”Biz birbirimizin düşmanı değil, birbirimizin rakibiyiz”

Bakan Arınç, "Birbirimizi düşman ilan etmek, birbirimizi vatan hainliğiyle suçlamak, siyasi partilere ve onların genel başkanlarına hiç yakışmıyor" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Biz birbirimizin düşmanı değil, birbirimizin rakibiyiz. Bugünün iktidarı, yarının muhalefeti olabilir. Bugünün muhalefeti yarının iktidarı olabilir. Demokrasi de zaten böyle bir şeydir. Onun için birbirimizi ölümüne yıpratmak, birbirimizi düşman ilan etmek, birbirimizi vatan hainliğiyle suçlamak, birbirimizi yok edilmesi gereken çok kötü varlıklar olarak görmek, siyasi partilere ve onların genel başkanlarına hiç yakışmıyor" dedi.

Arınç, AK Parti'deki partililerle bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, siyasi partilerin demokrasilerdeki önemine işaret etti.

"Demokrasiye gerçekten inanan insanlar olarak, siyasi partilerin bir demokratik devlet içindeki yerini tekrar konuşmak istiyorum" diyen Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"Anayasamızın 67. maddesi diyor ki, demokratik ve siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları siyasi partilerdir. Siyasi partiler olmalıdır ki düzenin adı demokrasi olsun. Bunların içinde elbette muhalefet ve iktidar olacaktır. Sadece iktidarların olduğu rejimlere demokrasi denilmez. Muhalefetlerin de güçlü olması, muhalefetlerin de iktidarı yıpratması, yön vermesi, eleştiride bulunması, öneri getirmesi ve bunları toplum adına yapması gerekir, dolayısıyla sadece kendimizi değil, Türkiye'de siyaset yapan tüm siyasi partileri de demokratik hayatın vazgeçilmez ögeleridir, diyoruz."

Bakan Arınç, bu sebeple bir bayram gününde bütün siyasi partilere buradan seslenmek istediğini belirterek, "CHP ile MHP ile Meclis içinde bulunan, temsil edilen DTP ile ÖDP ve diğer partilerle biz bir bütünüz" dedi.

Bülent Arınç, "Biz birbirimizin düşmanı değil, birbirimizin rakibiyiz. Bugünün iktidarı, yarının muhalefeti olabilir. Bugünün muhalefeti yarının iktidarı olabilir. Demokrasi de zaten böyle bir şeydir. Onun için birbirimizi ölümüne yıpratmak, birbirimizi düşman ilan etmek, birbirimizi vatan hainliğiyle suçlamak, birbirimizi yok edilmesi gereken çok kötü varlıklar olarak görmek, siyasi partilere ve onların genel başkanlarına hiç yakışmıyor" diye konuştu.

"Birbirimize rakip olduğumuzu gösterelim"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"Buradan Sayın Baykal'a da, Sayın Bahçeli'ye de, Sayın Türk'e de sayıları 50'ye varan tüm siyasi parti liderlerine gönülden bir şey söylemek istiyorum: Hepinizin bayramları mübarek olsun. Temsil ettiğiniz siyasi partilerin ve onların bütün mensuplarının da bayramlarını, kendi öz kardeşimin bayramını kutlar gibi candan kutluyorum. AK Parti'ye yakışan budur. Biz bu siyasi partilerle varız. Onlarla varlığımız devam edecek. Daha iyi, daha güzelini Türkiye için çok daha yararlısını, yarışmakla birbirimizin kalitesini, rekabetini artırmakla yola çıkacağız. Birbirimizin düşmanı değiliz. O yüzden kötü bakışları, sert bakışları, birbirimizi taşla sopayla karşılamayı, birbirimizi yok edilmesi gereken düşmanlar olarak göstermeyi, kürsülerde konuşurken ellerimizi kollarımızı sallayarak sanki birbirimize vuracakmış gibi hareketleri bırakın, Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Gelin kucaklaşalım, gelin fikirlerimizle, düşüncelerimizle, projelerimizle birbirimize rakip olduğumuzu gösterelim.

