.
Vizyon eksikliği: Bütçesi olan şirketler ise üst yönetimin sürdürülebilirlik konusuna olan kuşkulu yaklaşımı ve bu çalışmaların şirkete bir getirisinin olmayacağı düşüncesi ile sürdürülebilirlik hizmetlerine yatırım yapmak istemiyor. Sonuç olarak BMKİS katılımcısı ihracat şampiyonlarımız bile zamanında İlerleme Bildirimi sunamadığı için atılıyor ve marka değeri zarar görüyor.
Etik olmayan davranışlar: Şirketler sürdürülebilirlik stratejilerini ve performans bilgilerini rakipleri tarafından etik olmayan bir şekilde kullanılacağı için ifşa etmekten korkuyorlar. Bu da özel sektörümüzde etik değerlerin henüz tamamıyla yerleşmediğini gösteriyor.