Bu avantaj dönerse bir gün…
TEKİRDAĞ'DAN / M.Nedim ÇAĞLAR
"Tekirdağ" dediğimizde herkes, ilin merkez ilçesini düşünür. Çorlu ya da Çerkezköy ayrı bir ilmiş gibi anlaşılır. Temel nedeni, "gelişmişlik" kabul edilir. Bu demektir ki, Tekirdağ ilinin gelişmesinin tohumu çatlamaya başlamalı. Çünkü, Çorlu ve Çerkezköy ilçelerinin üreten bölgeler olma avantajını bir gün kaybedebilir. Kısaca anlatayım.
Çorlu'da geçtiğimiz gün soğuk fırtınalı bir günde bir açılış yapıldı. HP Foxconn, Avrupa Serbest Bölge'de fabrikasını açtı. HP bu fabrikada, alanında dünyanın en büyük üreticisi olan Foxconn ile işbirliği içinde Çorlu'da masaüstü bilgisayar üretecek. Bu ortaklıkla HP Foxconn, Türkiye'yi masaüstü bilgisayarda küresel tedarik zinciri olarak kullanacak. Daha çok ilk aşamalarda sistem montajı şeklinde devam edecek üretim için şu an da 2 hat çalışıyor. Eylül ayı itibariyle bu 6 hatta kadar çıkacak. Toplam 60 milyon dolarlık bir yatırım olacak HP Foxconn, "Made in Turkey" imzasıyla üretecek.
Bölge için, Türkiye için sevindirici bir yatırım olarak gördü herkes. Kanımca da öyleydi. Uzakdoğu ülkelerinin bilişim teknolojileri elektroniğindeki rakipsiz üretim gücüne rağmen, Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine PC sevkıyatında lojistik bir ana merkez seçilmesi zorunluluğu Türkiye'nin tercih edilmesini sağladığını düşünüyorum. Ancak, iki nokta çok dikkatimi çekti. Aslında herkesin çekmiştir; zira hep söylenir bunlar: 1- Çağımız üretimde ortaklık ya da şirket evliliklerini zorunlu kılıyor, 2- Montaj ülkesiyiz, know-how sahibi olmak yerine…
İkisi de haklı sebeplerle yapılan tespitler. Özellikle ikincisine bir başka açıdan bakılabilir mi acaba: üretimden tüketime değin iki temel nokta artık rekabet için olmazsa olmaz: "yenilikçi üretim bilgisi" ve "lojistik güç". Bugün Ar-Ge'ye dayalı ürün ya da sistem geliştirmek bir anda olmasa da, yörenin coğrafi konumunu ve insan kaynaklarını akıllıca kullanmakla, know-how bilgisine sahip olmak kadar önemli. Hatta, gelecek 20 yıl bu bir üretim politikası halini alacağa benziyor. Ancak bu süreçte vazgeçilmez olmak için de bu avantajı sürekli dinamik tutmak gibi bir tecrübeye sahip olmamız gerekiyor.
Bu nedenle artık, montaj ülkesiyiz diye yakınmamak gerektiğini düşünüyorum. Otomobil ya da elektronik sistemler üretmek ya da bu üretme bilgilerini geliştirmek bir çağın eşiğinde ona hazır olmayı gerektiriyordu. Bu zamanlarda bu ülkenin çok başka meşgaleleri vardı. Jeostratejik önem bu ülkenin petrolü gibi. Öyle bir kaynak ki, petrol gibi atalete sebep olmasın ve daha sonra üretmenin ne olduğunu bilmeyen bir nesil vermesin sonra! Bence en önemli nokta burası, avantajlar tersine dönecek, ki hızlı atılmayan adımlar bunu kaçınılmaz kılacak. Bırakın know-how'ı, "made in Turkey" sevinci de kısa sürecek.
"Made in Turkey" yazıyorsa bu Trakya'nın bir nimetidir; Türkiye için. Bu nimete sahip olmaya devam etmek için, örneğin Tekirdağ'daki liman ve lojistik alt yapı yatırımlarına hızlı bir şekilde eğilmemiz gerekiyor. Çin'in devlet şirketi Cosco, Yunanistan'ın Pire limanı için milyar dolarlık yatırım yapıyor. Tekirdağ bu alanda hızla yatırımlarını tamamlamalı.
Açılışta, Bakan Yıldırım'ın "Biz yatırımların daha az gelişmiş bölgelere yapılması taraftarıyız. Ama, yatırımcı özellikle bu bölgeyi istedi" mealindeki sözleri de bunu açığa vuruyor. Neden? İşgücü mü? Enerji mi? Yoksa lojistik mi?