AK Parti'nin yaptığı bir çok yanlış şey olabilir. Niye onları göstermiyorsunuz? Pek çok doğru da olabilir. Niye bunları takdir etmiyorsunuz? Yapılan 5 ise ben 6'sını daha yapacağım diye ortaya çıkmıyorsanız da, kendinizin bir zamanlar yapmak isteyip muvaffak olamadığınız, şimdi de AK Parti yapmaya kalkışınca bizi vatan hainliği ile suçlamaya kalktığınız garip durumlara düşüyorsunuz.

Düşmanlık olmamalı aramızda. Bir Türkiye'de milyonları temsil ediyoruz. Sizlerle birlikte ve onların hepsi Türk milletinin çok değerli evlatları. Bütün siyasi patiler, bütün sivil toplum kuruluşları, bütün topluluklar Türkiye'de biz Türkiyeyiz ve birlikte ancak Türkiyeyiz. AK Parti'nin sloganı Türkiye'de bir gerçeği ifade ediyor. Birbirimizden koparsak Türkiye olamayız. Birlikte olursak büyük Türkiye'ye en iyi manada ifade etmiş olacağız."

"Gönülden söylüyorum ki, bayram ertesinde başlayan siyasi faaliyetler, birbirimizi daha iyi anlayarak, birbirimize daha çok saygı duyarak, birbirimizin varlığını kabul ederek, inşallah ümit ediyorum hem parlamentoda, hem de tüm Türkiye'de güzelliklerle yola çıkmış olmalı."

Arınç, gerginlik politikalarının Türkiye'ye faydası olmadığını, gerginlik politikalarının ülkeye ve millete faydası bulunmadığını vurgulayarak, "Yapacağımızı en iyi şekilde yaparsak başarılı olacağız ve Türkiye bundan çok şeyler kazanacak. 2010 yılının Türkiye için hayırla güzellikler getirmesini diliyorum" dedi.

"Sağlık Bakanı'nın yanındayım"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, konuşmasının sonunda, "domuz gribi" konusuna değinerek, partililere hitaben şöyle konuştu:

"Bildiğiniz gibi bu bayramda Sağlık Bakanımızın, yetkililerin sık sık yaptığı bir uyarı var. Bilmem buna ne kadar uyacağız bugün. Diyorlar ki, bayramlaşmalarda lütfen el sıkışmayın, hele hele hiç öpüşmeyin. Yani toptan böyle bulunduğumuz yerden hepinizin bayramını tekrar tekrar tebrik etsek, sonra birbirimize el sallasak yeterli olacak mı? Salih Kapusuz Bey, 'olmaz' diyor. Çünkü o Başbakan'dan yana ben Sağlık Bakanı'ndan yanayım.

Ben işin ehline müracaat ederim. Yani bir şey yapılacaksa o işi kim iyi biliyorsa ona sorarım. Hele doktorların önünde bir şey ifade etmem mümkün değil. 'Sen şusun, bunu içeceksin' derse, ben yaparım. Nitekim bu yaz ciddi bir rahatsızlık geçirdiğimde, onlar ne tavsiye ettilerse yaptım. Doktorlarımıza güveneceğiz. Büyük Atatürk bile ne demiş? 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' demiş. Biz hekimlerimize, hekimlerin başında bulunan Prof. Dr. Recep Akdağ'ın tavsiyelerine uymak mecburiyetindeyiz. Aşı olursunuz, olmazsınız o herkesin kendi bileceği iş. Ama bu tavsiyeler madem ki bir sağlık ekibinden geliyor, ben şahsen uymaya çalışırım. Ama emir büyük yerden... Salih Bey diyor ki 'hayır öyle olmayacak, benim dediğim gibi olacak' diyor. O ne derse onu yapalım. Ben kendimi korumaya gayret edeyim."