Brezilya-Türkiye ortak bildirisinde Filistin vurgusu
Başbakan Erdoğan ile Brezilya Cumhurbaşkanı Rousseff'in yaptığı görüşme sonrasında "Türkiye ve Brezilya: Yeni Küresel Düzende Kalıcı Bir Ortaklık" başlıklı ortak bildiri yayınlandı.
RİO DE JANEİRO - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff görüşmesinin ardından yayınlanan "Türkiye ve Brezilya: Yeni Küresel Düzende Kalıcı Bir Ortaklık" başlıklı ortak bildiride, "Liderler, barış kültürünün karşılıklı olarak paylaşılması ve benzer evrensel değerler dizisine bağlılıkla Türkiye ve Brezilya arasındaki kalıcı ortaklığın uluslararası barış ve istikrara katkı sağlamayı kararlılıkla sürdürmeye muktedir olduğu sonucuna varmışlardır" denildi.
Bildiride, Erdoğan ve Rousseff arasında gerçekleşen toplantının, ikili ilişkilerin daha da güçlendirilmesine Türkiye ve Brezilya tarafından atfedilen büyük önemin açık bir göstergesi olduğu vurgulandı.
"Yakın ilişkiler kurmak ve bunu sürdürmek suretiyle coğrafi uzaklığın etkilerinin üstesinden gelmiş olan iki ülke, değişen dünya düzeninin sınamalarıyla baş edilmesinde birlikte hareket etmenin önemine değer vermektedirler" denilen bildiride, şunlar kaydedildi:
"İki ülke, güncel çok taraflılık kalıplarının karmaşık uluslararası sorunlara çözüm sağlamada kilit roller oynamaları için Türkiye ve Brezilya gibi gelişmekte olan oyunculara büyük fırsatlar sunduğunun bilincindedir. Bu zemin temelinde, iki lider, geçen birkaç yıl içinde kayda değer bir gelişme gösteren ikili ilişkilerin son zamanlardaki ilerleyişini gözden geçirmişlerdir. Liderler, üst düzey temasların devamını ve her iki taraftaki güçlü siyasi iradenin bir sonucu olarak gerçekleşen siyasi istişare süreçlerini takdirle karşılamışlardır.
Liderler, her ikisi de yılda bir kez olmak üzere, dışişleri bakanlıkları arasında düzenlenen Yüksek Düzeyli İşbirliği Komisyonu toplantılarının ve dışişleri bakanlıkları müsteşar/genel sekreter düzeyinde gerçekleştirilen siyasi istişare mekanizmalarının önemini özellikle vurgulamışlardır. İki ülke, düzenli olarak siyaset planlama istişareleri gerçekleştirmeyi de kararlaştırmış bulunmaktadır. Liderler, uluslararası mali krizin yaşandığı bir dönemde, ekonomik ilişkilerde meydana gelen gelişmeleri ve 2011 yılında yaklaşık 3 milyar ABD Doları olarak gerçekleşen ikili ticaret hacmindeki artışı memnuniyetle karşılamışlardır. Ticaret hacminde 10 milyar ABD Doları hedefine ulaşmaya yönelik kararlıklarını yinelemişlerdir. Yatırımların karşılıklı teşviki amacıyla Aralık 2010 tarihinde imzalanmış olan Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması'nın yürürlüğe girmesinin öneminin altını çizmişlerdir. Karma Ekonomik Komisyon Üçüncü Toplantısının bu yıl içinde Brezilya'da düzenlenmesini de kararlaştırmışlardır."
Erdoğan ve Rausseff, iki ülkenin savunma sanayindeki artan işbirliğini not etti
Ortak açıklamada, Brezilya Savunma Bakanı Celso Amorim'in davetine icabetle Mayıs 2012'de Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz tarafından Brezilya'ya gerçekleştirilen resmi ziyaretin başarılı sonuçlarının liderler tarafından memnuniyetle karşılandığı ifade edilerek, savunma sanayii alanında faaliyet gösteren kamu ve özel şirketlerin verimli toplantılar gerçekleştirdikleri, Erdoğan ve Rausseff'in iki ülkenin savunma sanayileri arasındaki artan işbirliğini not ederek, söz konusu işbirliğini daha da ilerletmenin önemini vurguladıkları belirtildi.
