Borsa bu yıl 61 bine gelir

İş Yatırım, 2010'da hisse senetleri kârlarında yüzde 10 büyüme öngörüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İş Yatırım tarafında hazırlanan "2010 Strateji Raporu"na göre, İMKB'de 2010 yıl sonu endeks hedef değeri 61 bin olurken, IMF anlaşması ile birlikte hisse senedi risk priminde yüzde 1'lik düşüş ile endeks hedefinin 66 bine yükselebileceği tahmin ediliyor.

"2010 Yılı Stratejisi: Senaryolar, Öngörüler ve Öneriler" başlıklı rapor,  İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, Sabit Getirili Menkul Kıymetler Analisti Ödül Çengel, Ekonomist Burcu Ünüvar ve Araştırma Müdürü Emre Sezan'ın katıldığı basın toplantısında açıklandı.

Küresel konjonktürün piyasalardaki hızlı yükselişi desteklediği, dünya ekonomisinde büyüme döneminin başladığı, gelişmekte olan ülkelerin küresel büyümenin itici gücünü oluşturduğunun belirtildiği raporda, gelişmiş ülkelerde enflasyon tehdidinin sınırlı olduğu, gelişmekte olan ülkelerde enflasyon riskinin ise arttığı, büyümenin güçlü olduğu Asya ülkeleri ve buralara ihracat yapan emtia üreticilerinin daha hızlı faiz artıracağına dikkat çekildi.

Gelişmekte olan ülkelere para girişinin artarak devam edeceğine işaret edilen raporda, EPFR global şirketinin çalışmasına göre, gelişmekte olan ülke hisse senedi fonlarına para girişinin 2009 yılında 80 milyar dolar ile 2007 yılındaki zirveye göre 25 milyar dolardan fazla arttığı, hızlı büyüme ve yükselen faizler nedeniyle 2010 yılında küresel sermayenin portföy tercihlerinde, gelişmekte olan ülkelerin ağırlığının artmaya devam etmesinin beklendiği, kredi notlarındaki iyileşmenin gelişmekte olan ülkelere para girişinin hızlanması için bir katalizör vazifesi göreceği vurgulandı.

Genelde rekabetçi kur seven bu ülkelerin sermaye hareketleri üzerindeki kontroller ve döviz piyasasına doğrudan müdahaleler yoluyla paralarının değerini kontrol etmeye çalışacaklarının altı çizilen raporda, buna rağmen, gelişmekte olan ülkelerin paralarının değer kazanmaya devam edeceği kaydedildi.

Türkiye'nin küresel sermaye için cazibe merkezi olmaya devam ettiğine işaret edilen raporda, Türkiye'nin dışa açık olması ve uluslararası finansman ihtiyacının yüksekliği nedeniyle dünya ekonomisindeki canlanma ve küresel risk iştahının ülkedeki büyümeyi yukarıya çekeceği, düşük baz yılı etkisinin iç talepteki artış ve stokların normal seviyesine dönmesiyle Türkiye'nin 2010 yılında yüzde 4,3, 2011 yılında yüzde 5 büyümesinin beklendiği belirtildi.

Endekste hedef 61 bin

Raporda, İMKB'de 2010 yıl sonu endeks hedef değeri 61 bin olurken, IMF anlaşması ile birlikte hisse senedi risk priminde yüzde 1'lik düşüş ile endeks hedefinin 66 bine yükselebileceği tahmin ediliyor.

İş Yatırım, takip ettiği toplam hisse senetlerinde 2010'da net karda yüzde 10, 2011'de yüzde 17 oranında büyüme beklerken, bunda temel etkenin kapasite kullanım oranlarının artması ve kar marjlarının yükselmesinden dolayı sanayi şirketleri olacağına dikkat çekiliyor.

Rapora göre, İMKB'de finans dışı kesimin yıllık net kar büyümesinin 2010'da yüzde 21, 2011'de yüzde 21 olacağı beklentisine yer verilirken, bankaların 2009'daki kar büyümelerini göremeyeceği, mali şirketlerdeki 2010 net kar büyümesinin yüzde 1, 2011'deki büyümenin ise yüzde 11 olacağı belirtiliyor.

Enflasyonist baskılar artacak

Orta vadede enflasyonist baskıların artacağına işaret edilen raporda, kaynak kullanımının düşüklüğüne rağmen 2010 yılından başlayarak enflasyonist baskıların artmasının beklendiği, küresel konjonktürün, emtia ve gıda fiyatlarındaki artış yoluyla 2010 yılında gelişmekte olan ülkelerdeki enflasyon görünümünü bozduğu, Türkiye öznesinde buna ek olarak bütçe dengeleri gözetilerek yapılan yukarı yönlü vergi ve fiyat ayarlamalarının fiyat istikrarının önünde bir tehdit oluşturduğu belirtildi.

