Bölge girişimcisi ve bankalar üzerine

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Şükrü ADANIR / Ortadoğu Sanayici ve Genç İşadamları Derneği (OSGİAD) Genel Sekreteri

Bu yılın son aylarına doğru ekonomik kriz bir çığ gibi geliyor. Durum vahim! Yıllardır bölgemize girişimcileri davet ediyoruz ancak  şimdi mevcut iş potansiyelimizi korumanın bile başarı sayılacağı bir dönemi atlatma  gayretindeyiz.. İş dünyası atacağı en ufak adımda bile bütün negatif olasılıkları iyice süzgeçten geçirmeli. Daha çok büyüyelim, kalkınalım derken kıt kanaat ayakta tuttuğumuz işimizi kaybetme olasılığı ile karşılaşmayalım.

2002 yılına kadar bölgede bulunan bankaların, esnafın kredi başvuruları esnasında uyguladığı bürokrasi ve aradığı kriterlerin zorluğundan hepimiz yakınırdık. Her ne olduysa bankalar birden politikalarını değiştirerek birçok kolaylık sağlamaya başladılar. İşte tam o anda OSGİAD adına bu konuda birçok açıklamalar yaptık. Bölge işadamlarının klasik ticari deneyiminin evrensel kriterler göz önünde tutularak planlanan farklı kredi ürünlerine hazır olmadığını, birçok işadamının yönlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştık. Enflasyonun yüksek olduğu dönemde aylık yüzde 7  ile alınan krediler hatırlanarak altın tepside sunulan kredileri kullanıldı ve hesapsızca bir borçlandırılma süreci başladı, Ancak uzun vadelerle alınan kredilerle yapılan yatırımın da  katmadeğer sağlamadığı görüldü.

Yüksek miktarda kredi kotaları nedeniyle banka şubeleri piyasalara kredi verebilmek için müşteri danışmanlığı ad altında mali tabloları araştırmadan kredi verdi. Hatta bazı  bankaların tavsiyesiyle mali tablolardaki verilerin şişirilmesi suretiyle kredi alınması işi  oldukça kolaylaştırıldı. Öyle bir an geldi ki gözünü yastık altındaki paraya diken bankalar yastığı da istemeye başladı. Müşterinin reel verilerini incelemeden verilen krediler ters tepince bunca ilişki bir kenara atılıp müşteriye sırt çevrildi. Kriz iş dünyasının istemi dışında gerçekleşse de yaşanan iflaslar, ömür boyu kara bir leke gibi sicile işleniyor. Avrupa'da ise iflas eden bir işadamının herhangi bir finans kurumu ile ilişki kurarken yaşamış olduğu iflas, deneyim olarak kabul ediliyor.

Bankalar, yaşadığımız ekonomik krizin başlıca aktörleri arasında özel koşulları nedeniyle bölgemizde  faaliyet gösteren  girişimciye yeni sayfa açmak zorunda. Çünkü üreten insanı kazanmak çok da kolay bir şey değil. Peki, bundan sonra ne olur diye bakacak olursak, bence bugün yarına göre daha iyi. Yarın ne olacağı, piyasalara veya kasamıza nerden para geleceği belirsiz. Halkta, esnafta para yok. Mevcut borçlarımızda duruyor. Nasıl bu işin içinden nasıl çıkacağımızı bilen biri varsa söylesin.