Başbakan Erdoğan ve Brezilya Cumhurbaşkanı Rausseff'in, havacılık ve uzay alanındaki işbirliğini geliştirmek için yeni fırsatların aranması konusunda da istekli olduklarını dile getirdikleri belirtilen ortak bildiri şöyle:
"Liderler, enerji alanındaki işbirliğini güçlendirmeyi sürdürmenin gerekliliğini vurgulamışlardır. Liderler, Enerji Alt Komitesinin yıl içinde kurulmasının önemine işaret etmişlerdir. İki lider, kentsel dönüşüm ve yenilenme alanında işbirliği olanaklarını da ele almışlardır. Bu çerçevede, Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın 2012 yılının ikinci yarısında Brezilya'yı ziyaret etmesi kararlaştırılmıştır. Liderler, Türkiye ve Brezilya arasındaki kültürel bağların kuvvetlendirilmesinden duydukları memnuniyeti de dile getirmişlerdir. Türk Hükümetinin, Sao Paulo'da Türkiye'nin Başkonsolosluğu bünyesinde Turizm ve Tanıtma Bürosu açma kararını memnuniyetle karşılamışlardır. Kültürel ve turistik faaliyetleri teşvik etmek ve artırmak bakımından Sao Paulo-İstanbul arasında doğrudan uçuşların olumlu etkilerinin altını çizmişlerdir. Çok uluslu forumlardaki yakın işbirliği konusunu geniş biçimde görüşmüşlerdir. Uluslararası sistemin karmaşık dinamiklerini anlama ve karşılamada birlikte hareket etmek suretiyle yaratılan sinerjinin önemini vurgulamışlardır. Liderler geniş ve yüksek düzey katılımın kattığı artı değere özellikle atıfta bulunarak, Rio 20 Konferansı'nın başarısından övgüyle söz etmişlerdir. Konferansın sürdürülebilir kalkınmaya ulaşmada önemli bir çaba olduğunu belirterek, belirlenen hedefleri uygulamanın önemini vurgulamışlardır.
Liderler, küresel kalkınma çalışmalarında Türkiye ve Brezilya'nın donörler ve dinamik aktörler olarak artan rolünü içten bir memnuniyetle karşılayarak, özellikle Güney-Güney İşbirliği alanında olmak üzere, uluslararası kalkınma mimarisinde iki ülke arasında işbirliği ve eşgüdümü daha da artırmayı kararlaştırmışlardır. Bu doğrultuda, liderler, Türkiye ve Brezilya'nın özellikle En Az Gelişmiş Ülkeler başta olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya kaldıkları sorunlara ve sınamalara kalıcı çözümler geliştirmek için tüm ilgili uluslararası platformlarda ısrarlı ortak çabalarını sürdüreceklerini taahhüt etmişlerdir.
Liderler, uluslararası örgütlerde ve özellikle küresel barış, istikrar ve refahın tesisi ve sürdürülmesinde merkezi rolü bulunan BM'de mevcut işbirliğinin seviyesinden duydukları memnuniyeti ifade etmişlerdir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daha temsili, demokratik ve çağımızın sınamalarına cevap verebilecek şekilde kapsamlı bir reforma tabi tutulmasının gerekliliği konusunda mutabık kalmışlardır. Brezilya, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi 2015-2016 dönemi geçici üyelik adaylığına desteğini teyit etmiştir. Liderler, birçok ülkenin ekonomik krizle mücadele ettiği bir zamanda G-20'nin ve uluslararası ekonomi politikalarının öneminin altını çizmişlerdir. G-20 konularına ilişkin iki ülke arasında istişarelerin daha yoğun şekilde sürdürülmesi konusunda mutabık kalmışlardır."