Merkez Bankası'nın para politikasını, büyümenin düşük, çıktı açığının yüksek, enflasyon baskısının sınırlı olduğu bir senaryo üzerine kurduğu kaydedilen raporda, mali cephedeki bozulma ve emtia fiyatlarındaki artışın enflasyonu yukarı çekeceği ve Merkez Bankası'nı faiz artırmaya zorlayacağının öngörüldüğü ifade edildi.

Faiz, 2010-2012 döneminde 450 baz puan artar

Raporda, İş Yatırım'ın bu nedenle, IMF ile anlaşma yapılmamasına göre tahminlerin yer aldığı baz senaryosunu politika faizlerin 2010'da 2 puan, 2011'de 2 puan, 2012'de 0,5 puan artırılması, dolayısıyla 2010-2012 döneminde 450 baz puan faiz artırımı üzerine kurduğu bildirildi.

Raporda, faiz dışı açığın 5 milyar lira olarak öngörüldüğü 2010 yılında iç borç çevirme oranının yüzde 98 olarak tahmin edildiği kaydedildi.

Küresel konjonktürün gelişmekte olan ülke piyasalarına para girişini desteklediğinin altı çizilen raporda, hızlı büyüme ve faiz oranlarındaki olası yükselişin Türk Lirasını 2010 yılında da cazip kılmaya devam edeceği, 2010 yılında Türkiye'nin kredi notunda yaşanabilecek olası artışların Türk Lirasındaki yükselişi destekleyeceği vurgulandı.

Tahvil piyasasında sabit faizden ve uzun vadeden kaçındıklarına işaret edilen raporda, Merkez Bankası'nın faizleri artırdığı, Hazine'nin borç çevirme oranının yılın ilk aylarında yüzde 110 civarına yükseldiği, ekonominin canlanmasına paralel kredi talebinin güçlendiği baz senaryoda Devlet İç Borçlanma Senetleri için olumlu bir tablo çıkmadığı, bu nedenle sabit getirili kıymet önerilerinde uzun vadeli ve sabit kıymetli tahvillere yer vermedikleri bildirildi.

Güçlü çıpa

Risklere rağmen Türkiye ekonomisinin uzun dönemli rotasını sürdürebilmesi için güçlü bir çıpaya ihtiyacı olduğu dile getirilen raporda, hükümetin açıkladığı orta vadeli mali programın bu konuda atılan önemli bir adımı oluşturduğu, ancak hedeflerin düşüklüğü ve detaylar konusundaki belirsizliklerin, açıklanan programın piyasalar üzerindeki etkisini sınırladığına dikkat çekildi.

Raporda, programın Türkiye için bir çıpa görevini üstlenmesi için IMF ile yapılacak bir anlaşma sonrasında ek önlemlerin alınması gerektiği belirtildi.

Piyasa IMF anlaşmasını istiyor

İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, raporun açıklanmasından sonra gazetecilerin IMF anlaşmasına ilişkin soruları üzerine, ''4 yıllık programa dair güvenin sağlanması için dışardan bunun mühürlenmesi gerekiyor. Mali kuralı koyduğunuzda bunun sağlam olması, değiştirilmemesi gerekiyor. Bunu yapmak zor göründüğü için de piyasa IMF anlaşmasını istiyor'' dedi.

Türkiye'nin önünde iki yol var

Ekonomist Burcu Ünüvar ise aslında 2010 yılının Türk ekonomisi için 2009'dan daha kolay olmayacağını düşündüğünü ifade ederek, Merkez Bankası'nın 2010'un Eylül ayından itibaren toplam 200 baz puan faiz artırmasını beklediklerini bildirdi.

Türkiye'nin önünde iki yol bulunduğuna işaret eden Ünüvar, ''Ya Türkiye'nin riskini düşüreceksiniz ya da enflasyondaki endişeleri de dikkate alarak faizlerini yukarı çekeceksiniz. Maliye ya güvenilir bir çıpa ortaya koyacak ya da IMF anlaşması yapılacak. Eğer IMF ile anlaşma olursa 200 baz puanlık faiz artırımı beklentisi inecektir'' diye konuştu.

IMF anlaşmasının getireceği kayda değer unsurun disiplin olacağına dikkati çeken Ünüvar, ''Kendi programınıza sadık kalacağınıza dair piyasaya güven vermek gerekiyor. Hükümet bunu yapabilirse aslında Türkiye'nin IMF anlaşmasına ihtiyacı yok'' dedi.

Küresel ölçekte yatırım yapılabilir ülkeler dışında yatırım yapmayanların bulunduğuna değinen Ünüvar, Türkiye'nin yatırım yapılabilir ''ligine'' dahil olması halinde ülkeye daha fazla portföy girişi olacağını söyledi.

***

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.