BM Raporu İsrail'in tutumunu meşrulaştırdı

Birleşmiş Milletlerin Mavi Marmara Raporu'nu değerlendiren CHP lideri Kılıçdaroğlu, hükümeti de beceriksizlik ile suçladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYDIN-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin onayıyla resmileşen Mavi Marmara raporunun, İsrail'in hak tanımaz ve hukuk dışı tutumlarını meşrulaştırmaktan başka amacı olmadığını söyledi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Aydın'ın düşman işgalinden kurtuluş törenlerine katıldıktan sonra Aydın Belediyesi'nde  bir basın toplantısı düzenleyerek Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara Raporu'nu değerlendirdi. "İsrail devletinin ortak insanlık değerlerini ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe sayarak gerçekleştirdiği Mavi Marmara Katliamı'nın üzerinden 15 ay geçti" diyen Kılıçdaroğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin onayıyla resmileşen Mavi Marmara Raporu'nun ise İsrail'in hak tanımaz ve hukuk dışı tutumlarını meşrulaştırmaktan başka bir amacı olmadığını ifade etti.

Hükümetin izlediği dış politikanın sonucu olarak, hukuki ve meşru dayanağın Birleşmiş Milletler raporu yoluyla İsrail devletine adeta hediye edildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Elimizdeki tek gerçek maalesef bundan ibarettir. İnsafsız ve haksız Gazze ablukasını insani nedenlerle reddeden ve bu insanlık dramını insanlığın ortak acısı olarak gören milletimizi geldiğimiz bu noktada bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. İsrail'in Gazze ablukasını güya gayrimeşru ve etkisiz kılmaya niyetlenip üstelik bir de Birleşmiş Milletler marifetiyle bu ablukanın meşruiyetini ve hukukiliğini tescil ettirmekten başka sonuç elde edemeyen bir dış politikaya başarılı denebilir mi? Bu olayın başından beri Türkiye devamlı kaybeden taraftır. Türkiye, can ve mal kaybetmiştir. Türkiye, hukuk mücadelesini kaybetmiştir. Türkiye, itibar kaybetmiştir. Türkiye'yle beraber Gazze de kaybetmiştir."

İsrail'in Gazze'ye uyguladığı haksız ablukanın hükümetin başarısız dış politikası yüzünden zerre kadar zayıflamadığını aksine daha da keskinleştiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dünya kamuoyunun büyük desteğine rağmen Türkiye'nin ve dolayısıyla Gazze'nin aleyhinde çıkan bu rapor, dış politika tarihimizin en ağır hezimetlerinden birisidir" diyerek hükümete yüklendi.

"Sokağın öncelikleri ile siyaset yapılmaz

Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı ve hükümetin bir hususa daha açıklık getirmesi gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bu raporun kamuoyuna sızdırılmasıyla aynı tarihe denk gelen Türkiye'ye füze kalkanı konuşlandırılmasının kabulü arasında ilişki var mıdır? Hükümet füze kalkanı projesine 'evet' derken BM Raporu'ndan haberdar mıydı, değil miydi? Bir yandan İsrail'le askeri iş birliği anlaşmalarının askıya alınacağını ifade ediyorsunuz, diğer yandan İsrail'in güvenliğini sağlamaya dönük olduğu baştan deklare edilen füze kalkanı projesine 'evet' diyorsunuz, neden, 'cambaza bak' demekten bu millet bıkmadı mı? Aslında siz açıkça milleti kandırıyorsunuz, İsrail'in güvenliğini Türkiye olarak garantiye almış oluyorsunuz. Sayın Başbakan'ın gündeminde popülizm yapacağı Arap Sokağı diye yeni bir siyasi muhatap oluştu. Arap Sokağı, Başbakan'ın dış politikasının birinci önceliği haline geldi. Arap kardeşlerimizin hissiyatı bizim için önceliklidir. Ama sokağın öncelikleriyle siyaset yapılamaz. Üzülerek ifade edeyim ki sayın Dışişleri Bakanı da Başbakan'ın dümen suyunda gidiyor. Oysa dışişleri bakanları itfaiyeci gibidirler, yangın çıkarmazlar, yangını söndürürler, öyle olması gerekir."

"Dış politikamız Gazze'ye endekslenemez"

Türkiye'nin dış politikasının salt Gazze'ye endekslenemeyeceğini, böyle bir durumun Türkiye'yi bloke edip yapıcı rol oynamaktan uzaklaştıracağını" ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Oysa Türkiye'nin menfaati Filistin meselesinin adil bir çözüme ulaştırılmasıdır. Taraf haline gelen Türkiye'ye ne Gazze'nin ne de bölgenin ihtiyacı vardır. Komşularla sıfır sorun sloganıyla yola çıkan AKP hükümetinin sayesinde Ortadoğu'dan Kafkaslar'a kadar Türkiye'nin sorun yaşamadığı bir ülke hemen hemen kalmadı. Türkiye, tıpkı Suriye örneğinde olduğu gibi, neredeyse ebedi kardeş ve dost ilan ettiği, başbakanın devlet başkanıyla kol kola gezdiği bir ülkeye karşı bir ay içinde savaş imasında bulunabilecek kadar tutarsız bir görüntü vermektedir. AKP'nin Türkiye'yi sözüne güvenilmez, sözü dinlenmez ve ne dediği belli olmayan bir ülke konumuna düşürmeye hiç mi hiç hakkı yoktur. AKP'nin komşularla sıfır sorun politikası, çok kısa sürede elde var sıfır politikasına dönüşmüştür. "

Bu konularda ilginizi çekebilir