[PAGE]Uluslararası platformlarda ortaklık
Erdoğan ve Rausseff'in, Türkiye ve Güney Ortak Pazarı (MERCOSUL) arasındaki ilişkilerin önemini vurguladıkları kaydedilen bildiride, Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye ile MERCOSUL arasında Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin sürdürülmesi ve Siyasi Diyalog ve İşbirliği Mekanizması'nın ilk toplantısının gerçekleştirilmesi konularında Türkiye'nin güçlü arzusunu yinelediği, bu çerçevede Brezilya'nın desteğini talep ettiği bildirildi.
Görüşmede Brezilya Cumhurbaşkanı Rausseff'in, Brezilya'nın İslam İşbirliği Teşkilatı'nda gözlemcilik statüsü almak için yaptığı başvuruya Türkiye'nin sağladığı destek için memnuniyetini ifade ettiği belirtilen bildiride, liderlerin Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da halkların siyasi katılım, artan ekonomik fırsatlar, onurlu yaşam ve sosyal adalete yönelik meşru taleplerine tam desteklerini dile getirdikleri, halk hareketlerinin bu taleplerini barışçı şekilde ortaya koyma ve hükümetlerin aynı şekilde karşılık verme zorunluluğunun altını çizdikleri vurgulandı.
"Liderler, haklı ve meşru taleplerini barışçı yollarla duyurmaya çalışan halka karşı güç ve şiddet kullanımını kınamışlardır" denilen ortak bildiride, şu ifadeler yer aldı:
"Ayrıca, 4 Haziran 1967 sınırları içinde ve Doğu Kudüs'ün başkent olacağı bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulması için verdikleri tam desteği de yinelemişlerdir.
Suriye'deki son gelişmeleri gözden geçiren iki lider, derhal ve koşulsuz olarak sona erdirilmesi gereken sivil halka karşı şiddetin devamından duydukları derin endişeyi dile getirmişlerdir. BM-Arap Ligi Ortak Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın girişimlerine vermiş oldukları tam desteği belirtmişler ve Annan'ın 6 maddeli planının, BM Güvenlik Konseyi'nin 2042 ve 2043 sayılı kararları ile uyumlu şekilde bir bütün olarak tamamen ve derhal hayata geçirilmesi konusunda çağrıda bulunmuşlardır. Suriye halkının meşru taleplerine demokratik ve etkin cevap verecek kapsamlı bir Suriye temelli siyasi sürecin derhal başlatılmasının öneminin altını çizmişlerdir.
Liderler, Medeniyetler İttifakı, İstanbul Arabuluculuk Konferansı ve Açık Yönetim Ortaklığı girişimi de dahil olmak üzere, diğer ortak işbirliği alanlarının önemini de vurgulamışlardır. Liderler, Afrika ülkeleri ile ilişkilerin daha da geliştirilmesi konusunda birbirlerinin ilgilerini takdir etmişlerdir. Bu doğrultuda, Afrika ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak amacıyla dışişleri bakanlıkları arasında düzenli istişareler tertiplemeye karar vermişlerdir."
[PAGE]Bölgesel sorunlara ortak barışçıl çözümler
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Rousseff'in, küresel sonuçları olan bölgesel sorunlara ortak barışçıl çözümler aranması ve birlikte hareket edilmesinin gerekliliği hususunda görüş birliğine vardıkları ifade edilen bildiride, "Liderler, yol haritaları olan Stratejik Ortaklık Eylem Planı'nın uygulanmasını teşvik ederek, mevcut işbirliği mekanizmalarını güçlendirme ve gerekli görülen yeni mekanizmaları geliştirme konusunda mutabık kalmışlardır. Liderler, barış kültürünün karşılıklı olarak paylaşılması ve benzer evrensel değerler dizisine bağlılıkla Türkiye ve Brezilya arasındaki kalıcı ortaklığın uluslararası barış ve istikrara katkı sağlamayı kararlılıkla sürdürmeye muktedir olduğu sonucuna varmışlardır" denildi.
[PAGE]Huzurumuzun bölge huzuruyla doğru orantılı, biz bunu yaşayarak öğrendik
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin, bölgesindeki her ülkenin refah ve huzurunun, bölge içindeki ülkelerin refah ve huzuruyla doğrudan orantılı olduğunu yaşayarak öğrendiğini belirterek, "Bu gerçekten yola çıkarak, kendi ülkemizi büyütürken, kendi ülkemizi refah, huzur ve istikrara kavuştururken, bölgemizin de aynı şekilde büyümesi, refah ve huzura kavuşması için çok aktif politika izliyoruz" dedi.
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio 20 Zirvesi) kapsamında, "En Az Gelişmiş Ülkeler ve Rio 20" başlıklı yan etkinlikte, zirvenin ve tüm etkinliklerin insanlık için hayırlara vesile olmasını diledi.
Nepal Başbakanı ve En Az Gelişmiş Ülkeler Koordinasyon Bürosu Başkanı Dr. Baburam Battarai'ye, etkinliğe yönelik davetinden dolayı şükranlarını sunan Erdoğan, Türkiye olarak, En Az Gelişmiş Ülkeleri çok samimi ve kuvvetli şekilde desteklediklerini ve desteklemeye de devam edeceklerini söyledi.
Geçen yıl İstanbul'da, En Az Gelişmiş Ülkeler için hep birlikte yeni bir vizyon ve kalkınma programı oluşturduklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugün de Rio'da daha adil ve müreffeh bir dünyayı konuşmak üzere toplandık. Biz, 21'inci yüzyılın bir dayanışma ve paylaşma yüzyılı olmasını arzuluyor ve bunun için yoğun mücadele veriyoruz. Açıkçası, biz, bölgesel barış, huzur, istikrar ve refahın, bölgedeki her ülke için ne kadar hayati olduğunu bizzat tecrübe etmiş, halen de tecrübe eden bir ülkeyiz.
Türkiye, dünyanın neredeyse en çalkantılı coğrafyasının yanı başında bulunuyor. Yakın çevremizde, maalesef, çatışma, terör, savaş, yoksulluk, göç gibi çok sayıda soruna şahit oluyoruz. Bu sorunlar, kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı olarak Türkiye'yi etkileyebiliyor, ekonomiye, siyasete, dış politikaya, hatta sosyal hayata olumsuz yansımaları olabiliyor. Biz, bölgemizdeki her ülkenin refah ve huzurunun, bölge içindeki ülkelerin refah ve huzuruyla doğrudan orantılı olduğunu, yaşayarak öğrenmiş bir ülkeyiz."
"Bu insanlara kapımızı kapayamayız"
Erdoğan, şu anda Suriye'deki olaylar nedeniyle Türkiye'ye göç eden kişi sayısının 3 gün önceki rakamlara göre, 31 bini aştığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Biz bu insanlara kapımızı kapayamayız. Kapımızı açtık ve ne kadar gelirse yine kabulümüz. Çünkü bunu insanı bir sorumluluk ve insanı bir mesele olarak görüyoruz. Bu gerçekten yola çıkarak, kendi ülkemizi büyütürken, kendi ülkemizi refah, huzur ve istikrara kavuştururken, bölgemizin de aynı şekilde büyümesi, refah ve huzura kavuşması için çok aktif politika izliyoruz. Biz, En Az Gelişmiş Ülkelerin karşı karşıya oldukları sorunların, bu ülkeler kadar, bu ülkelerin bulunduğu bölgeyi de etkilediğini görüyor, ortak çözümler için roller üstleniyoruz."
"Türkiye, Resmi Kalkınma Yardımları'nı en çok artıran ülke"
Başbakan Erdoğan, son dönemde, kalkınmakta olan ülkelerle gerçekleştirilen işbirliği çalışmalarına hız verdiklerini, 2010 yılında 967 milyon dolar olarak gerçekleştirilen Resmi Kalkınma Yardımları'nın, 2011 yılında yüzde 38 artışla 1.32 milyar dolara ulaştığını, bu rakamla Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında Resmi Kalkınma Yardımları'nı en çok artıran ülke olduğunu vurguladı.
"En Az Gelişmiş Ülkelere yönelik güçlü desteğimiz, uluslararası kalkınma işbirliği faaliyetlerimiz içinde özel bir yer tutuyor" diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"En Az Gelişmiş Ülkelerdeki doğrudan yatırımlarımızın 2020 yılına kadar 10 milyar dolara çıkarılması için Hükümet olarak yatırımcılarımıza her türlü desteği vermeyi taahhüt ettik. Bu ülkelerle eğitim ve araştırma alanında işbirliğimizi artırıyoruz.
Uluslararası toplum, En Az Gelişmiş Ülkelerin her birinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, bu ülkelere yönelik ekonomik, mali, kültürel ve teknik işbirliği ile eğitim yardımlarını önümüzdeki dönemde mutlaka artırmalıdır. Artık verilen sözlerin ve yapılan taahhütlerin kuvveden fiile geçirilmesi zamanı gelmiştir. Bizde güzel bir söz var, 'bal bal demekle ağız tatlanmaz'. Balı yemek lazım. Onun için de bizim en az gelişmiş ülkelere balı yedirmemiz lazım, veren el olmamız lazım. Buradaki dayanışmamız çok önemli. Gelişme yolunda En Az Gelişmiş Ülkelere yönelik sonuç odaklı, somut adımlar atmak durumundayız. Bunu küresel gelişmelerin ve sürdürülebilir kalkınmanın gerekli kıldığı dinamiklerden ve dayanışma ruhundan hareketle yapmalıyız. Sorunların ve çözümlerin müşterek olduğunu göz önünde bulundurarak, Rio 20 Konferansı'nın sonuçları doğrultusunda ortak hedeflerimize odaklanmalıyız. Türkiye, En Az Gelişmiş Ülkeleri kuvvetle desteklemeye, sorunlarını her vesileyle ve her düzeyde dile getirmeye önümüzdeki dönemde de kararlılıkla devam edecektir."
Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak, küresel ölçekte sesini duyurmakta güçlük çeken birçok ülkenin sesi olmayı kendilerine görev bildiklerini de kaydetti.
[PAGE]Başbakan Erdoğan'dan Yahudilere güvence
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Benim liderliğimde, Türkiye'deki Yahudi topluluğu
güvence altındadır, korumam altındadır. Biz onları kardeşimiz olarak görüyoruz"dedi.
Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in düzenlediği Rio 20 Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi'nde yaptığı konuşmalar ve liderlerle ikili temaslarının yanısıra Rio Centro'daki zirve alanında karşılaştığı insanlarla da fotoğraf çektirdi. Erdoğan, burada karşılaştığı iki Musevi kökenli Amerikan vatandaşıyla da kısa bir sohbet etti.
"Biz onları kardeşimiz olarak görüyoruz"
Erdoğan, kendisine yaklaşarak, "Ülkenizde yaşayan bizim insanlarımızı iyi koruyun" diyen Yahudilere, "Benim liderliğimde Türkiye'deki Yahudi topluluğu güvence altındadır, korumam altındadır. Biz onları kardeşimiz olarak görüyoruz" dedi.
İsrail'in de Filistinliler'e iyi davranması gerektiğini belirten Erdoğan, "Ortadoğu'daki sorunları çözmek için bir yol bulmalıyız. İsrailliler, Filistinlilere daha iyi davranmalı" diye konuştu.
İsrail halkı ve Yahudiler hakkında ne düşünüyorsunuz diye soran Musevilere Başbakan Erdoğan; "Bizim İsrail halkıyla hiçbir sorunumuz yok. Sorunumuz İsrail Hükümeti'nin saldırgan tavırlarına karşıdır" cevabı verdi.
Başbakan Erdoğan'la fotoğraf çektirip tokalaşarak ayrılan kişilerin ABD'deki bir Yahudi kongresinin üyesi oldukları öğrenildi.